Fotoğraf: Dilara Açıkgöz/csgorselarsiv.org
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece yarısı kararnamesi ile “İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmesi ”ne yönelik tepkiler sürüyor.
“İstanbul Sözleşmesi yaşatır”
TMMOB Jeoloji Kadın Komisyonu'ndan yapılan açıklamada, “bu hukuksuz işlemi kabul etmiyoruz” denildi.
Açıklama şöyle:
“Kadınlara yönelik her türlü şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin imzalanan ve milletlerarası bir anlaşma olan İstanbul Sözleşmesi kadınların yıllar süren mücadeleleri sonucunda elde ettikleri kazanımlarıdır. Kimsenin hediyesi, lütfu değildir. Hele ki bir kimsenin, bir grubun keyfine, karanlık, Ortaçağ'dan kalmış düşüncelerine, isteklerine göre şekillenecek, karar alınacak bir konu asla değildir.
“Bu hukuksuz ve geçerliliği olmayan fesih işlemini kabul etmiyoruz! Kadınları ve çocukları hedef alan şiddetin cezasız kalmasına, kadın insan haklarının gasp edilmesine, ülkemizin karanlığa sürüklenmesine hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz! Kadınların kendilerine dayatılan koşullar karşısında susmalarını, korkmalarını ve itaat etmelerini bekleyenlere inat İstanbul Sözleşmesi Yaşatır diyoruz!”
UNİVDER: Üzüntüyle karşıladık
Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği de (UNİVDER) “hukuksuz kararı kabul etmiyoruz” diye açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi:
“İstanbul Sözleşmesi’nden çekinilmesine dair kararı üzüntüyle karşılıyoruz. Siyasi erkten kararı geri almasını ve 21’inci yüzyılda her türlü cinsel ve sınıfsal saldırı ile mücadele konusunda irade göstermesini istiyoruz.”
CŞMD: Bu işin peşini bırakmıyoruz
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden (CŞMD) yapılan açıklamada da şöyle denildi:
“ İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılıyoruz demek kadınlara, çocuklara ve LGBTİ+lara “öldürülseniz de, tecavüze, tacize, istismara maruz bırakılsanız da biz failleri, erkek şiddetini koruyacağız” demektir! Haklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Gece yarısı yapılan yasa değişiklikleri bizim için yeni değil. Ancak bir imzayla uluslararası sözleşmeden ayrılmaya kalkmak bu ülkedeki tüm kadın ve LGBTİ+ların varlığına, haklarına açık saldırı demektir. Bilinsin ki sonuna kadar mücadele edeceğiz, birleşeceğiz ve haklarımızı geri alacağız.
‘İşinizi yapmak zorundasınız’
"Tüm hukuksuz eylemlerinize, faillerin sırtının sıvazlanmasına, kadınların, kız çocuklarının ve LGBTİ+’ların şiddetin hedefi haline getirilmesine karşı direneceğiz. Bu kararı tanımıyoruz, kabul etmiyoruz! Tek bir kadın, tek bir çocuk, tek bir LGBTİ+ bu ülkede tehdit altında kalmayıncaya kadar İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284’ü uygulamak, haklarımızı, hayatımızı korumak ve işinizi yapmak zorundasınız.
“Ülkeyi oyalamak için uydurduğunuz “Güçlü Kadın Güçlü Türkiye” kampanyalarınız bu ülkede feministlerin on yıllardır yürüttüğü mücadeleyi ve o mücadelenin ne kadar haklı, ne kadar meşru olduğu gerçeğini örtemez. Tüm kadınlar, LGBTİ+lar ve çocuklar biliyor. Bütün ülke ne yaptığınızı görüyor. Bu yüzden başaramayacaksınız.
‘Herkesi göreve çağırıyoruz’
“Sivil toplum, partiler, siyasiler, sanatçılar, ünlüler, aydınlar, akademisyenler, milletvekilleri, işçiler, memurlar, emekliler, kadınlar, öğrenciler, LGBTİ+lar, engelliler, mülteciler…
"Kadınların öldürülmediği, çocukların istismara, LGBTİ+ların sistematik şiddet ve ayrımcılığa maruz bırakılmadığı bir ülkede yaşamak isteyen her bir bireye sesleniyoruz! Susmayın! Bu ülkede eşitlik isteyen herkesi direnmeye çağırıyoruz. Bu ülkeye demokrasiyi getirme iddiasında bulunan tüm partileri ve siyasileri işlerini yapmaya çağırıyoruz!”
EŞİK: Meclis göreve
Eşitlik İçin Kadın Girişimi de (EŞİK) kararın hukuksuz olduğunu Sözleşme’nin yürürlükte olduğunu belirtti. EŞİK açıklaması şöyle:
“On yıl önce İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olan Türkiye’nin, o gün hükümette olup Sözleşme’ye imza atmakla övünen iktidar partisi, bugün kadınlara vermiş olduğu şiddeti önleme, şiddete maruz kalanları koruma, failleri gerektiği şekilde cezalandırma sözünü yerine getirmekten vazgeçtiğini tüm dünyaya ilan ediyor.
"Başta eşit yurttaşlık hakkı olmak üzere kadınların insan haklarını tanımadığını, kadına karşı şiddetle mücadele etmeyeceğini, kadınların insan onurunu gözetmeyeceğini söylüyor.
"Karar geçersizdir"
“Seçimler için pazarlık malzemesi yaptığınız İstanbul Sözleşmesi’nden de mücadeleden de vazgeçmiyoruz! Çok taraflı bir uluslararası anlaşma iç hukukta nasıl yürürlüğe girdiyse aynı usul ile geri alınabilir. İç hukuk sürecinin ardından uluslararası hukuk bakımından öngörülen İstanbul Sözleşmesi’nin 80. maddesinde yer alan geri çekilme usulleri de tamamlanmalıdır.
"Meclis'te oybirliği ile kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı Kararı ile çıkılamaz. Bu nedenle, Karar geçersizdir ve Türkiye İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olmaya devam etmektedir ve Sözleşme’deki yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır.
“İktidar bu kararıyla, seçim pazarlıklarında elini güçlendirmek için kadınların kazanılmış haklarını ortadan kaldırmak istemektedir. Bu karar ayrıca Türkiye’nin evrensel insan hakları standartlarından kopması, demokrasiyi yadsıması ve eşitlik ilkesi, ayrımcılık yasağı gibi temel ilkelerden vazgeçmesi anlamına gelmektedir.
"Anayasa askıya alınıyor"
"Anayasa’nın parça parça askıya alınarak ortadan kaldırılmasına yönelik olarak bugüne dek atılan en büyük adımlardan biridir. Tüm toplumun temel hak ve özgürlüklerine yöneliktir ve Türkiye’de yaşayan herkesin uluslararası insan hakları sisteminin dışında kalacağı bir sürecin önünü açmıştır.
"Meclis’in en önemli görevlerinden biri de kadına karşı şiddeti ve cinskırıma varan kadın cinayetlerini önlemektir. Meclisteki iktidar partileri bu görevi yerine getirmiyor ise, sorumluluk muhalefet partilerine düşmektedir. İktidarın tüm işlevsizleştirme ve devre dışı bırakma politikalarına karşı en azından muhalefet partilerini Meclis’e ve Meclis’te temsil edilen halkın iradesine sahip çıkmaya çağırıyoruz!”
(EMK)