Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikleri görevlerine iade için başladıkları açlık grevleri 133. gününde.
Semih Özakça’nın kendisi gibi ihraç edilen öğretmen eşi Esra Özakça’nın açlık grevi ise 57. Gününde.
Yüksel Caddesi’ndeki “İşimi istiyorum” eylemi ise 253. gününde.
Esra Özakça ile haklarında verilen ev hapsi kararını, Semih Özakça ile 17 Temmuz’daki son görüşe dair bilgileri, sağlık durumlarını, Yüksel Caddesi’ndeki eylemi konuştuk.
Semih Özakça'dan ses kaydı
Esra Özakça, Semih Özakça’nın tutuklu kaldığı hapishaneden seslendiği ses kaydını sosyal medyadan paylaştı. "Açlığın 132 gününden herkese sevgiyle, selamla kucaklıyoruz. Direnişimiz devam ediyor ve devam edecek. Kazanıncaya kadar. "Bu inançla herkesi sımsıkı kucaklıyor ve içerde dışarda mücadelemize devam edeceğimizi söylüyorum. Beraber başaracağız, adaleti onuru ekmeği beraber savunacağız. Güzel günler, güneşli günler bizi bekliyor. Buna tüm kalbimle inanıyorum." |
“Beni görüp göremeyeceğinden endişeliydi”
13 Temmuz’da, başsavcılığın adli kontrol kararına itirazı üzerine Esra Özakça, Acun Karadağ, Nazife Onay, Nazan Bozkurt hakkında verilen ev hapsi cezası kapsamında Karadağ ve Bozkur’a elektronik kelepçe takıldı.
Esra Özakça henüz kendisine tebligat yapılmadığını söyledi. Ev hapsinin görüşe gitmesine de engel olacağını belirten Esra Özakça, 17 Temmuz’da eşiyle yaptığı görüşmeyi anlattı:
“Ev hapsi kararından haberi vardı. Geldiğinde çok endişeliydi ‘Görüp göremeyeceğimi hesap edemiyordum’ dedi. Ev hapsini, kararın 16 saate değiştirilmesini, siyasi karar olduğunu, onursuz ceza şekli olduğunu konuştuk. Her koşulda direnmeye devam edeceğiz.”
"3 saatte bir kontrol, ölüm vurgusu oluyor"
“Semih, ilk defa bu kadar yorgun ve enerjisi düşüktü. 86 kilodan 59 kiloya düştü. Böbrek, kas, boyun ağrısı devam ediyor. Hapishanedeki hekimler tansiyon kontrolü yapıyordu ancak bilinçleri kapandığında müdahale edeceklerini söylediklerinden beri Semih ve Nuriye Hoca bir süredir bu kontrolleri de reddettiler.
"Üç saatte bir gardiyanların koğuşlarda kontrole gelmesi devam ediyormuş. Özellikle Nuriye hocayı 'Öldün mü uyuyor musun?' şeklinde dürterek uyandırma oluyormuş. Bu hem uyumalarını engelliyor hem de ölüm vurgusu psikolojik olarak kötü etkiliyor.
"Semih'i de üç satte bir kontrol devam ediyormuş. Zaten açlık grevi nedeniyle uyku düzenleri bozuktu şimdi bu uygulama ile daha kötü oldu.
"Semih'in üç, Nuriye hocanın beş kitap sınırlaması var. Sınırlamanın kalkacağı söyleniyordu ama hiç kitap vermemeye başlamışlar. İki haftadır götürdüğümüz kitaplar da, kargo ile gönderilenler de teslim edilmiyormuş. Romanlar gönderdik, incelendiğini söylüyorlarmış. Semih çok iyi bir okuyucu, bu durumdan rahatsız."
“Saçlarım dökülmeye başladı”
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklandığı gün açlık grevine başlayan Esra Özakça kendi sağlık durumu ile ilgili şu bilgileri verdi.
“Kas ağrılarım var. Devam eden ishal şikayetim var. Safra kesesinde çamurlaşma oluştu. 57 kiloydum, 49 kiloya düştüm. Kaslarımda duyu kaybı var. Saçlarım dökülmeye başladı.”
"Ankara Tabip Odası'ndan hekimler haftanın belirli günleri kilo, tansiyon gibi kontrollerimi yapıyor. Elektrolit dengesine göre tavsiyeleri olabiliyor. Ani gelişen bir şey olduğunda sorabiliyorsunuz.
"Tedavi kabul etmediğimiz için çok yapabilecekleri bir şey yok ama doğal yöntemlelerle ellerinden geldiğince yardımcı oluyorlar."
"Yüksel'de saniyeler içinde saldırılıyor"
Gülmen ve Özakça’nın gözaltına alındığı 22 Mayıs’tan beri Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı polis barikatıyla çevrili. Öğlen ve akşam saatlerindeki basın açıklamaları polis müdahalesi ile karşılaşıyor. Dün eyleme gelen Cemile Karakaş bu sırada rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı.
Esra Özakça birkaç gündür rahatsız olduğu ve saldırılar nedeniyle Yüksel Caddesi’ne gidemediğini söyledi. Polis müdahalelerine dair şöyle konuştu:
“Yüksel’de insanlık dışı saldırı ile karşı karşıyayız. Açıklamalar 19 saniye sürüyor, ağzını açmadan, 2911'e [2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu] muhalefet koşulları oluşmadan insanlara alelacele saldırılıyor.
“Ev hapsimiz, Nuriye ve Semih’in tutuklanması ve bu saldırılar orayı bitirmeye yönelik. İnsanların Yüksel’e bize, Nuriye ve Semih’e sahip çıkacağına çok inanıyoruz. 23 Temmuz’da Yüksel Caddesi'nde buluşma çağrısı yapıyoruz." (BK)