"Ev aramalarındaki uygulama ile hukuka ve kanuna uygun işlemler arasında çok büyük farklar var."
İstanbul Barosu Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) servisinde arama konusunda eğitim veren ve vatandaşın savunma hakları üzerine akademik çalışması bulunan Avukat Volkan Gültekin'e "Bir sabaha karşı polis kapımızı çalarsa ne yapmalıyız?" diye sorduk.
Gültekin'in yanıtları, hem "baskınlarda" vatandaşın haklarının ne olduğuna hem de gerçekte uygulamanın nasıl yürüdüğüne dair bir rehber niteliğinde.
"Türkiye'deki ev aramalarının yüzde 90'ı kanuna ve hukuka aykırı yapılıyor" diyen Gültekin, haklarımızı şöyle anlattı:
Sabah 04:00'te arama yapılır mı?
CMK'nın 118. maddesine göre, konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde yani kamuya açık olmayan yerlerde gece vakti arama yapılamaz. Polisin sabaha karşı, yani gece gelmesinin sebebi, kişiyi en savunmasız halinde yakalamak ve avukatının aramaya nezaret etmesini geciktirmek.
Gece yapılan aramalar, bu maddenin ikinci fıkrasında yer alan "suçüstü" veya "gecikmesinde sakınca bulunan halleri" içeren maddelere dayandırıyorlar. Ancak hakimin arama kararında, bunun nedenleriyle birlikte ayrıntılı ve gerekçeli şekilde belirtilmeli.
Ancak kararlarda çoğunlukla "gece arama yapılabileceği" yazarken bunun nedenleri/gerekçesi belirtilmiyor.
Gece arama ve konutta, işyerinde veya diğer kapalı yerlerde yani kamuya açık olmayan yerlerde arama hiçbir şekilde kolluk amirinin yazılı emri ile arama yapılamaz. Hakim kararı olmadan savcının yazılı emri ile yapılan aramalar 24 saat içerisinde yetkili hakimin onayına sunulur, hakim kararını 48 saat içinde açıklar. Hakim bu süre içerisinde kararını açıklamazsa bu arama işlemini iptal etmiş sayılır.
Ev araması ne kadar sürebilir?
Aramanın başlama ve bitiş saatlerinin kararda belirtilmesi gerekiyor. Ancak uygulamada kararlar çoğunlukla 24 saat, 48 saat, hatta 72 saat şeklinde arama yetkisi veriyor. Bu işlem hukuka aykırı.12 saatlik arama kararı bile fazladır, işlem en kısa sürede bitirilmeli.
Aramanın uzun süreceği öngörülüyorsa aramada daha fazla polisin görevlendirilmesi gerekir. Yasalarda "gece" kavramı güneş batmadan bir saat sonrası ve güneş doğmadan bir saat öncesi olarak belirtilir. Sabaha karşı 04:00'te kapıyı kırıp giren polis, sabah 08:00'de gelmiş gibi tutanak tutuyor. Tutanak mutlaka kontrol edilmeli.
Hakim kararında ne yazmalı?
Polis kapımızı çaldığında ilk soracağımız soru, "Bana aramanın nedenini söyleyin" olmalı, polis arama kararını tebliğ etmek zorunda.
Arama yapılabilmesi için mutlaka hakim kararı olmalı, hakim kararı yoksa arama yapılamaz. Kararın bir örneğini size elden sunmalı. Polis hem aramanın nedenini hem de hakim kararıyla ilgili detayları anlatmalı.
Aramaya itiraz hakkım var mı?
Vatandaşın, arama kararını okuyup inceleme yetkisi var. Anayasa'nın 20. ve 21. maddelerine göre, arama ancak usulüne uygun verilmiş hakim kararıyla yapılır. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 267. maddesine göre de hakim kararları itiraza tabidir. Arama sürerken de itiraz hakkımız var, itiraz kabul edilirse arama durdurulabilir.
İtiraz, hakimliğe kişinin kendisi ya da avukatı tarafından yapılabilir.
Polis arama kararını ibraz etmemekle bu hakların kullanılmasını da engellemiş oluyor.
Haklarımızı bilmiyorsak?
Ev aramasında kolluk kuvvetlerinin, "Miranda Kuralları" çerçevesinde vatandaşın haklarını hatırlatması gerekiyor. Aleyhine delil vermeme hakkı, bir yakınına haber verme hakkı, avukat çağırma hakkı gibi hakların baştan kişiye anlatılması gerekiyor. Vatandaş haklarının hatırlatılmasını talep edebilir.
Ancak Türkiye'de bunun örneğini göremiyoruz. Onun yerine vatandaşlara "şüpheli ve sanık hakları formu" uzatılıyor ve imzalanması isteniyor. Form okunmadan imzalanmamalı.
Nasıl avukat tutacağım?
Beş yıl üstü cezaları içeren ve çocuklarla ilgili soruşturmalarda zaten zorunlu olarak barodan avukat atanması gerekiyor. Yani, böyle bir suç şüphesi altında olan vatandaş için polisin, savcının veya yargılama sırasında mahkemenin barolardan avukat talep etmesi lazım.
Beş yıl üstü ya da altı tüm suçlamalarda, vatandaş ekonomik durumunun bir avukat tutmaya yetmeyeceğini ve ve avukatsız hiçbir işleme rıza göstermediğini, bu nedenle avukat talebinde bulunduğunda ise polis, savcılık veya mahkeme baroya başvurmak ve avukat istemek zorunda.
Avukatın gelmesi şart mı?
