İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın İstanbul İstiklal caddesi Galatasaray meydanında 700. Hafta buluşmasında yaşanan polis şiddetine karşı açıklama yaptı.
İHD merkezinde gerçekleşen toplantıya Cumartesi Anneleri/İnsanları, Halkların Demokratik Partisi milletvekili Ahmet Şık, Garo Paylan, Oya Ersoy, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Ali Şeker, insan hakları savunucuları, 700. Hafta eyleminde gözaltına alınanlar ve basın mensuplarının da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı. 21 Mart 1995'te gözaltına alınarak öldürülen ve bedeni kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak'ın konuşmasını aynen yayımlıyoruz.
Soylu suç işlemiştir
23 yıldır süren kayıplarımızı ve faillerinin yargılanmasını istiyoruz mücadelesine hepiniz tanıksınız.
Geçen cumartesi günü yaşadıklarımız tüm yasalara aykırı bir durumdur. Hepiniz iyi biliyorsunuz ki her cumartesi bizim Galatasaray’da yükselttiğimiz sessiz çığlıkla biz kaybedenlerin yargılanmasını kayıplarımızın kemiklerini istiyoruz.
Bugün yapılan açıklama ya da Cumartesi günü bize uygulanan şiddet karşısında ancak şunu söyleyebiliriz; Hasan’ın gözaltında iken onu gören tanıkları vardı. Bunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Adli Tıp raporunu, olay yeri inceleme raporunu, Hasan bulunduğunda üzerinde çıkanların her şeyin kayıtlı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Bugün Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklama Hasan ağabeyimin davasında olduğu gibi pek çok davamızı etkileyecek. Savcıların bu dosyaları kapatmasına yönelik bir müdahale olduğunu söylüyoruz.
Tayyip Erdoğan’la yapılan görüşmede Tayyip Erdoğan “Sizin sorununuz benim kabinemin sorunu” diye başladığı cümlesinin ardından Berfo Anne’ye bir söz vermişti. Cemil Kırbayır’ın gözaltında öldürüldüğünü kabul ettiler ancak Cemil Kırbayır’ın mezar yerinin bulunması için halen daha dosyaları canlandırmadılar.
Biz devlet yetkililerinden yasaların işletilmesini isterdik. Bizim haklarımızın bizlere, tüm kayıp yakınlarına verilmesi çağrısında bulunduk 699 hafta boyunca. Dilerdik ve beklerdik ki Süleyman Soylu çıkıp “Yasaların işletilmesi için savcıları göreve davet ediyorum” demesini beklerdik. Bizi tehdit ya da bize yönelik karalamalardan ziyade “Bu ülkede artık yasaların işletilerek canı yanan insanların acılarını bitirelim” demesini beklerdik.
Bize paçoz diyeceğine, dönüp de savcılarına, yasaları işletmeyenlere “Siz bu insanların bu annelerin kemiklerini bulmadan gözü yaşlı gitmesine nasıl izin verdiniz?” demesini beklerdik.
Bizim bitmeyen yasımız, bitmeyen bekletişimiz var. Bizim bitmeyen yasımızı, bitmeyen bekleyişimizi sonlandırmak yerine bize tehditler savunmasını anlamadık, algılayamadık. Bu bizim hiçbir şey bilmememizden dolayı değildir. Bu bizim hala adalete olan inancımızdandır.
Süleyman Soylu bugün yaptığı açıklama ile suç işlemiştir, savcıları ve mahkemeleri yönlendirerek suç işlemiştir, yalan beyanda bulunarak suç işlemiştir. Bu suçu asla cezasız kalmayacağını da buradan söylemek istiyorum. (BK)
Toplantıya katılan kayıp yakınlarının konuşmalarının tam metinleri
Hanife Yıldız: Kimseden Utanmıyorsanız, Benden Utanmanız Lazım
İrfan Bilgin: Taleplerimizi Yerine Getirirseniz Meydandan Kalkarız
Hanım Tosun: Dünya Bizim Sesimizi Galatasaray’da Duydu
İkbal Eren: Evlatlarını İstiyor Anneler, İstismar Bunun Neresinde?
Hasan Karakoç: Siz Kayıplarımızı Bulup Sorumluları Yargılayın, Biz Oturmaktan Vazgeçelim
Mikail Kırbayır: Bakan Soylu Görevin Bizi Dinlemekti, Uzaklaştırmak Değil
Maside Ocak: Soylu'nun Açıklamaları Kayıp Davalarını Etkileyecek