İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün yaptığı açıklamada, Türkiye hükümetinin 6 Şubat depremlerinde yıkılan binlerce kusurlu binadan sorumlu kamu görevlilerinin hesap vermesini sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi.
Depremde yıkılan binalarla ilgili müteahhitler, yapı denetçileri ve teknik personel hakkında davalar açıldığını belirten HRW, ancak henüz güvenli bina standartlarının çok altında kalan sayısız inşaat projesini onayladıkları veya deprem riskinin yüksek olduğu bir bölgede yapısal sorunları olduğu bilinen binalarda yaşayan insanları korumak amacıyla önlem almadıkları için yargılanan tek bir kamu görevlisi, seçilmiş belediye başkanı veya belediye meclisi üyesi olmadığını aktardı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson konuyla ilgili "6 Şubat’ta meydana gelen yıkıcı depremlerin yıldönümünde, Erdoğan hükümetinin sadece yeni baştan yapılanmaya değil, depremler sırasında mezara dönüşen evlere, hastanelere ve otellere izin verenlerden ve bunları inşa edenlerden hesap sorulmasını sağlamaya da odaklanması gerekiyor" açıklaması yaptı.
Williamson "Hiçbir inşaat çalışması belediye ve vilayet makamlarının izni olmadan yapılamaz, bu nedenle yetkililer hakkında soruşturma açılmalı ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır" dedi.
Kamu görevlilerinin sorumluluğu yok sayılıyor
6 Şubat depremleriyle ilgili açılan her bir davada yargılanan ve sayıları genellikle 6 ila 12 arasında değişen sanıklar, müteahhitler, özel sektörde çalışan bina denetçileri ve şantiye şefleri gibi diğer teknik personel olarak sıralanıyor.
Davaların çoğunda sanıklar, 2 ila 22 buçuk yıl arasında değişen hapis cezası öngören "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçuyla itham ediliyorlar.
Depremlerde yıkılan ve içinde yaşayanların ölümüne neden olan binalardan sorumlu müteahhit ve inşaatçıların yargılandığı daha önceki davalarda mahkemeler, alt sınırdan cezalar vermiş ya da bu cezaları para cezasına çevirmişlerdi.
HRW, 6 Şubat depremlerinde yıkılan binalarla ilgili iddianameleri ve haberleri inceledi ayrıca avukatlarla görüştü. HRW’nin incelediği dosyalarda kamu görevlilerine yönelik bir soruşturma açıldığından ya hiç bahsedilmiyor, ya da bu kişilerle ilgili soruşturma dosyalarının ayrıldığı ifade edilse de savcılığın herhangi bir kamu görevlisi hakkında soruşturma izni almak için bir başvuruda bulunup bulunmadığı, bulunduysa bu iznin alınıp alınmadığı belirtilmiyor.
Ancak inşaatlarda kamu görevlileri önemli roller üstleniyor. İnşaat projelerini onaylama, inşaat ruhsatı verme, inşaatlarda projelere ve teknik şartnamelere uyulup uyulmadığını denetleme ve binaların iskan için güvenli olup olmadığını onaylama sorumluluğu, seçilmiş belediye başkanlarına, belediyelerin imar komisyonlarına atanan seçilmiş belediye meclisi üyelerine, belediyelerin imar ve şehircilik birimleri ile çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığının il müdürlüklerinde çalışan kamu görevlilerine ait.
İnşaatların, yasa ve yönetmeliklerde belirlenen standartlara uygunluğunu denetlemenin kamu makamlarının yükümlülüğü olduğunu belirten HRW’ye göre görevlerini gerektiği gibi yerine getirmeyen kamu görevlileri hakkında cezai soruşturma ve kovuşturma açılması, özel sektördeki sorumluların yargılanmasının gerisinde kalmamalı.
Hugh Williamson bu konuda "Depremlerdeki önlenebilir ölümler söz konusu olduğunda, Türkiye'nin siciline hem özel sektör, hem de kamu görevlileri açısından şok edici bir cezasızlık kültürü hakim ve bunun artık değişmesi gerekiyor" dedi ve “Aileler sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşıyorlar; elbette hiçbir mahkeme kararı kaybedilenleri geri getirmez, ama en azından sorumlulardan hesap sorulduğunu ve hayatlarının gelecekte daha iyi korunması için başka adımları atıldığını görmek onların hakkı” ifadelerini kullandı.