T24’te yayımlanan "MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu 'yargı raporu'nda neler var?" başlıklı yazısı nedeniyle altı gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilen gazeteci Tolga Şardan, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.
‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (TCK 217/A)’ ve ‘devletin yargı organlarını aşağılama (TCKK 301/1)’ suçlamasıyla 5 yıla kadar hapsi istenen Şardan, Çağlayan’daki İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesinde iddianameye karşı savunma yaptı.
Duruşmayı takip edenler:
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Banu Tuna, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Evin Barış Altıntaş, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Türkiye Temsilcisi Özgür Öğret
Şardan ve avukatları iddianamede öne sürülen suçlamaları reddetti. “Yazının içeriğine bakılınca hem dezenformasyon hem de aşağılanma suçunun oluşmadığı kanaatindeyim. Eğer böyle bir şey olsaydı ilk önce devreye Cumhurbaşkanlığı girerdi, MİT Başkanlığı girerdi" dedi.
Şardan, beyanında şunları söyledi:
Bu davaya konu olan yazıda da olayın iki tarafı vardır. Birincisi Cumhurbaşkanlığı, ikincisi MİT Başkanlığı’dır. Benimle ilgili gözaltı ve tutuklama kararı söz konusu yazının yayımlanmasından günler sonra gerçekleşmiştir. Ne sayın Cumhurbaşkanı’nın ne Cumhurbaşkanlığı’nın ne MİT Başkanlığı’nın ne de MİT Başkanı’nın şikâyeti ya da davaya müdahil olma talebi vardır.
Bu rapor, Cumhurbaşkanı’nın isteğiyle hazırlanmıştır. Bunlar bilgi notlarıdır, burada mesleki tasarrufumla bunun adına 'rapor' dedim. Dolayısıyla MİT Başkanlığı’nca savcılığa gönderilen ‘Böyle bir rapor yoktur’ yanıtı bu anlamda doğrudur.
"İnfial benim yazdığım yazıyla ilgili değil tutuklanmamla ilgili"
Şardan daha sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) yargılama ve soruşturmalardaki rüşvet iddialarını bildiren bir mektup kaleme alan İsmail Uçar’dan bahsetti.
İsmail Uçar’ın yazısında adı geçen üst düzey yargı mensubunun hakkında soruşturma açıldığını yazdım” diyen Şardan şöyle devam etti:
Sayın Cumhurbaşkanı’nın MİT Başkanlığı'ndan istemiş olduğu bilgilendirme kapsamında MİT Başkanlığı bilgilendirme yapmıştır. Ben de bunu kişiler üzerinden yazmadım, sadece iki kurumun kendi arasındaki süreci kalemi aldım.
Cumhurbaşkanlığı da bu konuda bir geri dönüş yapmadı. Yargıdaki süreç görülmektedir. Benim bunu yazmamdan kaynaklı herhangi bir sokak olayı, sıkıntı olmamıştır, bilakis bu olayla ilgili ben tutuklandığım için mevcut iktidara yakın isimler de dahil olmak üzere kamuoyunun tepkisine yol açmıştır. İnfial benim yazdığım yazıyla ilgili değil tutuklanmamla ilgilidir.
Şardan sözlerini “Ben yaptığım işin doğru olduğunu düşünüyorum. Amacım, kişilere indirgemeden sistem üzerinden kamuoyunu bilgilendirmekti. Bu hadisede bir kamu yararı vardır” diyerek bitirdi.
Duruşma Şardan’ın avukatları Gökhan Tekşen ve Özlem Günel Tekşen’in beyanlarıyla devam etti. Suçlamaları kabul etmeyen avukatlar, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını söyledi. Beraat talebinde bulundu.
Savcı ceza istedi
Esas hakkındaki mütalaasını sunan duruşma savcısı, yazıda "MİT'in ’yargı raporu’ adı altında rapor düzenlendiği" şeklinde kesin yargı içeren cümlelerin yer aldığını söyledi. Bu bilginin kamu düzeni ile ilgili olduğunu ve halkı yanıltıcı mahiyette olduğunu ifade etti.
Adliyelerde usulsüz ve yasaya aykırı olarak işlemler yapıldığı iddiasının halkın devlet kurumlarına olan güvenini olumsuz etkilediğini belirterek bilginin halkı yanıltıcı mahiyette olduğunu ve yazının kamu barışını bozduğunu savundu.
Duruşma savcısı Şardan'ın köşe yazısında devletin yargı organlarında usulsüz ve yasaya aykırı işlemler yapılarak kararlar verildiği yönündeki ifadelerinin de yargı teşkilatını zan altında bıraktığını, toplumda yargı teşkilatına olan güveni zedelediğini iddia etti.
Suçunun yasal unsurlarının oluştuğu savunan duruşma savcısı Şardan’ın üzerine atılı ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (TCK 217/A)’ ve ‘devletin yargı organlarını aşağılama (TCKK 301/1)’ suçlarından 1 yıl 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
Şardan ve avukatları esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talep etti. Bir sonraki duruşma 17 Aralık’ta.
(HA)