Haberin İngilizcesi için tıklayın
Artvin Hopa'da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011'deki mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin sıktığı biber gazı sonucu yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümü ile ilgili dava Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme daha önce dinlenmeyen iki sanığı dinledi. Bir sonraki duruşma 1 Temmuz'a bırakıldı.
Davayı CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç ve CHP Milletvekili Ahmet Kaya ile Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Cervatoğlu da takip etti.
Duruşma kimlik tespitlerinin ardından başladı. Daha önce savunması alınmayan Erzurum Çevik Kuvvet Amiri Erol Darcan savunma yaptı.
"Gaz kullananları hatırlamıyorum"
Darcan savunmasında şunları söyledi:
"Erzurum’dan 74 kişi ile birlikte hareket ettik. Bir gün önce Hopa’ya vardık. Orada bir otele yerleştik. İlçe Emniyet Müdür ilke temas kurduk. Sonra bize mitingden söz ettiler. Miting alanına gittik orayı kontrol ettik.
"Ertesi gün belirtilen saatte görev aldım. Bir basın açıklaması yapıldı. İlçe Emniyet Müdür bazı anonslar yaptı. Bu anonsların ardından grup dağılmayınca kaymakam bey bir müdahale emri verdi. Emir bana Fatih Ünlü tarafından iletildi. Rahmetlinin ölüm haberinin ardından olaylar daha yükseldi. Olay bundan ibaret."
Darcan daha sonra, Metin Lokumcu’yu görmediğini televizyondaki haberlerden onu tanıdığını söyledi. Darcan, Hopa’da o gün polislere taş, kaldırım taşı pet şişe atıldığını iddia etti, “Biz ondan sonra gaz kullandık” dedi.
"Gazı kim attı?"
Sanık polis ısrarla, gaz kullanmadıklarını iddia etti. Kendisine gösterilen fotoğraflarda kendi grubunun gaz kullandığı görülüyor. Sanık polis daha sonra, “Suçsuz olduğuma inanıyorum” dedi.
Metin Lokumcu’nun Ailesinin avukatlarından Sercan Aran, sanığa soru sordu. Fotoğraflar üzerinden yöneltilen sorulara sanık Darcan, “Biz böyle gaz kullanmadık. Bu kişi kim hatırlamıyorum” gibi yanıtlar verdi. Hâkim, fotoğrafı göstererek, “Bu gazı kullanan sizin ekipten mi?” diye sordu. Sanık, “Büyük ihtimal arkadaşlarımızdan ama net yanıt veremem” dedi.
Sanık polis hâkimin sorularına daha çok, “Bilmiyorum, hatırlamıyorum, bizden değil” diye yanıt veriyor. Lokumcu Ailesi’nin avukatlarından Sercan Aran, “Siz biz gaz atmadık diyorsunuz. Sizin etrafınızdaki gazlar için. O zaman bu gazları kim atmıştı? Siz atmayın yapmayın gazın ortasında kalıyoruz demediniz mi?” dedi. Sanık polis, “Onlara emirleri onların müdürleri verdi. Bilmiyorum” diye yanıt verdi.
Avukat Nagihan Bulduk, sanığa “Sizin ekipten önce gaz atan oldu mu?” diye sordu. Sanık Darcan, “Hayır” dedi. Bulduk, “O zaman ilk siz gaz attınız” dedi. Sanık Darcan, “Evet” diye yanıt verdi.
Avukat Bulduk, “Bir gün önce yapılan planlama toplantısına katıldınız? Bu gazı kimin atacağına kim karar verdi?” diye sordu. Sanık Darcan, “Belki öncesinde karar verilmiştir” dedi.
Avukat Meriç Eyüboğlu, “Erzurum’un gazı bitince diğer illerden gaz istenmiş, doğru mu?” diye sordu. Sanık Darcan, “Hayır” dedi kabul etmedi. Eyüboğlu, bu bilginin telsiz konuşmalarında ve İçişleri Bakanlığı’nın raporunda yer aldığını söyledi.
Mete Lokumcu: Abimi katledenleri çok iyi tanıyorum
SEGBİS'le bağlanan sanık Taner Ballı'nın savunmasının ardından Lokumcu Ailesi'nin beyanlarına geçildi. İlk olarak konuşan Metin Lokumcu'nun kardeşi Mete Lokumcu, şöyle dedi:
"31 Mayıs’ta HES’lere karşı çıkış oldu. O gün engellenseydi bugün Karadeniz’de onlarca HES olmazdı. Hopa’da bu olayın yaşanmasının tek nedeni şuydu sel oldu onlarca kişi öldü.
"Eminim bu seller HES’lerden sebep oldu. Siz nasıl bu HES’leri nasıl savunuyorsunuz. Soruyorum, “Siz bunu nasıl savunuyorsunuz? Karadeniz bölgesi su altında kalıyor. Bunu anlatmak istedik. Metin Lokumcu’yu herkes tanıyordu ben de Metin Lokumcu’nun katillerini çok iyi tanıyorum. Ayrıca abimi gördüğümde tanımadım, gözleri kan çanağıydı. Tanınmayacak haldeydi."
