Türkiye’de siyasal iktidarın iç ve dış politikadaki irrasyonel yönelimlerinin faturası emekçilere kesiliyor. Bir yanda yandaş sendikaların desteği ile reel zam alma ve gerçek sendikal mücadele engellenirken öte yanda OHAL fırsatçılığı sayesinde emekçilerin grev gibi temel hakları dahi kısıtlanıyor.
Tıklayın - Mayıs'ta İşsizlik Oranı 10,2 Oldu; İşsizlik Gerçekten Geriliyor mu?
TÜİK Mayıs dönemi verilerine göre kamu alanında çalışan sayısı azalırken işsiz sayısı 372 bin kişi daha arttı. Böyle olumsuz bir süreçte Çalış(tır)ma Bakanlığı’nın “öncülüğünde” 2017 yılı başında Milli İstihdam Seferberliği (MİS) adı altında işsizlik sigortası fonunun işverenlere verilmesinin önü açılmıştı.
Genellikle iddia edildiği gibi “işsizliği azaltmak amacıyla” başlatılan MİS’e rağmen bir yılını dolduran OHAL’de işsizlik tüm dönemlerde artış gösterdi. Hatta bu süreçte Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsiz sayısına ulaşıldı. OHAL sürecinde İŞKUR, SGK gibi kurumlar resmi bültenlerini ya açıklamadılar ya da geç açıkladılar. Önceki Çalış(tır)ma Bakanı döneminde MİS kapsamında “bir milyondan fazla” istihdam sağladıklarını iddia eden Bakan ve Kurumlar (ÇSGB, İŞKUR, SGK) bu veriyi herhangi bir resmi istatistik ile kamuoyuna sunamadılar.
İŞKUR’un 7 ay gecikmeyle açıkladığı aylık istatistik bültenine göre 2017 yılı içerisinde Türkiye genelinde Bakan beyin iddia ettiği gibi bir milyon kişi değil 643 bin 093 kişi işe yerleştirilmiştir. Bu sayıya mükerrer yerleştirmeler de dahildir. TÜİK ve SGK verilerine göre de istihdam artışı hiçbir dönem bir milyonu geçmemiştir.
OHAL ve daha sonra MİS döneminde istihdam artışının iddia edildiği gibi “sosyal güvenceli olacak şekilde yapıldığı” her hangi bir veri ile desteklenememektedir. Hatta tam tersi yönde TÜİK’in açıkladığı en güncel veriye göre son bir yıl içerisinde ve MİS’in uygulandığı 2017 yılında istihdam artışı daha çok kayıtdışı alanda olmaktadır. Son 3 yılın verilerinin gösterildiği aşağıdaki grafikte görüleceği üzere OHAL ve MİS uygulaması döneminde temel eğilimlerden bir istihdam artışı içerisinde kayıtdışılık oranının önemli boyutta olmasıdır. 2015 yılında kayıt dışı istihdam azalış (toplam istihdam artışının yüzde 19’u kadar) göstermiştir. Ancak 2016 yılında OHAL döneminde dramatik bir artış gösteren kayıtdışı istihdam artışı Aralık 2016 döneminde yüzde 105 gerçekleşmiştir, yani kayıtdışı işe yerleşen sayısı kayıt içi işe yerleşen sayısını geçmiştir. Aynı düzeyde olmasa da istihdam artışında kayıtdışılığın arttığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre en son veri olan Mayıs döneminde her 100 istihdamın 53’ü kayıtdışı alanda gerçekleşmiştir.
Milli İstihdam Seferberliği hala uygulanıyor. Bu kapsamda kaç kişinin işe yerleştirildiği ve bu uygulamanın işsizler için oluşturulan işsizlik fonuna maliyetinin ne olduğu kamuoyuna sunulmadı. Dolaylı verilerden bazı değerlendirmeler yapılabilir ancak resmi bir bültenle bu uygulamanın maliyeti kamuoyuna duyurulmalıdır.
