"Orman yangınları arttı mı, azaldı mı diye sorup durmak işimize yaramıyor. Sayıları karşılaştırıp boşuna zaman kaybediyoruz. Küresel ısınma karşısında bu kadar zamanımız yok. Orman yangınlarının artacağı kesin."
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi ve Orman Mühendisleri Odası'nın eski başkanı Prof. Dr. Kadir Erdin böyle söylüyor. bianet'in görüştüğü Erdin'e göre, küresel ısınmadan en çok etkilenecek olan Akdeniz, Ege, Marmara'nın güneyi ve Ankara'yı da içine alan bölge kuraklık ve orman yangınları riskiyle en çok karşı karşıya olan bölge. Ayrıca, orman kaybı küresel ısınmanın da artmasına neden olarak olumsuz bir döngü oluşturuyor.
Kolay yanabilen ağaçlar
Erdin son dönemde yangınların doğal orman alanlarında görüldüğüne dikkat çekiyor. "Bunlar kendiliğinden, yüzyıllardır yetişmiş yangına dayanıksız reçineli ağaçlar. Onları söndürmek zaten mümkün değil. Gövdesi, yapraklı reçineli çamın yanması böyledir. Kozalakları kapalıdır; yangında ısınır ısınır, patlar, yangın olmayan bölgeye, iki yüz metreye kadar gider. Böylece yangın da yayılır."
Orman içi yerleşim
Özellikle Toroslar'daki ormanların insan yerleşimiyle dolu olduğunu da söyleyen Erdin, "Bu insanlara ormana girmek yasak diyemezsiniz. Hayatlarını sürdürmek için ormanın içinden geçmek zorundalar" diyor. Ve bu durumun orman yangınlarında insan hayatını nasıl tehlikeye attığına işaret ediyor.
Yapılacaklar belli
Erdin yapılacakların belli olduğunu, bütüncül bir yaklaşımla hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyor.
Etkilerin öngörülmesi için simülasyon: "Özellikle son yıllardaki veriler kullanılarak orman yangınlarıyla ve kuraklaşmayla ilgili simülasyonlar yapılmalı; senaryolar oluşturulmalı."
Halkla birlikte karar ve uygulama: "Su havzalarının, ormanlık alanların planlaması, oradaki halkla birlikte yapılmalı. Uygulamada halkın kuracağı komisyonlar yer almalı. Denetimde farklı meslek odalarından komisyonlar yer almalı. Doğasını, çevresini korumayı en iyi orada yaşayan halk bilir. Edremit civarındaki fıstık çamı ormanlarında yıllardır tek bir yangın göremezsiniz. Halk burayı gözü gibi korur da ondan. Sorun ormanı yönetmek değil, doğayla birlikte yaşamak."
Isıya, kuraklığa dayanıklı ağaç dikimi: "Bu bilinmeyen bir şey değildir. Yanan alanlara ya da orman inşa ederken ısıya, kuraklığa dayanıklı, örneğin kızılçam gibi ağaçlar dikilebilir. Bu tür ağaçlar, yangından sonra da kendilerini yeniden üretebilen ağaçlardır. Tohumları son derece dayanıklıdır. Ağaçlar arasına zakkum gibi zor yanan yangını yavaşlatacak bitkilerin ekimi de yangını yavaşlattığı bilinen önlemlerden."
Arazi kullanım planları ve orman bütünlüğü: "Nerenin orman, nerenin kültür alanı, nerede tarım yapılacağını belirleyen arazi kullanım planları yıllardır yapılmıyor. Bunların yapılması gerek. Ormanın içinde dantela gibi duran köyler dışarı taşınmalı. Orman köylülerini Anayasa'nın 169. maddesini işleterek daha sağlıklı bir ortama taşıyabilirsiniz. Böylece o bölgeleri yangına dayanıklı ağaçlarla ormana dönüştürürseniz, orman bütünlüğünü sağlarsınız. 'Yangın bantı' denen, yangını durdurmak için tasarlanmış 15-20 metrelik çıplak toprak alanlar vardır. Ama orman bütünlüğü olmayınca bunlar da işe yaramıyor."
Bütünleşik küresel ısınma politikaları: "Bütün bunlar tek pencereden bakarak hayata geçemez. Su politikalarından atıklara kadar, bütün alanlardaki küresel ısınmayla ilgili politikalarla bütünleşik olarak ele alınmalı." (TK/EZÖ)