Avukat bulundurmak zorunlu değil ancak CMK'nın 120. maddesine göre polis avukatın aramaya nezaret etmesine engel olamaz. Ancak birçok durumda avukat haberdar edilmediğinden aramalar avukatsız yapılabiliyor.
Avukatımıza nasıl ulaşacağız?
Telefona el koymayı kapsayan bir karar yoksa veya gözaltına alınmıyorsanız telefona el koyamazlar.
Telefona el koydukları durumlarda da polis avukatını araması için kişiye bir telefon temin etmek zorunda ya da bizzat kendisinin avukata ulaşması gerekiyor. Avukat istenilen durumda, polisin işlem yapması için de avukatı beklemesi zorunlu.
Aramalarda savcı bulunur mu?
Tüm aramalarda Cumhuriyet savcısı bulunmalı ancak bu uygulamada yapılmadığından onun yerine kanuna göre muhtar ya da ihtiyar heyetinden, komşulardan iki kişi aramalara nezaret etmeli.
Aramayı nasıl yapacaklar?
Polis içeri girdiği an, tüm odalara kalabalık şekilde ve aynı anda giriyor. Bu da aramanın yapılmasını nezaret edenler ve avukat açısından yapılanı denetlenemez hale getiriyor.
Polisin, odaları tek tek arayarak kapılarını tek tek mühürlemesi gerekiyor.
Ev arkadaşımın eşyalarını arayabilirler mi?
Hakkında arama kararı bulunan kişinin kullanım alanı dışındaki yerlerde/odalarda arama yapılamaz. Suç şüphelisi dışındaki kişilerin kullanım alanları ve eşyaları aranamaz. Arandığı takdirde şikayette bulunma hakkı var.
Zarar verilen eşyalar için de ayrıca şikayette bulunulabilir. Buna dair görüşle arama tutanağına yazılabilir.
Bilgisayarımı alabilirler mi?
Bilgisayarlarda arama yapılabilmesi için başka türlü delil elde etme imkanının bulunmaması gerekir. Bilgisayarlarda arama işlemi savcının yazılı emri ile dahi yapılamaz. Ancak, hakim kararı ile arama yapılabilir. El koyma yapılabilmesi için hakim kararının el koymayı da kapsaması gerekir.
Bilgisayara el konabilmesi için şifre nedeniyle bilsiayarın yedeğinin arama mahalinde alınamaması gerekir. Hakim kararı da ancak bu şartlar altındaki bir el koyma işlemini kapsayabilir.
Bilgisayar ve harddisk aramalarını CMK'nın 134. maddesi düzenliyor. Buna göre, bilgisayarın aslı alınmaz, bilgilerin yedeklemesi yapılır ve polis bu yedekleri alabilir.
Ama uygulamada tam tersi yapılıyor, polis bilgisayarın kendisini alıp yedeğini kişiye veriyor. Bazen yedeğini de vermiyor. Dolayısıyla denetim imkansız hale geliyor.
Alınan CD'leri nasıl kontrol edeceğim?
CD'ler veya evrakları arama sırasında paraflama, imzalama veya mühür koyma hakkınız var. CD'ler ve evrakların konulduğu çuval bağlanıp mühürleniyor. İçinde olanların yazılı olduğu tutanakta da evi arana kişinin imzası oluyor.
Bu çuval açılırken kişiyi veya avukatını çağırıyorlar. Ancak polis avukatın gelmesini beklemeden tutanağın mührünü açabiliyor. Mühür açılırken de ayrı bir tutanak tutuluyor. Buna da ikinci kez parafınızı koyuyorsunuz.
Ancak CD'nin içeriğini kontrol etme şansının olmadan, tek halde teslim edilen CD'ler alınırken, teslim tutanağına "içeriği anlaşılamadı" şeklinde şerh düşülmeli.
Evimize konulan bir CD'yle ilgili önlem alma şansımız var mı?
Bu çok kolay değil. CD'lerin üzerine mühür koymayabilir ya da kendi CD'lerinize ayırt edici bir imza atabilirsiniz.
Ya da CD'leri bilgisayarınıza tek tek takıp bakarak kontrol edebilirsiniz. Arama tutanağını imzalarken de hangi CD'lerin size ait olmadığını yazabilirsiniz.
Hukuka aykırı uygulamaları nasıl belirleyeceğiz, tutanağa ne yazabiliriz?
Aramanın sonunda tutulan tutanağa şerh koyarak aramanın kaçta başladığını, yapılan kanunsuzlukları, yanlış ve haksız uygulamaları, kendinize ait olmayan eşyaların neler olduğunu belirtebilirsiniz.
Polis bu şerh düşüldüğünde kişiye veya avukatına tutanağın örneğini vermek istemiyor ama böyle bir hakkı yok. İmzalanan her tutanağın örneğini kişiye vermek zorunda.
Bu tutanaklara hakim kararıyla dahi gizlilik kararı konulamaz.
Polisin arama sırasında soru sorup ifade alma işlemi yapma yetkisi yok.
Hukuka aykırı aramalar için TCK'nın 120. maddesi ile haksız arama suçu düzenlenmiştir. Bu suç kapsamında suç duyurusunda bulunabilirsiniz. Bunun dışında Valiliklerde bulunan İl İnsan Hakları Kurullarına da gerekli şikayetler ile ayrıca idari şikayetlerde bulunabilirsiniz.
Polis açısından 4483 Sayılı Kanun kapsamında suç duyurularında soruşturma izni verilmediğinden, idari şikayetler ile İl İnsan Hakları Kurullarına yapılan şikayetler caydırıcı olabiliyor. Bu kurullar, hukuksuz uygulamalar açısından işletilmelidir. (AS)