Fotoğraftakileri: Mehmet Selim Örhan'ın oğlu Adnan Örhan, Hayrettin Eren'in yeğeni Setenay Yarıcı, Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun, Örhan Ailesinin Avukatı Reyhan Yalçındağ
Cumartesi Anneleri/İnsanları, adalet arayışlarının 791. haftasında 26 yıl önce gözaltında öldürülen Mehmet Selim Örhan, Hasan Örhan ve yeğenleri Cezayir Örhan faillerinin yargılanmasını istediler.
700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri/İnsanları, 782. haftadan beridir de koronavirüs nedeniyle açıklamalarını sosyal medya üzerinden yapıyor.
791. haftanın açıklamasını 12 Eylül darbesi döneminde gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in yeğeni Setenay Yarıcı yaptı:
"24 Mayıs 1994 günü Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler Diyarbakır/ Kulp Deveboyu Mezrası’na baskın yaptı. Baskın sırasında askerler köylülerden 46 yaşındaki Mehmet Selim Örhan, kardeşi 40 yaşındaki Hasan Örhan ve yeğenleri 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı zorla götürdüler.
"Aile üyelerinin itirazı üzerine rütbeli bir asker merak etmemelerini onları kendilerine rehberlik etmeleri için götürdüklerini ve daha sonra serbest bırakacaklarını söyledi.
"Tanık ifadeleri vardı"
Ertesi gün civardaki Jandarma Komutanlıklarına giden aile bizde yok cevabı aldı. Bunun üzerine Aile, Kulp Cumhuriyet Başsavcılığına, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığına, OHAL Valiliğine, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı’na Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular yaptı.
Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığına, önce Serik Karakolu’na ardından Lice Jandarma Karakolu’na götürüldüklerine, son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’nda 20 gün tutulduklarına dair tanıklar vardı. Tanık beyanları soruşturulmadı, Kulp Başsavcılığı gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezair Örhan’ın adlarının bulunmadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verdi.
"AİHM Devleti sorumlu tuttu"
Tüm başvuruları sonuçsuz kalan Örhan Ailesi, İHD avukatlarının aracılığıyla davayı AİHM’e taşıdı. 6 Kasım 2002 tarihinde AİHM, “Mahkeme, Örhanların güvenlik güçleri tarafından tutuklandıktan sonra ölmüş olduklarının varsayılması gerektiği görüşündedir.
"Bunun sonucunda davalı Devlet’in onların ölümü konusundaki sorumluluğu söz konusudur.” Diyerek Türkiye’yi Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilmesinden sorumlu tutarak mahkum etti. (Başvuru No. 25656/94)
Ailenin ve İHD’nin ısrarlı arayışı sonunda 2003 yılında Mehmet Selim ve Hasan Örhan’a ait kemikler Kulp’a bağlı Bağcılar köyü yakınlarında bir toplu mezarda bulundu. Cezayir Örhan’a ise hala ulaşılamadı.
"Kemikler kimsesizler mezarlığından çıktı"
"İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda kimliklendirme çalışması yapılan kemikler 16 Temmuz 2004’te postayla Kulp Savcılığı’na gönderildi. Ancak defnetmek için kemikleri isteyen aileye Savcılık kemiklerin kaybolduğu bilgisini verdi.
"Aile ve İHD bu sefer de kaybedilen kemiklerin peşine düştü. Altı yıllık arayışın ardından Örhanlara ait kemiklerin, aynı toplu mezardan çıkan 6 kişiyle birlikte topluca kimsesizler mezarlığına gömüldüğü anlaşıldı.
"Savcılığa başvuran aile olayın maneviyatları üzerinde yarattığı tahribatlara dikkati çekerek, toplu gömülen sekiz kişiye ait kemiklerin ayrıştırılarak kendilerine teslim edilmesini talep etti. Ancak savcılık bu talebi “Ailelerin maneviyatının daha fazla bozulmaması adına” diyerek reddetti.
"AİHM kararı uygulansın"
"Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltında kaybedilişlerinin 26 yılında bir kez daha tekrarlıyoruz: bu insanlığa karşı suç açığa çıkartılmalı, fail ve sorumlu konumunda olanlar yargılanarak cezalandırılmalıdır.
"AİHM’in verdiği ihlal kararı üzerinden adli ve idari makamlar hızla harekete geçmeli ve ciddi bir adli sürecin yeniden başlatılması sağlanmalıdır. AİHM kararı doğrultusunda uluslararası hukuka uygun yeni bir karar tesis edilmedir.
"Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 92 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz." (RT)