Diyarbakır Barosu ile Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği "Tahir Elçi için İstanbul Buluşması", dün akşam Bakırköy’deki Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
Elçi'nin eşi Türkan Elçi, avukatlar ve hak savunucularının söz aldığı gecede, avukat Mahsuni Karaman ile gazeteci Burcu Karakaş, Elçi soruşturmanın ne durumda olduğunu konuştu.
"Halen bir şüpheli belirlenmedi"
Karakaş, soruşturma dosyasında halen bir şüphelinin olmadığını hatırlattı, Karaman da şunları söyledi:
“Bu dosyada bir şüpheli olmamasını bir tercih olarak değerlendiriyoruz. Elçi öldürüldükten hemen sonra, onlarca polisin silah kullanma görüntüleri neredeyse canlı yayında izlendi. Görüntüler soruşturma dosyasında. Elçi’nin bulunduğu tarafa en az altı polis varken, bu polislerin hiçbiri şüpheli sayılmadı.
“Görüntülerde iki PKK militanının, Dört Ayaklı Minareye koşuşuna odaklanmış durumda. Ve kayıtların tamamı kesintisiz sürüyor, tüm süreç görünüyor. Görüntü kayıtlarında kesiklik olan tek kayıt, Fotofilm Şube’nin kaydı.
“Görüntü Elçi’nin sesi duyup irkilmesiyle donuyor, aynı kayıt, iki militanın sokaktan girişiyle başlıyor. görüntü kayıtlarını karşılaştırdık, o kayıtta 13 saniyelik bir boşluk, kesinti var. işte Tahir Elçi o 13 saniyede vuruluyor. Bununla ilgili talepte de bulunduk, savcılık dosyasında var."
"Görüntü incelenirse ortaya çıkar"
“Görüntü kayıtları bilirkişi tarafından incelenirse, TÜBİTAK’a götürülürse görüntülerde oynanıp oynanmadığı ortaya çıkabilir.
“Ama zaten dosyaya verdiğimiz 100’e yakın itiraza cevap verilmedi, taleplerimizle ilgili bile savcılığın ne gibi bir işlem yaptığını bile bilmiyoruz. Bununla ilgili taleplerimiz de yanıtsız kaldı.
“Dosyaya erişimimizin olduğu dönemlerde dahi her şeye ulaşamayacağımızı savcı söylemişti. Mayıs ayından itibaren ise dosyaya kısıtlılık olmasa da hiçbir şekilde erişimimiz yok."
"Dosyada fiili gizlilik uygulanıyor"
“Cinayetin hemen ardından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı hatta Cumhurbaşkanı, başbakanın bu yöndeki açıklamaları ve sözlerinin ardından gizlilik kararı alamadılar ancak fiili olarak dosyadaki gizliliği kurmuş durumdalar.
“Tahir Elçi soruşturmasında bir olay yeri incelemesi yapılmadı. Cinayetten hemen sonra olay yerine gidildi, aşağıdan silah sesi duyunca herkes geri çekildi. Üç gün sonra yine aynı şey tekrarlandı. Üçüncü gidişte ise Elçi’nin vurulduğu yere kadar delillendirme işlemi yapılıyor, silahlar patlıyor deliller toplanıp geri dönüyorlar. Ancak deliller orada bırakılıp geri dönüldükten sonra, başsavcı, başsavcıvekili olay yerine bakıyorlar. Orada zaten zırhlı araç var. Ancak Elçi’nin vurulduğu yerdeki kurşunlar alınmadı."
"Ortada incelenecek olay yeri kalmamıştı"
“Olay yerine dört ay sonra gittik. Ama ortada olay yeri kalmamıştı. Elçi’nin vurulduğu kurşunla ilgili uzman görüşüne göre, bu kurşun ‘yorgun kurşun’ değil, çıktıktan sonra belli bir yol almış olabileceğini söylediler. Dolayısıyla bu kurşun fazla yol alamaz. Biz o gün kurşun çekirdeği bulduk ancak o gün orada 150 civarı ateş edildi. Olay yeri temizlenmişti. Yani incelenebilecek bir olay yeri yoktu, yok edilmiş.
Bilirkişi raporunu değerlendirdi
Karaman, Karakaş’ın bilirkişinin “kimin vurduğu bilinemez” şeklindeki raporunu da şöyle değerlendirdi:
“Bilirkişi raporundaki genel kanaat, Elçi’nin vurulduğu yerden atışın birçok yapılmış olabileceğiydi. Buna göre, o atış alanındaki polislerin vurmuş olma ihtimali olabileceğinden, şüpheli olabileceklerine dair savcılığa talepte bulunduk.
“Olay yerindeki militanlardan Mahsum Gürkan, olay yerinde bir kişinin vurulma anını gördüğünü söylüyor. Eğer bu beyan doğruysa bizim için çok önemli. Bu ifade, polisler daha doğrulmadan Elçi’nin vurulduğunu gösterir, bu da bir suikasta işaret eder.
“Elçi’yi Japon Pasajı denen yerden vurmuş olabilirler, sokaktan vurmuş olabilirler. Ama bildiğimiz, Eliçi’yi Uğur Yakışkan ve Mahsum Gürkan vurmadı. Bunu biliyoruz ancak polislerin vurup vurmadığını bilmiyoruz.
“Soruşturmanın takipçisi olacağız, mutlaka aydınlatacağız.” (AS)