Cumartesi anneleri/ insanları 317. buluşmasında faili meçhul cinayetlerde yitirilmiş çocukları ve 24 Nisan 1915 Ermeni Kıyımı'nda kaybedilenleri andı.
Kuzenler Zeki Diril ve İlyas Diril 1994'te Şırnak'ta işkencede kaybedildi. Zeki'nin babası Apro Diril Keldanice yaptığı konuşmada, "Oğlum ve yeğenim, göz altında işkence ederek öldürdüler; hala haber yok" dedi.
"Çocuk bayramını kutlamayı reddediyoruz"
İnsan Hakları Derneği (İHD) kaybedilen çocuklarla ilgili yaptığı ilk açıklamada, "Çocukların katledildiği/kaybedildiği bu topraklarda çocuk bayramını kutlamayı reddediyoruz" dedi.
* Devleti yönetenler 23 Nisan Çocuk Bayramı nedeniyle yine "çocuklar geleceğimizdir" dediler. Kimse devlet eliyle kaybedilen/katledilen çocuklardan bahsetmedi.
* Başbakan'a devletin gücü ve desteğiyle, aralarında bebeklerin de olduğu, güvenlik güçlerinin silahlarından çıkan kurşunlarla, attıkları gaz bombalarıyla, döşedikleri mayınlarla çocukluğunu yaşayamadan öldürülen çocukları hatırlatıyoruz.
"Kaybedilen 19 çocuğun bilgilerini sunuyor, yüzleşme istiyoruz"
* Annesini babasını, kardeşini, gözaltında, faili meçhul cinayetlerde yitirmiş yüzlerce çocuğun olduğunu hatırlatıyoruz.
* Başbakan'a bu çocuklarla ilgili tarih, isim içeren bilgiler veriyoruz ve soruyoruz; ne zaman bu gerçekle yüzleşeceksiniz .
"139 Ermeni aydının mezar taşı bile yok "
İHD, 24 Nisan 1915'te kaybedilen Ermenilerle ilgili yaptığı açıklamada, "96 yıldır resmi inkarcılık politikalarından vazgeçsinler" dedi.
* 24 Nisan 1915'te İttihat ve Terakki hükümetinin emriyle İstanbul'da yaklaşık 220 Ermeni aydın evlerinden göz altına alındı.
* Bu aydınlar bir gecede toplanıp Haydarpaşa'dan trenlerle Anadolu'nun içlerine gönderildi. 139'u bir mezar taşı bile olmadan yok olup gitti.
* 24 Nisan İstanbul tutuklamaları, Ermeni varlığına devlet eliyle son verilmesinin başlangıç noktası oldu.
* Önce kamuoyu oluşturabilecek, itiraz edebilecek Ermeni entelektüelleri susturuldu; sonra sistematik ve programlı yok etme politikası hayata geçirildi.
"96 yıllık gerçekle bugün olmasa yarın yüzleşmek zorundasınız"
* Teşkilat'ı Mahsusu zihniyetiyle yüzleşmediğimiz için darbeci, katliamcı gelenek devam etti.
* Çok uluslu Osmanlı imparatorluğunun Türkleştirme çabaları, tehcir ve kıyım yoluyla etnik arındırmanın bir yönünü oluşturdu.
* Devleti yönetenler 96 yıldır resmi inkarcılık politikalarıyla gerçekleri gizleyebileceklerini düşündüler; düşünüyorlar.
* Gerçeklerden kaçmak mümkün değil, bugün değilse yarın karanlık tarihinizle yüzleşmek zorunda kalacaksınız. Geçmişimizdeki utançlardan kurtulmadan aydınlık bir gelecek kuramayız.
Açıklamanın ardından 1994'te kaybedilen üniversite öğrencisi İsmail Bahçeci'nin "çocuk olmak" üzerine yazdığı şiir okundu.
Buluşmada 1996'da kaybedilen lise öğrencisi Güven Karakaş'ın annesi göz yaşlarıyla "Yeter artık, başbakan duy sesimizi. Kürtsek suçumuz ne verin oğlumu gerin" diye haykırdı. (NV/EÖ)