AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gece kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararına tepkiler artarak devam ediyor.
Tiyatro ve sinema oyuncuları Deniz Türkali, Nur Sürer, Şebnem Sönmez, Asiye Dinçsoy, Tülin Özen ve müzisyen Sema Moritz İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını bianet'e yorumladı.
Sanatçılar, Sözleşmeden çekilme kararının var olan şiddeti daha da pekiştireceğini ve katliamlara davetiye çıkaracağını söylediler.
TIKLAYIN-"Çekilme kararı şiddete icazet çıkarmaktır"
"Kadınlar ne yapmalı?"
Şebnem Sönmez: Sözleşmesinin nesinden korktular anlamadım. Bu karar vahşeti onaylamak anlamına geliyor. Kadınlar kendini korumak için ne yapmalı bunu da söylesinler. Erkeklere kadınları rahat rahat öldürebilirsiniz, diyorlar. Katliamlara davetiye çıkarıyorlar. İsyan mı çıkarmak istiyorlar? Bu kararla kadınlara isyan edin diyorlar.
TIKLAYIN-Faillere mesaj veriliyor: Cezalandırılmayacaksınız
"Söylediğiniz her gerekçe vicdansız"
Tülin Özen: Kimden ve neden korkup kadınlara kıymaya 'evet' diyorlar bilemiyorum.. Kararın verilme şekli, Meclis kararı olmaması, zamanlaması benim bir şeyler iddia edebileceğim konular değil, ne yazık ki. Ama şunu biliyorum ki; söylediğiniz her gerekçe, daha da vicdansız, daha da ayrımcı, daha da korkak.
Bu kararları alabiliyor olmanıza hala şaşırıyorsak, bu her şeyi yapmaya ve değiştirmeye gücümüz ve umudumuz ve zorunluluğumuz olmasından. Üstelik hiç anlayamayacağınız bir şekilde parçalamadan, yıkmadan, öldürmeden, susturmadan ve kaçmadan gösterebilme becerimiz var.
Yan yana, el ele, kalp kalbe durabilen, konuşabilen bir gücümüz var. Sizinkinden farklı olarak bizim öfkemiz bu dünyayı çirkinleştirmiyor ve yıkmıyor, aksine birleştiriyor ve güzelleştiriyor. İstanbul Sözleşmesi yaşatır.
TIKLAYIN-"Cumhurbaşkanı kararı ile sözleşmeden çıkılamaz"
"Devlet eliyle şiddete itiliyoruz"
Asiye Dinçsoy: Türkiye'nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi 'nden böyle bir gece yarısı çekilmek kadınların yaşamını önemsememektir.
Kadınları, çocukları, yaşlıları, engellileri, göçmen ve mültecileri, LGBTİ+'ları kısacası şiddet mağduru herkesin şiddetin kucağına devlet eliyle itilmesi demektir.
Bu büyük bir insan hakkı ihlalidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin üzerinin devlet eliyle örtülmesidir. Ben kendi adıma bu sonucu erkek adalet ile yönetilen hukuk sisteminden zaten bekliyordum.
Tüm dünyada dayanışma ile günden güne büyüyüp bugüne kadar gelen mücadelede şunu yeterince deneyimledik sanıyorum, erkek adalet düzeni içerisinden bizim bu mücadelemize bir destek asla söz konusu olmayacak.
Kadınlar kendi haklarını elde etmek için hukuk düzeninin gösterdiği platformlardan ümit beklemeden mücadelelerine tek bir kadın, çocuk, LGBTİ+ şiddete uğramayana kadar devam etmeli, edecektir.
TIKLAYIN-7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
"Mesaj veriyorlar"
Deniz Türkali: Kadın nefretinin Devlet İdeolojisi olmasının bir yeni kanıtı Resmi Gazetede yayınlandı. Kadınlar yıllardır bu ideoloji altında mücadele ediyorlar. Aynen mücadeleye devam...
Nur Sürer: İstanbul Sözleşmesi'ni zaten uygulamıyorlardı. Hangi maddesini uyguladılar, kadınları mı korudular, LGBT ileri mi korudular? Cami imamlarının isteği üzerine sözleşme kaldırıldı. Gece yarısı böyle bir karar alarak birilerine mesaj veriyorlar. 'Biz kadın öldürülmesine karşı değiliz' demek istiyorlar. Kadınları öldürenlerin hayvanların işkence edenlerin profilleri belli, yeter artık.
Sema Mortiz: 46 ülke ve Avrupa Birliği'nin de imzalamış olduğu 'İstanbul Sözleşmesi'' sadece kadını değil, aile içi şiddete karşı da
bireylerin korunmasını amaçlıyor. Pandemi günlerinde tüm dünyada ''aile içi şiddetin'' hızla artmasını da dehşetle izlerken bu sözleşmeyi iptal etmek! Çok üzgünüm. (APA/RT)