Hakim, "Metin Lokumcu'nun kalp rahatsızlığı var mıydı?" diye sordu. Lokumcu, "Vardı ama iyileşmişti bizden hızlı hareket ederdi" dedi.
"Öldürdüler şimdi hasta diyorlar, inanmıyoruz"
Metin Lokumcu’nun eşi Gülay Lokumcu konuştu. “25 yıl aynı hayatı paylaştık. Eşimin sağlık sorunu yoktu. Eşim çay toplayan taşıyan biriydi hasta olsaydı bunları yapamazdı. Eşimi gazla öldürdüler.
Daha sonra Metin Lokumcu'nun kardeşi Yeter Babalık konuştu. "Abimi katlettiler, adalet istiyoruz. Elinde limon vardı taş dediler. Gönlünde sevgi vardı eşkıya dediler. Abimin sağlık sorunu yoktu. Ava giderdik, dağa giderdik. Abimin sağlık sorunu yoktu. Öldürdüler şimdi hasta diyorlar inanmıyoruz. Abimizi öldürdüler.
"Bu dava neden bu kadar geç açıldı. Sadece bize değil bu davayı takip eden herkese bunu açıklamaları gerekiyor. Hepsinden şikayetçiyim."
"Biber gazsız ülke istiyoruz"
Daha sonra diğer kardeşi Şengül Çiçekoğlu konuştu. “Çoğumuz gurbetçiyiz, uzaktan geliyoruz. Daha da önemlisi bu dava için Türkiye’nin her yerinden avukatlar ve duyarlı insanlar da geliyor…
"Bizler hepimiz, bu davanın bir an önce bitmesini ve tabii ki adaletin tecelli etmesini ceza almalarını istiyoruz. Üç maymunu oynuyorlar; görmedim, duymadım, bilmiyorum, diyorlar. Peki Hopa neden savaş alanına döndü.
“Bu dava bir an önce sonuçlanmalı. Adalet tecelli etsin. Siz kararı vereceksiniz. Bizim de çocuklarımız büyüyecek güzel bir ülkede yaşasınlar istiyoruz. Biber gazsız bir ülke istiyoruz.”
Daha sonra diğer kardeşi Şengül Çiçekoğlu konuştu. “Çoğumuz gurbetçiyiz, uzaktan geliyoruz. Daha da önemlisi bu dava için Türkiye’nin her yerinden avukatlar ve duyarlı insanlar da geliyor… Bizler hepimiz, bu davanın bir an önce bitmesini ve tabii ki adaletin tecelli etmesini ceza almalarını istiyoruz. Üç maymunu oynuyorlar; görmedim, duymadım, bilmiyorum, diyorlar. Peki Hopa neden savaş alanına döndü.
“Bu dava bir an önce sonuçlanmalı. Adalet tecelli etsin. Siz kararı vereceksiniz. Bizim de çocuklarımız büyüyecek güzel bir ülkede yaşasınlar istiyoruz. Biber gazsız bir ülke istiyoruz."
Son olarak Metin Lokumcu’nun kardeşlerinden Neşe Gürhan konuştu. Metin Lokumcu için adalet istediklerini belirten Gürhan, “kardeşimin kap rahatsızlığı yoktu” dedi.
"Hopa'daki olaylar cumhurbaşkanının emriyle oldu"
Davada son olarak Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu konuştu. “Öncelikle 10yıldır destek verenlere teşekkür ederim” diyerek konuşmasına başlayan Ulaş Lokumcu, şöyle dedi:
“Biz yedi kere buraya geldik. Sanıklar gelmiyor biz her davaya geliyoruz onlar gelmiyor. Biz adil bir yargılanmalarını istiyoruz sanıkların. Biz on yıldır mücadele ediyoruz.
"Bir dava açılmadı, on yıl geçti. Bu sanıklar da bilmiyorum, hatırlanmıyorum diyor. Biz zaten on yıldır bu davanın görülmesini istedik. Kimleri koruyorlar, bilmiyoruz, biz 10 yıldır açılmayan davanın sorumlusu değiliz. Sanık arkadaşların olabildiğince iyi niyetle yanıt verdiklerini düşünmek istiyorum.
"Bugün burada gerekli kişilerin yargılanmadığını çok iyi biliyorum. Bugün burada asıl yargılanması gerekenlerin yargılanmadığını biliyorum. Biz buradayız sanıklar yok.
"Benim babam öldü ama Hopa halkı halen daha bunun cezasını çekiyor. Benim babam ölmüş ama güvenlik gerekçesi ile babamın davası Trabzon’da görülüyor. Biz bir kere bile sanıklara veya avukatlarına bir şey söyledik mi?