Fonun reel olarak azaldığı, efektif yönetilmediği “işsizlik sigortası bülteni Temmuz 2017 sayısından alınan” aşağıdaki görselde gösterilmişti. Buna göre 2016 yılı itibariyle fonun getirisi Yurtiçi ÜFE oranının dahi altında kalmaktadır. Son bir yıl içerisinde yani OHAL ve MİS uygulaması döneminde aradaki makas daha da açıldı ve fonda reel azalış hızlandı. Dolar bazında tutarı, son bir yıldaki döviz kuru eğilimi nedeniyle azalış yönünde olan işsizlik sigortası fonunun işsizlik ödeneği dışında kullanılma alanlarının seçim ve referandum dönemlerinde yaygınlaşması nedeniyle de azaldığı ifade edilebilir.
Bir yandan MİS adı altında milyar TL’lere varan fon miktarı kullanılmakta öte yanda istihdam artışının çoğunluğu kayıtdışı alanlarda gerçekleşmekte.
Bunlar gerçekleşirken işsizlik fonunun işsizlik ödeneği dışındaki kullanım alanları çoğaltılıyor. Temmuz 2017 dönemi Fon Bülteni’nde fon giderlerinin yüzde 41’i “Diğer Giderler” adı altında gösterildi ve bu "diğerlerin" ne olduğu açıklanmadı. "Diğer" adı altında yüzde 41 gösterilemez.
SGK’nin Mayıs Ayı Sigortalı istatistikleri de bu duruma ilişkin bazı ipuçları sunuyor. Aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere MİS uygulamasının etkisi “Çırak” şeklindeki sigortalıların neredeyse tümünün “Stajyer ve Kursiyer” statüsüne dönüştürülmesinden ibarettir. Bu şekilde işverenlere işsizlik fonundan daha çok ödeme yapılabiliyor. Ayrıca 2016 Aralık ayındaki zorunlu sigortalı sayısındaki düşüş ile yukarıda TÜİK Aralık verisinin uyumlu olduğu da görülmeli. Geçici, güvencesiz ve işsizlik sigortası fonu kullanılarak işverenlere ucuz işgücü olarak sunulan stajyer ve kursiyerlerin yeni net sayısı (832 bin) hariç tutulduğunda aktif sigortalı sayısının azaldığı kesinlikle ifade edilebilir.
MİS ile ilgili olarak aşağıdaki sorular hala yanıt beklemektedir?
- 2017 yılı içerisinde kaç kişi bu program kapsamında işe yerleştirilmiştir ve bu işe yerleştirmelerin işsizlik sigortası fonuna net mali yükü nedir?
- Bu kapsamda işe yerleştirilenler İŞKUR aracılığıyla işe yerleştiriliyorsa İŞKUR’un 7 ay gecikmeyle de olsa resmi bültenle açıkladığı sayı ile önceki Bakanın açıkladığı sayı arasındaki 400 bin fark nedir?
- MİS kapsamında “bir milyon” işe yerleştirme yapıldıysa SGK ve TÜİK verileri neden bu veriyi desteklemiyor. SGK’li olmayacak şekilde MİS kapsamında istihdam yapılmakta mıdır? Stajyer ve Kursiyerler istihdamda sayılıyorsa teşvik süresi dolan kaç stajyer ve kursiyer işine devam etmektedir?
- SGK Ocak-Şubat-Mart 2017 Sigortalı İstatistiklerini neden yayımlamamaktadır?
Sonuç olarak içinden geçilen OHAL dönemi, emekçilere yönelik birçok reel saldırıya imkan sunuyor. 2019 seçimlerinin tartışılmaya başlandığı bugünlerde emek açısından 2018 yılının da birçok zorlukla geçeceği öngörülmeli. Bütçe açıkları, çift haneli enflasyon ve işsizlik olan bir ekonomide ücretlerin reel artışını engellemek için birçok politika uygulanırken çalışma koşulları geriletiliyor, kazanılmış haklar tartışmaya açılıyor. “İşsizler, ataması yapılmayanlar, ihraçlar” reel üretim alanlarından uzaklaştırılırken milyonları aşan sayıda yurttaş reel olarak mağdur oluyor.
Seçimler üzerine bir tartışma başlatılacaksa bu milyonların hanelerinden sokaklarına doğru başlatılmalı. MİS göstermektedir ki ne kadar fon harcanırsa harcansın emekçilerin sofrası küçülüyor. “İşsizler, ataması yapılmayanlar, ihraçlar ve bu “ortak grubun” ailelerinden oluşan milyonlar reel bir yaşam için mührü unutulmamış reel bir seçime çalışmaya başlamalı. (SO/HK)