11 Ocak 2016'da "Bu Suça Ortak Olmayacağız" başlıklı bildiriyi imzalayan 2 bini aşkın akademisyenden yüzlercesi ihraç edildi.
6 Ocak 2017'de 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden ihraç edilen Dr. Serdar Tekin, Ankara 22. İdare Mahkemesi’nin kararıyla dün (23 Ekim) göreve iade edildi.
Tekin’in kararıyla birlikte aynı mahkemeden beş göreve iade ve iki ret kararı çıktı.
Tekin’le birlikte göreve iade edilen Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden Lülüfer Körükmez, şöyle dedi: “İadeler önemli ama ret kararları daha önemli. Her ret kararı, hak ihlalinin devamı ve çoğaltılması anlamına geliyor.”
Göreve iade edilme kararıyla ilgili bianet’e konuşan Serdar Tekin, barış akademisyenlerinin bazı idare mahkemelerinin inisiyatifleriyle göreve iade edilmelerini “olumlu gelişme” olarak değerlendirse de akademisyenlerle ilgili hukuksuzluğun her düzeyde sürdüğünü söyledi.
“Hukuksuzluk sürüyor"
Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Üniversitelerden ihraç edilmiş Barış İçin Akademisyenler (BAK) imzacıları ile ilgili bazı idare mahkemelerinin verdiği işe iade kararları şüphesiz olumlu bir gelişme; ama sadece iade kararlarına bakarak BAK vakasıyla ilgili hukuksuzluğun sona ermekte olduğunu sanmamalıyız. Bu yönde yanlış bir izlenim var maalesef. Oysa hukuksuzluk her düzeyde devam ediyor. Ve aslında KHK zulmüne maruz kalanlar açısından zaman geçtikçe daha da ağırlaşıyor.
“Bir kere, İdare Mahkemeleri BAK bildirisinin imzacıları ile ilgili olarak bugüne kadar iadeden daha fazla sayıda ret kararı verdi. Bu ret kararları hâlâ istinaf mahkemelerinin önünde bekliyor mesela. Keza, iade edilen akademisyenler arasında göreve başlatılmayanlar var; göreve başladıktan sonra üniversitelerin talep ettiği yürütmeyi durdurma kararlarıyla yeniden ilişiği kesilenler var; çeşit çeşit bezdirmeye maruz kalanlar var.
GÖREVE İADE EDİLEN BARIŞ AKADEMİSYENLERİ
"İrtibat ve iltisaklı olduğumuz yalnızca hakikattir"
İltisak karinesi
“Velhasıl, kamu gücü öngörülebilirlik sağlayacak şekilde değil, aksine bunu taammüden tahrip edecek, belirsizlik yaratacak ve belirsizlik yoluyla eziyet edecek şekilde kullanılıyor. Bir yandan üniversite yönetimlerinin yanlışta ısrar eden hasmane tutumu, diğer yandan da Anayasa Mahkemesinin BAK bildirisiyle ilgili açık kararına rağmen bazı idare mahkemelerinin BAK bildirisini hâlâ iltisak karinesi vs. olarak görüyor olmaları hukuksuzluğu süreğenleştiriyor ve derinleştiriyor.
“Dolayısıyla iade kararlarının varlığı süregiden hukuksuzluğu asla karartmamalı; aksine iade kararlarını bu derin hukuksuzluğu görünür kılacak şekilde konuşup tartışmalıyız.”
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim-Sen) farklı şubelerinin duyurduğuna göre dün Ankara, İstanbul ve İzmir’deki farklı idare mahkemelerinde göreve iadelerine karar verilen akademisyenler şöyle:
Ankara Üniversitesi’nden Pınar Yıldız ve Fahri Öz; Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Fulya Atacan, Canay Şahin, Hande Gürses, Semin Tuba, Habibe Şentürk, Ali Yalçın Göymen, Berivan Gökçenay; Marmara Üniversitesi’nden Filiz Arıöz ve Esra Demir; Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Erkin Başer ve Ege Üniversitesi’nden Lülüfer Körükmez ile Serdar Tekin.
Ne olmuştu?
“Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriye imza attıkları için haklarında soruşturma başlatılan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden bölüm başkanı Prof. Dr. Nilgün Toker, Prof. Dr. Zerrin Kurtoğlu Şahin ve Yardımcı Doç. Ali Serdar Tekin; Sosyoloji Bölümünden Yar. Doç. Lülüfer Körükmez Kaya, Psikoloji Bölümünden Prof. Dr. Melek Göregenli, İktisadi Idari Bilimler Fakültesinden Cansu Akbaş Demirel, İletişim Fakültesinden Yardımcı Doç. Hanifi Kurt ve Tıp Fakültesinden Doç. Dr. Hediye Aslı Davas 6 Ocak 2017’de ihraç edilmişti.
İhraçtan sonra sekiz akademisyenin odaları mühürlenmişti.
Bölüm başkanı Prof. Dr. Nilgün Toker’in üniversiteden eşyalarını alıp arkadaşları ve öğrencileriyle vedalaşmasına izin verilmemişti. (TY)