Avukat Barış Yıldırım, Munzur Vadisi Milli Parkının 1. derece doğal sit alanı ilan edilmesi için 10 Mart 2008'de Kültür ve Turizm Bakanlığı'na 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca yaptığı başvuruya cevap alamadı. Yasal olarak 60 gün içinde cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılıyor.
Yıldırım, bu zımni red işleminin iptali için Ankara İdare Mahkemesine dava açtı.
24 Mayıs'ta (Cumartesi) saat 12:00'de de Tunceli'deki çeşitli kurum ve kuruluşlar, Tunceli Belediyesi, sendikalar, meslek örgütleri, Demokratik Toplum Partisi ile Emek Partisi üyeleri Munzur Vadisi Milli Parkı içinde Anafatma Mevkiinde basın açıklaması yapacaklar.
Vadinin yüzde 63,5'i su altında kalacak
Bin 518 çeşit bitkinin yetiştiği, çengel boynuzlu keçi, bezuvar isimli dağ keçisi, ur kekliği, kırmızı benekli alabalık gibi vadiye has hayvan türlerini barındıran, bu nedenle de 1971'de Milli Park ilan edilen Munzur Vadisi'nde altı barajın yapımı için etüd ve sondaj çalışmaları yapılıyor.
Bu barajların tümü yapılırsa 4 bin 990 hektar büyüklüğünde bir göl meydana gelecek ve böylece Vadinin "mutlaka korunması gereken bölgeleri"nin yüzde 63,5'i su altında kalacak.
"Çevre politikalarına herkesin katılım hakkı var"
bianet'e süreci anlatan Yıldırım, Anayasanın "Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunmasına dair" 56. maddesinde "Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir" dendiğini hatırlattı:
"Çevre Kanununda da 'başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesiyle ilgilidir' deniyor. Vatandaşın çevre politikalarının oluşmasına katılım hakkı esas. Anayasal ve yasal haklarım çerçevesinde Munzur Vadisi'nin sit alanı ilan edilmesini istiyorum. Bakanlık nazara almak zorunda."
"Sondaj çalışmaları uluslararası sözleşmelere aykırı"
Yıldırım'a göre Munzur Vadisi Milli Parkı flora ve fauna açısından "2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu"na göre sit alanı ilan edilmeli, "Çünkü Vadi ilginç güzelliklere sahip ve ender bulunan bir yer."
Yapılan sondaj ve etüd çalışmalarının uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu vurgulayan Yıldırım şöyle konuştu:
"'Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına dair Sözleşme', 'Avrupa'nın Yaban Hayatı Ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi' ile 'Biyolojik Çeşitlik Sözleşmesi'ne Türkiye taraf. Anayasanın 90. maddesi uyarınca uluslararası sözleşmeler kanunlardan üstün. Bu sözleşmelere göre Vadinin sit alanı olması gerek." (GG)