"Ölüme çeyrek kalmıştı ki evi terk ettim. Kızımla sığınağa yerleştik. Derken pazarcılık yapmaya başladım. Şimdi evimi kurdum, çocuğumun geçimini sağlayabiliyorum..."
T.Y ve kızının öyküsü, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'ndan bir yılda destek gören 93 kadın ve 68 çocuğun hayatlarının nasıl değiştiğine bir örnek... Sığınma evleri çoğaldıkça, böyle öyküler de çoğalacak. Bu nedenle Avrupa Birliği (AB) standartları çerçevesinde çıkan Belediyeler Yasası'nın uygulanması çok önemli.
Yasaya göre her 50 bin kişilik nüfus için bir sığınma evi açılması gerekiyor. Bugün Türkiye'de 30 civarında kadın sığınma evi bulunuyor ve iki milyon kadına bir sığınma evi düşüyor.
"Şiddete uğradığında sessiz kalma!"
"25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü" yaklaşırken Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) de "Kadına yönelik şiddet suçtur; göz yumma, sessiz kalma!" diyor.
T.Y'nin de anlattığı gibi:
"Mor Çatı'ya gelmeden önce umudumu yitirmiştim. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Kızım henüz üç yaşındaydı, o da şiddet yaşıyordu. Mor Çatı'yı televizyondan duymuştum. 118'den telefonunu istedim, gidip görüştüm. Sığınağa yerleştikten sonra pazarcılığa başlayana kadar ancak geçici işler bulabiliyordum. Sonra çocuğum kreşe yerleşti. Şimdi haftanın altı günü 19.00'dan itibaren pazardayım."
B.R'nin öyküsü:
"Hayatım bir cehennem gibiydi, artık ezilmeyeceğim... "
"Sığınağa gelmeden önce hayatım bir cehennem gibiydi. Gördüğüm şiddet nedeniyle kaburga kemiğim kırıktı. Hamileydim ve üç çocuğum daha vardı. Kendimi sığınağa zor attım. Eski eşim -eşim bile demek istemiyorum artık- aklınıza gelebilecek bütün kötülükleri yapıyordu. 'Kurtuluşum yok' derken, buraya ulaştım.
Buraya sığındığım günden beri her şeyden önce bir insan olduğumu, kendime güvenmeyi, ayaklarımın üstünde tek başıma durmayı öğrendim. Artık hiçbir zaman ezilmeyeceğim. Üç oğlum var. Onlara erkek değil, hepimizin birer insan olduğunu öğretiyorum. Babaları gibi olmayacaklar.”
Ç.L'nin öyküsü:
"Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim..."
“Kocam beni öldürmeye teşebbüs etti. Vücudumda pek çok iz vardı. Boşanmak istiyordum, ama sokağa bile çıkmama izin yoktu, üstümden kapıyı kilitleyip çıkıyordu. Komşuların yardımıyla kaçtım, üç çocuğumla birlikte...
Önce bir avukat buldum, o da beni Mor Çatı’ya gönderdi. Altı aydır sığınaktayım, çocuklar da, ben de psikolojik destek alıyoruz. Dünyaya yeniden gelmiş gibiyim. Hayalini bile kuramayacağım şeyler oldu. Boşanma davam sonuçlanmak üzere. 4320 kararı çıkarttım. Kocam çocuklarıma ve bana yaklaşamıyor.
Çocuklar okula gidiyor. Umarım, bir değil, birçok sığınma evi açılır. Bizim gibi insanlar kurtulur.” (GG/NZ)