* Haberin fotoğraf galerisini görmek için tıklayınız.
"Suya dair çatışmalara alternatif çözümler üretmek amacıyla" düzenlenen İstanbul Su Mahkemesi bugün yapılan açılış konuşmalarıyla başladı.
Heinrich Böll Stiftung Derneği, Latin Amerika Su Mahkemesi Örgütü'nün desteğiyle gerçekleşen mahkemenin ilk gününde Munzur vadisi ve Brezilya davaları görüldü.
Mahkemenin yedi kişiden oluşan jürisi yarınki Meksika, Yusufeli ve Ilısu davalarının ardından 14 Mart Cumartesi günü kararını açıklayacak.
"Su kültürün de kaynağı"
Tophane'deki Tütün Deposu'ndaki mahkemenin sunumunu Heinrich Böll'den Nükhet Oğan yaptı.
Anadolu Kültür A.Ş.'den Osman Kavala açılışta yaptığı konuşmada "Su sadece hayatın değil, kültürün de kaynağı. Bu yüzden de suyun meta haline gelmesi suyun özüne aykırı" dedi ve "suyun ticarileştirilmesinin nedenin dizginlenemeyen kar hırsı ve kamu yönetimlerinin dar bakışlarıyla öngörüsüzlükleri olduğunu" söyledi.
Kavala, "Mahkemenin dava konusu olaylarla ilgili yeniden düşünülmesine ve akıl yürütülmesine olanak sağlayacağını" belirtti.
"Erdoğan, Merkez ve Güler gelip kendilerini savunabilirler"
"Yıllardır süren sonsuz davalar zincirinde bulunan yerel halklar, ülke içindeki hukuk yollarıyla hiç bir sonuca varamayınca bu mahkemeye başvurdu."
Konuşmasında mahkeme hakkında bilgi veren dernekten Ulrike Dufner, aralarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Enerji Bakanı Hilmi Güler, Çevre Bakanı Veysel Eroğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in de bulunduğu davalıların mahkemeye gelerek kendilerini savunma hakları olduğunu aktardı.
Mahkemenin STK'ler tarafından düzenlenen bir mahkeme olmadığına dikkat çeken Dufner, "Bu mahkeme, kararlarını sosyal, çevresel, kültürel boyutlarını dikkate alarak ulusal ve uluslararası hukuk normları temelinde verecek" şeklinde konuştu.
Açılışın üçüncü konuşmacısı Latin Amerika Su Mahkemesi'nden Javier Bogantes'ti. Ancak Bogantes'in konuşma metnini mahkemenin jüri üyelerinden Meksikalı akademisyen David Barkin okudu.
Güzellik, saflık ve temizlik simgesi olan suya erişimin insan hakkı olduğunun altını çizen Barkin insanların suyla irtibatının kesildiğini ve suyun ticarileştirilerek berraklığının yok edildiğine dikkat çekti.
"Munzur halkı baraja karşı"
"Munzur suyu işlenmeden içilen sayılı su kaynaklarından biri. Bu nedenle uzmanlar burayı 'altın madeni' olarak niteliyor."
Yapılan konuşmaların ardından Munzur vadisi davasının iddiacıları adına avukat Meral Hanbayat ve Öznur Bayoğlu vadi ve baraj projesiyle ilgili tarihsel, coğrafi ve ekolojik bilgiler verdikten sonra tanık olarak Yeşiller Partisi eş sözcüsü Dr. Ümit Şahin'i tanık olarak çağırdılar.
Yapılacak barajın bölgedeki mevsim yapısını da değiştireceğine dikkat çeken Şahin "Yapılmak istenen barajın yanlış enerji politikalarını benimseyen hükümetin öngörüsüzlüğü olduğunu" söyledi ve ekledi:
"Tunceli halkı baraja karşı hep birlikte itiraz ediyor. Onların itirazı yok sayılamaz."
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Beyza Üstün'ün de tanık olarak dinlenmesinin ardından mahkemeye Brezilya davasının görülmesiyle devam edildi. (BÇ)