Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Küresel İncelemeler Merkezi, Avrupa Birliği (AB) 6. Çerçeve Programı kapsamında dokuz AB ülkesiyle birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının etkileri konusunda yürüttükleri projenin Türkiye'yle ilgili sonuçlarını bir toplantıyla paylaştı.
YTÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haldun Gülalp, Yrd. Doç. Dr. Ozan Erözden ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'ndan (TESEV) hukuk doktoru Dilek Kurban'ın üç yıldır yürüttüğü proje, Britanya, Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya'da da uygulanıyor.
Şahin Kararı cesaret verdi; "Kavakçı" tatmin etmedi
Türkiye'de üç yıldır yürütülen projeyi aktaran Gülalp, ilk yılda AİHM uygulamalarıyla ilgili manzarayı ortaya koyduklarını, ikinci yılını saha çalışmalarına ayırdıklarını, son aşamadaysa uzmanlarla görüşmeler yaparak rapor hazırladıklarını ifade etti.
Türkiye'de çeşitli gruplarla (azınlıklar, vicdani ret vs..) ve bakanlıklarla (Dışişleri, Adalet, İçişleri ve Maliye) görüşmeler yaptıklarını söyleyen Kurban, 1993'ten beri İslami kesimin Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ve başörtüsü uygulamalarıyla ilgili çıkan ret kararlarından sonra AİHM'e başvurmada cesaretinin kırıldığını, Leyla Şahin dosyasında din ve vicdan özgürlüğü açısından ihlal görülmese de karar çıkmasıyla birlikte başvuruların yeniden başladığını kaydetti.
AİHS'nin 8, 9, 10, 11 ve 14. maddelerinin çalışma kapsamında olduğunu anımsatan Kurban, Refah Partisi davasında AİHM'in "örgütlenme özgürlüğü" açısından ihlal görmemesiyle birlikte Fazilet Partisi'nin AİHM'de açtığı davasını geri çektiğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "din ve vicdan özgürlüğü"ne dair 9. maddesinden olmasa da, "seçme ve seçilme hakkı" yönünden ihlal tespit ettiği Merve Kavakçı davasının İslami kesimin başvurularında bir istisna oluşturduğunu, buna rağmen kararın pek yaygınlaştırılmadığını söyledi.
Kurban, zorunlu din dersi nedeniyle Alevilerin AİHM'e başvuru yapmak konusunda uzun yıllar birlikte hareket etmeden zorluk yaşadıklarını ancak Antalya İdare Mahkemesi kararıyla başarı elde ettiklerini söyledi.
Kurban, ifade özgürlüğü kararlarında olduğu gibi inanç ve vidan özgürlüğüne dair AİHM kararlarının da mutlak şekilde hükümetçe yerine getirilmediği ve sorunların giderilemediğini kaydetti.
"Kadın örgütleri Tekeli kararına ilgisizdi"
Cinsiyet eşitliği yönünden, eşinin soyadını kullanmak istemeyen İzmirli hukukçu Ünal Tekeli'yi açtığı davada haklı gösteren kararın içtihat oluşturduğunu, buna karşın Türkiye'deki kadın örgütlerinin Tekeli'nin yanında yer almadıklarını ifade etti.
Toplantının ikinci bölümünde din ve vicdan özgürlüğü açısından projedeki Fransa, Türkiye, Yunanistan ve Bulgaristan ile ilgili karşılaştırmalı bir rapor sunan Gülalp ise, din ve vicdan özgürlüğü açısından AİHM'de Fransa aleyhinde mahkumiyet kararı çıkmadığını, buna karşın Yunanistan ve Bulgaristan'da Ortodoks inancının Anayasa'da belirgin olması nedeniyle bu ülkelerin bir çok kez mahkum edildiklerini kaydetti.
Almanya yargısı etkin, AİHM başvurusu az
Gülalp, Almanya'da Anayasa Mahkemesi'nin çok etkin olması nedeniyle AİHM'e pek dava taşınmadığını; Avusturya'daki uygulamalardaki başörtüsü serbestisiyle ırkçılığın yaygın göstermesinin bir tezat oluşturduğunu açıkladı.
Toplantı katılımcıları da, rapor sunumlarıyla ilgili kendi gözlemlerini KİM ile paylaştılar. KİM'in İngilizce kaleme aldığı raporlar JURİSTRAS Türkiye sitesinde okunabilir.
YTÜ'nde 27 Şubat'ta yapılan toplantıya Ankara Üniversitesi'nden Kerem Altıparmak, Galatasaray Üniversitesi'nden Şebnem Gökçeoğlu Balcı, YTÜ KİM'den Evren Balta, Boğaziçi Üniversitesi'nden Ayşen Candaş Bilgen, İnsan Hakları Gündemi Derneği'nden Orhan Kemal Cengiz, İstanbul Üniversitesi'nden Naz Çavuşoğlu, İnsan Hakları Ortak Platformu'ndan (İHOP) Yılmaz Ensaroğlu, bianet'ten Erol Önderoğlu, Marmara Üniversitesi'nden siyaset bilimci Günay Göksu Özdoğan, Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı'ndan (TOHAV) Ruhşen Doğan Yıldız katıldılar.(EÖ)