Kayıp yakınları sadece "öldürdük" demenin yeterli olmadığını, yakınlarının cenazesini ve faillerin hemen yargılanmasını istiyor. Faillerden hesap sorulacak mahkemelerde kendileri de yer almak istiyor.
"Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 316. buluşmasından sonra, kayıp yakınları, bianet'e devletin "Cemil Kırbayır işkencede ölmüştür" açıklamasını değerlendirdi.
İnsan Hakları Derneği'nde (İHD) konuştuğuz kayıp yakınlarının kendi aralarındaki "normal diyalogları" şu şekilde: Seninki gözaltında mı kayboldu ?, Mezarınız var mı ?, Benimki evden çıktı bir daha gelmedi. Bizim cenazemiz bile yok. Senin kimin kayıp ?, Hem babam hem kardeşim kayıp.
"Seçim öncesi olması tesadüf değil"
1993'te gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil, kaybedilenlerin Ergenekon davasına dahil olmasını istiyor.
"En baştaki umudumuz insan hakları derneği ve savunucularıdır. Her hükümet değişikliğinde umudumuz artıyor. Başbakanla görüştüğümüzde "benim dönemimde yapılmadı, beni ilgilendirmez" tavrı vardı.
Bir başbakanın söyleyeceği bir şey değildi bu. Onun döneminde olmadığı için de devletin öldürdüğünü şimdi kabul etti. Ama seçim öncesinde olması tesadüf değil. Gerçekten bir şey yapılmak isteniyorsa, öncelikle içinde bizlerin de bulunduğu bir komisyonun kurulması gerekiyor.
Babamı öldürüldüğü zamanki yetkililer şimdi Ergenekon ve Balyoz'da yargılanıyor. Biz de kayıp davalarının Ergenekon'a dahil olmasını istiyoruz. Anca böyle olursa bir yerlere ulaşabiliriz."
"Yol açılmıştır, geriye dönüş yok"
91'de kaybolan Yusuf Erişci'nin arkadaşı, "En azından bu işi ele aldıklarını söylemeleri bile büyük bir aşamadır. Ama bunu kendi kendilerine yapmadılar. Bu kayıp yakınlarının mücadelesi ve zorlamasıyla olmuştur." dedi.
"Bir yol açılmıştır şimdi geriye dönüş yok. Onlar bize umut vaad etmiyor bizim kararlığımız umudumuzdur.Yakınlarımızın kemikleri mezarları bulunana kadar burada olacağız; kimsenin çocuğu yakını kaybedilmesin diye."
"Tatlıses'i vuranları hemen buldular"
Erişci'nin kardeşi ise "İstediklerini istedikleri zaman buluyorlar. İbrahim Tatlıses'i vuranları nasıl çabuk buldular. İsteseler bütün kayıpların ne olduğunu çok kolay bulurlar ama istemiyor devlet." dedi.
"Balık baştan kokar; Kenan Evren yargılanmalı"
Özgür Gündem Gazetesi muhabiri Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde, oğlunun en azından mezarı olmasından mutlu, ama faillerin bulunmasını istiyor.
"Sadece "bulduk, işkence edilmiş, ölmüş" demek olmaz, bunula yetinmeyiz. Balık baştan kokar; ben istiyorum ki en başta Kenan Evren yargılansın. Failler adaletin önüne çıksın; onlarla birlikte mahkemeye gidelim ve onlardan hesap soralım; çocuklarımız niçin götürüldü,öldürüldü sebebi neydi."
"Serçe değil ki, koca adam nasıl bulunamıyor"
1996'da işe gidip dönmeyen İstanbul'da belediye işçisi İsmail Şahin'in karısı Kiraz, "Kuş değil, serçe değil, elimdeki gülü atsan bulunur, koca adam bulunamıyor. 31 yıl önce kaybolan çıktıysa ortaya, 15 senelik de çıkar diye umutluyum. Hiç değilse bir gül koyarım mezarsına" dedi.
Kardeşi ve babasını 93'te kaybeden bir kadın, "Artık insanlar eskisi gibi değil, daha bilgili, bir şeylerin farkına varmaya başladılar; bekliyoruz" dedi. (NV/EÖ)