Haberin İngilizcesi için tıklayın
İçişleri Bakanlığı kararıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan Adnan Selçuk Mızraklı'ya HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde devam eden ailelerin eylemlerini sorduk:
"Yüreğinin gözüyle vicdanıyla siyasetin ötesinde yaralanmış olanların bakış açısı var burada" diyen Mızraklı, şunları söyledi:
"Şimdi şüphesiz ki oradaki aileler bu yaşanılan sürecin tahribatlarını zorluklarını en yoğun şekilde yaşayanlardır. Hepsi mahsun hepsi bu sürecin mağduru durumunda. Yıllardır birebir yaşayan bu sıkıntıları belki en sancılı şekilde hisseden bir yerden bakıyorlar. Ben onları çok iyi anlıyorum.
"Daha önce de sıkıntılarını dile getirmişlerdi. Bu olaya bulunduğumuz siyasetin yaklaşımlarıyla değil, geniş çevçeveden bakmak gerekiyor. Öncelikle dilde çatışma halini bir kenera bırakıp sonra da fiziksel çatışmasızlığı gerçekleştirmek gerekiyor. Barışa uzanacak elleri oluşturmak ve yakalamak gerekiyor.
'Çatışmalı sürecin sonucu'
"Oradaki çıkışı şuradan okumak gerekiyor. Bu çatışmalı süreç en fazla bizi yaraladı yeni birileri daha oluşacaktır böyle. Böyle bakılınca bu anneleri sadece HDP ilin önündeki analar olarak okuyamayız.
"Evlat yolu bekleyen binlerce ana var. Cumartesi Anneleri var, Barış Anneleri var. İster oğlu dağda olsun ister polis olsun ister cezaevinde olsun. Hepsinin derdine derman olacak yegane şey siyasetin çözümleyici tavrıdır. Anaların kaygılarını azaltabileceğimiz yegane koşul çatışmasızlıktır. Ancak barış ortamı olduğunda anaların içi rahatlayacaktır.
"HDP dağa insan kaldırma istasyonu değildir. HDP çatışmacı bir zihniyet değil, barış içinde birarada yaşamayı ilke edinen bir partidir. HDP - PKK arasında bütünlük kurmak, HDP'yi kapatmaya kadar gidebilir. Ailelerin bu yönde araçsallaştırılmaması gerekiyor.
"Bu da hastalıklı bir durumdur, sorunlu bir durumdur. HDP'yi ötekeleştiren bir anlayış var, bu da demokratik çözüm çabalarını ötekileştiren bir yaklaşımdır. Bu meseleye dikkat etmek gerekiyor." (EMK)