"Hopa’daki olaylar cumhurbaşkanın emriyle oldu. Onun yargılanmasını istiyorum. Herkesin vicdanı var. Herkes kamu kuruluşlarında çalışıyor birbirimizi kandırmayalım. Temennim bu dava sonucunda artık toplumsal olaylarda kullanılan biber gazının kullanımına engelleme gelir. Bu gazla statlarda bile insanlar öldü.
"Engelleyin bu biber gazını. Hâkim bey bu sizin elinizde. Benim bir kızım var sizin burada vereceğiniz karar hepimizin çocuklarını etkileyecek Bir umut ışığı verin. Suçlu kimse o yargılansın. Suçsuz olan yargılanmasın."
"Abimin gözleri çan kanağı gibiydi"
Duruşmaya ara verildi. Bu sırada bianet'e konuşan Mete Lokumcu, şunları söyledi:
"Abimi ambulansın içinde gördüm tanımadım, gözleri kan çanağı gibiydi. Abim bana en son 'beni gaza boğdular' dedi, nefesi sesi çıkmıyordu.
"Abim HES'e karşı mücadele etti. Bugün bu ülkede HES'le yapıldığı için insanlar ölüyor. Abimler bu insanlar ölmesin diye mücadele etti. Ama kendisini öldürdüler. Adalet istiyoruz"
Dava sonrası açıklama yapıldı.
TIKLAYIN-Ulaş Lokumcu: Benim babamı, Hopa'nın Metin abisini aldılar
TIKLAYIN - 10 soru/10 yanıt: Metin Lokumcu için adalet
TIKLAYIN - Metin Lokumcu davası: Süreç nasıl ilerleyecek?
31 Mayıs 2011'de Hopa'da Neler Oldu?Dönemin Başbakanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim gezileri kapsamında il merkezi yerine bir ilçede miting yapmayı tercih etti. Erdoğan'ın mitingi Hopa sahil dolgu alanında bulunan festival alanında gerçekleşecekti. Başbakan'ın kentlerine geleceğini öğrenen Hopalılar, hidroelektrik santraller ve çay tarımında yaşanan sorunlar üzerine Hopa meydanında basın açıklaması yapmak istediler. Henüz mitinge saatler vardı, henüz Başbakan kente gelmemişti ama basın açıklaması çok sert polis şiddetiyle karşılaştı. HES'lere karşı yaşamı savunmak için horona duranları, çay üreticilerinin hakları için el ele tutuşanları gazlarla boğmak istediler. Metin Lokumcu da, Hopa meydanında, tüm şehri gazla boğmak isteyenlere karşı oradaydı. Korkmadan, yılmadan, cesurca yürüdü üstlerine, "Yeter be" dedi "Yeter, bunalttınız beni". Sonra ellerini arkasına götürdü, kendisini çocukları için feda edercesine haykırdı: hayde alın beni, alın da kurtarın memleketi! Lokumcu; Başbakanı'nın korumaları ve polislerin yoğun kimyasal gazlı saldırısına fazla dayanamadı, ikinci kimyasal gaz bombardımanından sonra meydanda bekleyen ambulansa doğru götürülürken, ambulansın altına yeniden gaz fişeği atıldı. İyice ağırlaştı, Hopa Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybetti. Tüm Hopa'nın gaz altına kalmasının, bu gaz kapsülleri nedeniyle bir lokantanın çatısının yanmasının, hedef gözeterek atılan gaz fişekleriyle kafasından, vücudunun çeşitli yerlerinden yaralananların haberleri kulaktan kulağa yayıldıkça protesto için daha çok kişi sokaklara çıktı. Metin Lokumcu'nun ölüm haberi bardağı taşıran son damla oldu. Ağır polis şiddeti nedeniyle çok sayıda Hopalı yaralandı, hastane önünde bekleyenler de bu şiddete maruz kaldı. Hopa'da ismi konmamış sıkıyönetim ilan edildi; siyasi partiler, dernekler, oteller, kahvehaneler basıldı. O gece yapılan nokta operasyonlar ile 60 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Telefon hatları ve internet bağlantıları kesildi. Hopa kent merkezine giriş-çıkış yasaklandı... Metin Lokumcu'nun ölüm haberi üzerine Hopa'da başlayan protestolar hızla yayıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere birçok kentte Metin Lokumcu'nun polis şiddetiyle öldürülmesi protesto edildi. Türkiye'nin her yerinde 100'lerce insan gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı. Hopa'da gözaltına alınanlar, ailelerine ve avukatlarına haber verilmeksizin bir gece yarısı Erzurum'a kaçırıldı. Uzun ve zorlu gözaltı sürecinin sonunda tutuklanan 17 kişi, Erzurum Yüksek Güvenlikli Cezaevine götürüldü. 7 ayı aşkın süre hapishanede kaldı. |
(EMK/AÖ)