318. kez toplanan Cumartesi Anneleri/İnsanları adına gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız seslendi; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sorunlarına sahip çıkmamasından yakındı.
16 yıldır Galatasaray Meydanı'ndan kamuoyuna seslenerek dertlerini anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Yıldız, Başbakanı eselerini duymamakla eleştirdi:
"Zoraki başbakanla bir görüşme yapabildik. Başbakan bize dedi ki 'Benim sekiz yıllık dönemimde tek kaybım var.' Başbakan demek istiyor ki, 'Ben benim dönemimdeki kayıpların sahibiyim. Diğerlerini kimler kaybettiyse gidin onlara sorun'. Kendi görevini bize veriyor.
Biz 16 yıldır burada oturuyoruz. Biz hak istiyoruz, biz adalet istiyoruz. Sadece kendimiz için değil. Halka diyoruz ki, bu davaya sahip çıkın.
Size de bir gün adalet lazım olacak.
Sadece iş, emek istemekle olmuyor. İş kadar, ekmek kadar, özgürlük de lazım, adalet lazım.
Sultangazi'de bir çocuk öldürüldü. Orada bir kadın şöyle dedi: 'Öldürenler kadar bizler de suçluyuz. Görmedik, duymadık, ilgilenmedik.'
Bizim yaşadıklarımıza halk görmezden geliyor, sesini çıkartmıyor. Ama bu ateş bir gün size de düşerse, anlayacaksınız nasıl bir acı olduğunu. Halk birbirine sahip çıkmalı.
Bu yüzden diyorum ki; bu dava hepimizin. Adalet istiyorsak hepimiz için istiyoruz.
Başbakan her yerde şiir okuyor. Ben ona bir şiir yazdım
AKP'nin akı kara
Halkın cebi boş,
Yüreği dolu yara
Nerede adalet
Nerede hak, nerede hukuk
16 yıldır biz burada
Elinizi yüreğimizden
Elinizi cebimizden,
Elinizi halkın üzerinden çekin
Topla, tankla, biber gazlarınızla bastıramazsınız."
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon şubesi adına yapılan açıklamada 14 Mayıs 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen 16 yaşındaki Zeki Diril ve kuzeni 12 yaşındaki İlyas Diril'in öyküsü kamuoyuna bir kaz daha duyuruldu.
Açıklamada şöyle denildi: "Zeki ve İlyas İstanbul'da kuyumcunun yanında çalışarak biriktirdikleri 12 bin TL ve 800 Alman Markını da yanlarına alarak Şırnak'ın Kovankaya köyündeki ailelerinin yanına dönmek üzere yola çıktılar.
6 Mayıs 1994 tarihinde kontrol noktasında Uzungeçit jandarması tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldüler.
11 Mayıs 1994'te nezaret ve emniyet odası defterinde 18 ve 19 sıra numarasıyla kayda geçirildiler.
14 Mayıs'ta ise bir tutanakla Uludere ilçe jandarma karakol komutanı binbaşı Bülent Serdengeçti'ye teslim edildiler.
Serdengeçti İlyas'ın yaşı küçük olduğundan hemen bırakıldığını, ifadesi alınan Zeki'nin ise akşama doğru bırakıldığını, iddia etti. Diril ailesi suç duyurusunda bulundu.
Uludere Cumhuriyet savcısı Kadir Güçlü soruşturma başlattı. Dosyayı Şırnak'a gönderdi.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcısı Ayhan Aygün durumu Adalet Bakanlığına bildirdi.
Adalet Bakanlığı adına hareket eden ceza işleri müdürü kıdemli hakim Nihat Turan ile müsteşar yardımcısı kıdemli hakim Yılmaz Poyraz "olayda bir kusur yoktur" diyerek dosyanın işlemden kaldırılmasını bir yazıyla savcıya bildirdi.
Ve hukuk orada bitti..."
İç hukuktan sonuç alamayan aile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuruda ise Türkiye oy birliğiyle mahkûm edildi. (AİHM karar tarihi: 19 Ekim 2006 - başvuru no. 68188/01)
İHD'den verilen bilgiye göre, baba Apro Diril'e 1995'de tutuklanarak Uludere cezaevine konuldu. Burada tanıştığı Kamil Yıldırım isimli tutuklu baba Diril'e "Sizin çocukları bir sabah çıkardılar. O gün çorba içemediler. Çok ağır işkence görmüşlerdi. Eşyalarını da buraya getirmişlerdi. Sonra bir asker arkadaşım onların bir helikoptere bindirilip, bir yerde atıldığını" söyledi.
Zeki ve İlyas'tan bir daha haber alınamadı. Aradan 17 yıl geçti.
İHD, Zeki ve İlyas'ın gözaltına alındığı tarihte olayda sorumluluğu bulunan bütün asker ve sivil yöneticilerin adalet önüne çıkarılması talebinde bulundu. (HK/EÖ)