*Bu haber, Atölye BİA İletişim Platformu atolyebia.org'da yayınlandı.
IPS İletişim Vakfı/bianet ve Atölye BİA'nın gıda mühendisi Dr. Bülent Şık ile birlikte düzenlediği "Ne Yiyoruz, Ne Biliyoruz? Gıda Güvenliğinde Güncel Meseleler" başlıklı webinar dizisinin ilk bölümünde "Pestisitler ve Halk Sağlığı" konuşuldu.
Webinar serisi, Ekim ayı boyunca her hafta Pazartesi günü 19.00- 20.00 saatleri arasında yapılacak. Webinar serisi gazeteciler, medya çalışanları, sivil toplum örgütü üyeleri, hak örgütü çalışanları, gıda-tarım-çevre aktivistlerine ve ilgilenen herkese açık.
"Pestisitler ve Halk Sağlığı" başlıklı ilk bölümün kolaşlaştırıcılığını, Atölye BİA Yerel Haber ve Ağ Koordinatörü Nazan Özcan yaptı.
Webinar dizisi içerisinde; iklim krizi odağında gıda ve beslenme sorunları ve çözüm yolları konuşulacak; halk sağlığı, gıda güvenliği ve pestisit gibi konularda ilgili tartışmalar yürütülecek.
Pestisitleri tanımlayarak başlayan Şık, pestisitleri, toksik madde kirliliğini anlatarak bu maddelerin çevreye ve topluma zararlarından bahsetti.
"En çok çocuklar maruz kalıyor"
Konuşmasının devamında pestisitlerin insanları nasıl etkilediğinden bahseden Şık'ın, anlatımlarından öne çıkan bazı noktalar şöyle:
"İklim krizi gibi bir meseleyi çözsek dahi, toksik madde kirliliği kalıcı olacak. Bu yüzden çok ciddi bir mesele.
"Pestisitler, kronik bir zehirlenme yaratıyor. Suya bulaşır, toprakta kalır, havaya karışır, soluruz. İçtiğimiz su, soluduğumuz havadan ötürü kronik bir maruziyet yaratır. Ve bu kendini belli etmez. Bazı toksik etkiler, ancak zaman geçtikçe fark edilir.
TIKLAYINIZ - Bülent Şık'ın Tüm Yazıları
"Diğer taraftan toksik kimyasallar, en çok yaşlılar ve çocukları etkiliyor. Özellikle yaş küçüldükçe etkilerin arttığına dair çalışmalar var. Çocukların toksik maddelere maruz kalmasından kaynaklı sorunlar, yetişkinlerden daha fazla. En çok çocuklar maruz kalıyor. Çocukları koruyabilecek bir sistem geliştirmek lazım. Agroekolojik bir bakış açısı geliştirilmeli.
TIKLAYINIZ - Türkiye tarımında kullanılan yasaklı pestisitlerin listesi
“Bazı kimyasal maddeler, nörolojik sistemde hasarlar açıyor ve bunlar çok ciddi hasarlar. Çocuklarda öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği gibi durumlara sebep oluyor. Klinik bir test, uzun vadeli bir izleme ile ancak çocuklardaki bu hasarları görebiliriz. Ama tüm bunların arka planında toksik kimyasallara maruz kalmanın olduğunu biliyoruz.
"Türkiye’de pestisit kullanımı, 80'lerden günümüze baktığımızda, arttı. İl bazında kıyaslama yaptığımızda Antalya, Mersin, Manisa, Denizli, Bursa gibi tarımsal üretimin olduğu yerlerde pestisit kullanımı çok fazla. Bazı illerde, ilçe bazında bile kullanımın farklılık gösterdiği durumlar söz konusu."
TIKLAYINIZ - Çocuklarda kurşun maruziyetini azaltmak için ulusal program uygulanmalı
Peki ne yapmalıyız?
"İki bakış açısı var. Biri bireysel, biri kamusal-toplumsal. Bireysel olarak yapacaklarımız sınırlı. Ülkede Tarım ve Sağlık Bakanlıklarının ürünlerde az kalıntı bırakacak şekilde bir sistem oluşturması lazım. Yasaklı maddelerin kalıntıları artık ürünlerde karşımıza çıkmamalı. Kontrol eden mevcut bir sistem olsa, o zaman en azından kalıntı miktarların oranında bir düşme olurdu. Toplumsal maruziyet çok fazla çünkü" diyen Şık, "Peki ne yapmalıyız?" sorusuna şu cevapları verdi:
- Olabildiği kadar, mutfağa giren ürünlerde ürün çeşitliliği oluşturmak lazım. Periyodik beslenme sorun içerebilir. Toksik maddelere maruziyete karşı, mutfakta çeşitlilik yelpazesini geniş tutmak gerekiyor.
- Aldığımız ürünleri yıkamak önemli. En azından yüzen pestisitleri azaltır bu durum.
- Meyveleri soyarak yemek, aslında özü, besleyiciliği kabukta derler ama soyarak yemek, maruziyeti azaltır.
- Ekolojik tarımı desteklemek gerekiyor.
- Gıda okuryazarlığı geliştirmemiz lazım.
"Kamuyu tekrar oluşturmak zorundayız. Yoksa bu topraklarda yaşayamayacak hale geleceğiz" diyen Şık, kurşundan ve etkilerinden de bahsetti.
Webinar, soru-cevapların ardından sona erdi.
Webinar serisi, "İklim Krizi, Mikroorganizmalar ve Gıda Güvenliği" başlığıyla 17 Ekim Pazartesi günü devam edecek.
Bülent Şık hakkında
Gıda Mühendisi. Akademisyen. Çevre dostu analiz yöntemleri geliştirilmesi üzerine doktora yaptı. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli laboratuvarlarda çalıştı. 2009'da öğretim üyesi olarak Akdeniz Üniversitesi'ne geçti. Üniversitede Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin kurulumu ve faaliyete geçmesi çalışmalarını yürüttü. Gıdalarda ve sularda katkı maddelerinin ve çeşitli toksik kimyasal maddelerin kalıntılarının belirlenmesi üzerine çalışmalar yaptı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nde öğretim üyeliği yaparken 22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarıldı. Türk Toraks Derneği Çevre ve İklim Sorunları Savunuculuk Ödülü, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü, Vefik Kitapçıgil Kamu Hizmeti Ödülü ve Halkevleri ‘Hakikatın Peşinde’ Ödülü’ne layık görüldü. Mutfaktaki Kimyacı ve Bizi Yeryüzüne Bağlayan Hikâyeler adlı iki kitabı bulunuyor.
(SO/NÖ)