Hrant Dink Davası müdahil avukatlarından Ergin Cinmen, Emniyet ve jandarma görevlileri hakkında inceleme başlatılmasını isteyen Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporu'nun çıktığını basından öğrendiklerini ifade ederek, öncelikle kendilerine tebliğ edilmemesini tepkiyle karşıladı.
"Bu raporu biz, Hrant Dink'in ailesi avukatları olarak basından öğrendik. Bir kere bu son derece vahim bir durum" diyen Cinmen, bunun öncelikle kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini söyledi.
"Basından öğreniyoruz, istiyoruz, zahmet ediyorlar..."
Basında çıkan haberler üzerine bugün Başbakanlık Teftiş Kurulu'nu telefonla aradığını, karşısına çıkan sekreterin "Şu anda ilgilenecek hiç kimse yok" dediğini ifade eden Cinmen, bianet'e "Telefon numaramı bıraktım. Şu ana kadar arayan soran olmadı. Tarafımıza tebliğ edilmeyen, iyice inceleme olanağı bulamadığımız bir rapor hakkında görüş beyan etmemiz mümkün değil" dedi.
Suça karışmış kamu görevlileriyle ilgili yaptıkları şikayetlerle de aynı durumla karşılaştıklarını açıklayan Cinmen, "Kamu görevlilerin yargılanmasına itirazlar yaptık ama mahkeme tebligatlarında daima gecikme oldu. Biz çoğu kez İdare Mahkemesi kararlarını basından öğrendik. Bu savunma hakkına ve bu olaya değer vermemeyle eşdeğerdir. Bunu şimdi de yaşıyoruz. Basından öğreniyoruz, ondan sonra talebimiz üzerine gönderme zahmetinde bulunuyorlar." diye konuştu.
"Rapor bize ek hukuki girişim imkanı sağlayabilir"
Oysa Teftiş Kurulu Raporunun çok önemli olduğunu, "bazı kanun yollarına başvurma nedeni olabilecek hususların da söz konusu olabileceğini" kaydeden Cinmen, Yasin Hayal'in 2006 yılında yurtdışıyla telefon görüşmeleri yaptığından söz edildiğini basından öğrendiklerini belirterek şöyle konuştu:
"Biz son derece önemlidir. Bu kişinin bağlantılarını ortaya koyabilecek bir olaydır. Biz başından beri ciddi bir suç örgütünün bulunduğu iddiasını ortaya koymuştuk. Biz bunları basından, televizyonlardan öğrendik. Bu son derece de vahim bir olaydır."
İstihbarat var, önlem yok, yaptırım da...
Teftiş Kurulu Raporu'nda Erhan Tuncel'in istihbarat elemanı olarak kullanıldığı dönemde sürecin takibi açısından zafiyet yaşandığını, Trabzon polisinin bir yıl öncesinden saldırıtehlikesinden haberdar olduğunu, konunun cinayet öncesi jandarmanın da gündemine geldiğini, kurumlar arasında koordinasyonsuzluk yaşandığını ortaya koyuyor.
Ayrıca rapor, hedef alınacaklar listesinde yer alan Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink'in neden korunmadığı, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'a verilen kınama cezasının neden uygulamaya konmadığı da soruldu.(EÖ)