Ankara Dayanışma Akademisi, 18 Kasım’da “Barış akademisyenleri ve hukukun şiddeti: İhraçlar, göreve dönenler, yeniden ihraçlar” başlıklı bir panel düzenledi.
Panelde, farklı hukuki süreçler yaşayan Barış Akademisyenleri Nilgün Erdem, Can Irmak Özinanır, Merve Fidan yaşadıkları deneyimleri aktarırken, Eğitim Sen avukatı Asuman Tokgöz ise hukuki süreci anlattı.
Akademisyenler, KHK ile ihraç edilmelerinin üzerinden yaklaşık yedi yıl geçtikten sonra hukuk mücadelelerinin hala devam ettiğini, farklı mahkemelerin açıkladığı farklı kararlar nedeniyle birçok akademisyenin görevine dönemediğini belirtti.
Erdem: Döndüğümüz yer, ayrılırken bıraktığımız üniversite değil
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevine iade edilen Doç. Dr. Nilgün Erdem, Barış için Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirisini imzalayan 2212 akademisyenin 1223’ünün Türkiye’deki üniversitelerde görev yaptığını ve bunların yüzde 42’sinin OHAL döneminde KHK’lerle ihraç edildiğini söyledi.
Barış bildirisi imzacısı akademisyenlerin hukuk mücadelesinin ihraçlardan önce başladığını vurgulayan Erdem, Boğaziçi, ODTÜ, Hacettepe, Mimar Sinan üniversiteleri gibi bazı büyük üniversitelerde ihraçların yaşanmadığını, dolayısıyla barış akademisyenleri için eşit bir süreç işletilmediğini belirtti.
OHAL döneminde KHK ile ihraç edilen 406 Barış Akademisyeni için hukuk mücadelesinin aradan geçen yedi yıla rağmen devam ettiğini söyleyen Erdem, OHAL komisyonunun bütün barış akademisyenleri için ret kararı vermesinin ardından başvurulan idare mahkemelerinde 154 ret, 157 iade kararı çıktığını ancak üniversitelerin istinaf mahkemesine yürütmeyi durdurma talebiyle yaptığı başvuru sebebiyle iade edilen barış akademisyenleri için de hukuki sürecin tamamlanmadığını belirtti.
Erdem, göreve dönen akademisyenlerin de üniversitelerinden ayrıldıkları dönemde zaten yetersiz olan akademik özgürlükler bakımından çok daha sıkıntılı bir tablo ile karşılaştıklarını, üniversitenin karar alma mekanizmalarından akademisyenlerin tamamıyla dışlanmış olmasının yeni sorunlar doğurduğunu söyledi.
Barış Akademisyenleri Anlatıyor: Akademi Kürsüsünden Sanık Kürsüsüne
Özinanır: Mesele rejim sorunu
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden ihraç edildikten sonra görevine geri dönmesine rağmen istinaf mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilen Can Irmak Özinanır, Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast’ın serbest bırakılmasının da gösterdiği gibi “hukukun herkes için aynı şekilde işlemediğini” söyledi.
Özinanır ayrıca, Çiğdem Mater, Osman Kavala, Can Atalay, Selahattin Demirtaş, Selçuk Kozağaçlı ve bir dizi politik tutuklu için işlemeyen hukuk prensiplerinin katiller için ivedilikle devreye sokulduğunu belirtti.
Barış Akademisyenleri’nin içinde bulunduğu durumu “Yaşadığımız şey bir şiddet” sözleriyle özetleyen Özinanır, meselenin bir grup akademisyenle sınırlı olmadığının altını çizerek “Koskoca bir rejim karşımıza dikilmiş durumda” dedi.
Barış İçin Akademisyenler: Reddinizi reddediyoruz
Fidan: Yedi senenin sonunda hâlâ beklemedeyiz
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden ihraç edilen ve idare mahkemesinden ret kararı aldıktan sonra, bölge idare mahkemesinde dosyası bir yıldır bekletilen Merve Fidan, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ifade özgürlüğü kararına rağmen Barış Akademisyenleri’nin dosyalarında farklı mahkemelerin, farklı kararlar almasının ikinci bir cezalandırmaya dönüştüğünü vurguladı. Barış Akademisyenleri’nin OHAL Komisyonu’nun dosyaları beş yıl bekletmesi sebebiyle mahkeme yoluna gitmelerinin dahi engellendiğinin altını çizen Fidan, “Yedi senenin sonunda hâlâ beklemedeyiz” dedi.
“Mahkemelerin AYM kararını tanımadığı bir politik ortamda, bizim de başımıza aynısı gelmiş oldu, hukuki süreç lehimize tamamlandığında rektörlükler de mahkeme kararını tanımazsa ne olacak?” diye soran ve barış bildirisiyle bir hak ihlaline dikkat çektiklerini belirten Fidan, getirdikleri eleştirinin, imzacı akademisyenler içinden seçilen bir grubun telafi edilmez hak ihlallerine uğramasıyla sonuçlandığını söyledi.
Yargı, Barış Akademisyenleri’nin göreve iadelerine karar verdi
Tokgöz: İrtibat-iltisak gibi kavramlar icat edildi
Eğitim Sen avukatı Asuman Tokgöz, hukuki süreci ayrıntılı bir şekilde anlatırken 95 barış akademisyeninin dosyasını takip ettiğini belirtti.
Hukuk Fakültesi’nde öğretilmeyen, literatürde bulunmayan, hukukun dışında kavramlar ve uygulamalarla karşılaştıklarını belirten Tokgöz, aynı gerekçeyle ihraç edilen insanların farklı kararlarla bir kez daha mağdur edildiklerini anlattı.
Yedi yıldır devam eden hukuki sürecin hâlâ sonuçlanmadığını ifade eden Tokgöz, idare mahkemelerinden çıkan kararların Danıştay 5. Dairesi’nde görüşüleceğini, bu daireden ret kararı çıkarsa dosyaların AYM önüne gideceğini söyledi.
GÖREVE İADE EDİLEN BARIŞ AKADEMİSYENLERİ
"İrtibat ve iltisaklı olduğumuz yalnızca hakikattir"
(VC)