Gezi direnişi sırasında öldürülen Mehmet Ayvalıtaş’ın ailesi, avukatları ve dayanışmaya gelen insanlar, 25 Mart’ta gerçekleşen duruşmada yaşadıkları polis şiddetini anlattı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde yapılan basın toplantısında “Korkunuz sonun başlangıcının işaretidir. İç Güvenlik Yasalarınızla, baskılarınızla Gezi ruhunu öldüremez, direnenleri susturamazsınız” yazılı Ali Ayvalıtaş ve Mehmet Kural’ın darp edildikleri sırada çekilmiş fotoğraflarının yer aldığı pankart asıldı.
“Mehmet Ayvalıtaş’ın ailesi, yoldaşları ve avukatları” imzasıyla yapılan açıklamayı okuyan avukat Sevgi Evren “adalet yerini bulana dek mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Evren, Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş ile birlikte darp raporu alan dört kişinin suç duyurusunda bulunduğunu, saldırıya uğrayan diğer insanların da suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.
Ali Ayvalıtaş: Yedi gün rapor aldım
Gezi direnişi sırasında Mehmet Ayvalıtaş'ın öldürülmesiyle ilgili davanın 25 Mart’ta Kartal Adliyesi’ndeki Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen altıncı duruşmada adliye önünde ve içeride polis müdahalesi yaşanmış, Ali Ayvalıtaş darp edildikten sonra duruşma salonunda fenalaşarak hastaneye kaldırılmıştı.
Ali Ayvalıtaş, duruşma için gittiğinde soyadı Ayvalıtaş olmayanların salona alınmadığını, polislerin sert tavrını gördüğünü söyledi.
“Davaya girmeyelim, boykot edelim, bizi dövecekler’ dedim. Yeğenlerimin darp edildiğini görünce araya girdim. Yeğenimi kurtarırken bir polis bana vurdu. Polisler gelene yapıştırıyordu. Sivil olan sırtıma vurdu. Botlarının üzerimde izleri vardı. Birileri gelip ameliyatlı olduğumu söyledi.”
“Adalet denen bir şey yok. Okyanusun dibinde iğne arar gibi adaleti arıyoruz. Akşam geçirdikleri yasadan, böyle adaletsizlikten bıktık. Bir arada olmamız, birbirimize sahip çıkmamız gerekiyor.”
Ali Ayvalıtaş, kaldırıldığı hastanede yedi gün rapor aldığını söyledi.
Dışarıda da şiddet
Adliye önünde destek için toplananlara da biber gazı ve TOMA’yla müdahale edilmişti.
Mehmet Ayvalıtaş’ın hayatını kaybettiği kazada yaralanan kuzeni Seyit Kartal, emniyet müdür yardımcısı olduğunu söyleyen bir kişinin cinsiyetçi küfürler söylediğini, onun emriyle de polis saldırısının başladığını anlattı.
“Dövülerek dışarı atıldık, gözaltına almaya çalıştılar. Dışarıdakilerin çabasıyla geri alındık.”
Dayanışma için duruşma önüne gelenlerden Mehmet Kural, polisin şiddetle saldırdığını, “15 polisin arasında kaldım, gözlerinde nefreti gördüm, başıma darbeler aldım, beş dikiş var” diye anlattı.
SODAP üyesi Kezban Konukçu, adliye önünde ve içeride yaşadıkları şiddeti “iç güvenlik paketi uygulanmaya başladı” diye anlattı.
Avukatlar: 24 Haziran’da Mehmet’in yanındayız
Avukat Arzu Becerik, “Polis devletinin uygulamaları her yere yansıyor. Başından beri bu yargılamayı polis yapıyor” derken heyetin yapmadığı keşfi kendilerinin yaptığını anlattı.
“Çarpan araçtan önceki araç kalabalığı görüp durabiliyor, o da durabilirdi. Toplum ayrıştırılmamış, başbakan ve diğer yetkililerce haklarını kullanan insanlar suç işliyorlar diye gösterilmeseydi, onları gören araçlar yavaşlayabilirdi.”
Ortak açıklamayı okuyan avukat Sevgi Evren, “Sadece usul ve yasaya uygun yargılama yapmaları bile artık bu ülkenin halkı için lüks haline geldi” dedi.
Evren, Ayvalıtaş davasında geçen süreci “mahkeme heyeti en basit usuli işlemleri yapmakta kaçındı, sanık duruşmaya gelmemesine rağmen tutuklanmadı, olaya karışan üçüncü araba tespit edilmedi” diye anlattı.
Evren, Gezi direnişinde öldürülen herkesin ailelerinin devlet baskısına maruz kaldığını, son duruşmada yaşananların da bu baskının son hali olduğunu söyledi.
Evren, “adalet yoksa direniş var” diyerek 24 Haziran’da yine duruşmada olacaklarını söyledi. (BK)