Türkiye basınında çıkan "sözleşmeli askerlik" haberleri hem profesyonel ordunun avantaj ve dezavantajlarını hem de Türkiye'de hâlâ yasak olan vicdani ret hakkını sorgulatıcı nitelikte. Sözleşmeli askerlik için 15 bin kişinin başvurması da "işsizlik sorunu" anlamında dikkate değer.
Siyaset bilimi filozoflarından Niccolò Machiavelli'ye göre ordularını ücretli askerlerden oluşturan iktidarlar, her zaman için, içinde oldukları savaşları kaybetmeye mahkûmlar. Machiavelli iktidarların askerlerinin bağlılığını para ile değil onların inanç sistemlerini manipüle etmek suretiyle kazandıklarını söylemeye getiriyor. Devlet ise bunu vatandaşlarına "milliyetçilik hissiyatını ve söylemlerini" empoze ederek gerçekleştiriyor.
Sabah gazetesinde çıkan bir habere göre paralı askerlik projesiyle "PKK'yle profesyonel düzeyde mücadele edecek askerlerin daha genç ve dinamik bir kadrodan olması" amaçlanıyor.
Profesyonel askerlik sisteminin PKK'yi hedef alıyor olması, Türkiye'de zorunlu askerliğin neredeyse bütün iktidarlar tarafından reddedilen Kürt sorunu nedeniyle kaldırılamadığının da bir göstergesi.
Pek çok gazetede de yer alan aynı habere göre "29 yaşına gelip görev sürelerini tamamlayan 'Rambolar', cezaevlerinin dış güvenliğinden" sorumlu olacak.
Haberde kullanılan dil çok dikkat çekici. Hem "vatani görevlerini" yerine getiren hem de bunun için profesyonel olarak yetiştirilen askerlerin Amerikan film kahramanı Rambo'ya benzetilmesi, Türkiyeli gençlerin, ilahlaştırılmış bir figüre özendirilme çabası gibi tınlıyor.
Profesyonel askerlikle, zorunlu askerliğin kaldırılması yolunda bir adım atılıyor olunmasına rağmen "Her Türk asker doğar" bakış açısı hâlâ geçerliliğini koruyor.
Dünyadaki örneklere bakıldığında, demokrasilerde normal koşullarda askeri iradenin sivil iradenin üzerinde olmadığı, ordunun yasama veya yürütmenin emrinde olduğu görülür.
Eğer özelleştirilmiş ordu yolunda bir adım daha atılır ve orduların finansmanı özel şirketlere devredilirse, şiddet de sermayenin kontrolüne girmiş olacak. Bu "model", şiddetin verimlileştirilmesini mi amaçlıyor? "Şiddetin verimlileştirilmesi", orantısız şiddetin giderek artabileceği anlamına gelmez mi?
Radikal gazetesinde yer alan bir habere göre, şu an için sözleşmeli askerliğe başvuranlardan kabul edilen 5 bin kişi, Isparta Dağ ve Komando Okulu'nda eğitim alacak. Sözleşmeli asker olarak görev alacakların sayısının ileride 30 bine çıkarılması öngörülüyor.
Diğer ülkelerde neler oluyor?
Askerlik birçok ülkede farklı modellerle uygulanıyor. Örneğin, İngiltere, İtalya, Fransa, Hollanda ve İsveç'te ordu tamamen profesyonellerden oluşuyor.
Bu ülkelerde kadınlar da isterlerse askerlik yapabiliyorlar ama mesela Fransa'da kadınlar aktif savaşa gönderilmiyor. İngiltere'de ise kadınlar kara kuvvetleri bünyesinde savaşa gönderilmedikleri gibi deniz kuvvetlerinde de bazı görevlerden muaf.
Almanya ise Türkiye ile muhakkak karşılaştırılması gereken bir örnek. Almanya da Türkiye gibi önce sözleşmeli askerler istihdam etti; ardından da bu yılın temmuz ayında zorunlu askerliği tamamen kaldırdı.
Özbekistan'da da profesyonel askerlik sistemi zorunlu askerlikle birlikte yürütülüyor.
Afganistan ve Dağlık Karabağ gibi savaş bölgelerine yakın olan Merkez Asya ülkelerinde ise askerlik hâlâ zorunlu.
Şu anda "demokratikleşme" baharıyla çalkalanan Mısır'da da askerlik üç yıl ve zorunlu. Muammer Kaddafi'nin baskıcı yönetiminin hâlâ sonlandırılamadığı Libya'da ise erkekler 17 yaşından itibaren, yani daha çocukluktan, zorunlu olarak askere alınıyor.
Kırgızistan'da ise 16 yaşından itibaren askere gitmek mümkün ama 18 yaşın altındakiler "askeri operasyonlarda görevlendirilmiyor".
Ne yapılabilir?
Öncelikle hükümetin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi son kararı uyarınca iki ay içinde vicdani ret hakkıyla ilgili yasal düzenlemeleri yapması gerekiyor.
Ne var ki; vicdani ret hakkı askerlik yerine bir kamu işyerinde çalışma zorunluluğu anlamına geliyor.
Total retçiler pek çok Avrupa ülkesinde "devlet için hiçbir koşul altında zorunlu olarak çalıştırılmamak" mücadelesi veriyor.
Şiddetin yine yükselişe geçtiği günümüz dünyasında "çözüm", silahtan geçmiyor. Kesin bilinmemekle birlikte her dönemde yüz binlerce genç erkeğin "asker kaçağı" durumunda olduğu bilinen bu ülkede, ihtiyaç yeni "askerlik modelleri" değil, barışa kapı açmak. (IK/EKN)