Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’te iki araçla düzenlenen ve 52 kişinin öldüğü bombalı saldırıyla ilgili 33 sanığın yargılandığı dava “güvenlik gerekçesiyle” Ankara’ya nakledildi. Bu nakille, davanın üç duruşması da üç ayrı kentte görülmüş olacak.
Avukat Deniz Özbilgin bianet’te yaptığı açıklamada, duruşmalara sadece bir müşteki aile ile avukatları olarak kendisinin katıldığını, birkaç da gazetecinin dışında duruşmayı izleyen hiçkimse yokken nasıl bir güvenlik zaafı oluştuğuna anlam veremediğini söyledi.
Özbilgin, davanın gönderildiği üçüncü kentte üçüncü duruşmanın yapılacağını ifade etti:
Boş davada “güvenlik tehlikesi”
Dava Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada kimlik tespiti yapılmadı, iddianame okunmadı. Bu arada özel yetkili mahkemeler kaldırıldı ve dosya, olayın olduğu Hatay’a gönderildi.
Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise yetkisizlik kararı vererek dosyayı geri gönderdi. Ancak son olarak dosya yine Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilerek davanın burada görülmesine karar verildi. Hatay’daki mahkeme, ikinci duruşmayı yetkisizlik kararı vermiş olmasına rağmen tamamladı.
Sanık avukatları davanın güvenlik gerekçesiyle nakledilmesini talep ettiğinden, ikinci duruşmada mahkemede dava dosyası da yoktu. Mahkeme, sanıkların ifadelerini tutuklu bulundukları Adana’daki cezaevinden SEGBİS yöntemi ile aldı. Yani duruşmaya ne sanık katıldı ne dosya vardı.
Üçüncü duruşma öncesi nakil talebine yanıt geldi. Dava güvenlik gerekçesiyle Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
Avukat Özbilgin, sanıkların bile katılmadığı bir davada nasıl bir güvenlik tehlikesi olabileceğini sordu.
“Son duruşmada adliyenin 300 metre civarında polis çemberi vardı ancak duruşmayı izlemeye 3-4 gazeteci geldi. Tek müşteki aile olarak da patlamada hayatını kaybeden Oğulcan Tuna'nın ailesi vardı.”
İddianamede ne var?
Savcı Özcan Şişman tarafından hazırlanan 110 sayfalık iddianamede, 15’i tutuklu, 11’i tutuksuz, 7’si firari 33 sanık; 5’i çocuk 52 kişiyi öldürmek, 130 kişiyi öldürmeye teşebbüs, 25 kişiyi yaralamakla suçlanıyor.
Eylemi planladığı öne sürülen Mihraç Ural, saldırıyı düzenlediği ileri sürülen Nasır Eskiocak ile birlikte 9’u tutuklu, 7’si firari, 2’si tutuksuz 17 sanık hakkında 53’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu ve 3 bin 597’şer yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Sanıkların, Türk Ceza Kanunu’nun 302. maddesi uyarınca “Devletin bağımsızlığını zayıflatma ve birliğini bozmaya yönelik vahim nitelikte, ses getirecek, toplumu sarsacak eylem gerçekleştirmek amacıyla planlama yaptıkları, planı uyguladıkları, buna göre öncelikle eylem planlamasında bilerek ve isteyerek yer aldıkları” iddia ediliyor.
“THKP-C Acilciler örgütü yöneticisi Ural’ın Suriye rejimine bağlı güvenlik ve istibahrat birimleriyle birlikte hareket ederek, savaştan kaçan Suriyeli muhaliflerin Türkiye’de barınması, sahip çıkılması sebebiyle Türkiye’yi hedef alan terör saldırısı planladığı” ileri sürülüyor.
İddianameye göre, “Mihraç Ural saldırı için, Suriye rejimi kontrolündeki bölge ile Hatay arasında kaçakçılık yapan Yusuf Nazik ve Nasır Eskiocak gibi şüphelileri öncelikle saldırı planına dahil etti.”
Mihraç Ural’ın 1979-1980 yıllarındaki silahlı eylemleri de iddianamede “örgütün diğer eylemleri” olarak değerlendirildi.
Reyhanlı patlamasından doğrudan haberi olmadan yardım ve yataklık yaptıkları ileri öne sürülen 16 sanık hakkında da 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor. (AS)