Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, işe iade talebiyle açlık grevinde olan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça hakkında Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
Tanrıkulu, 128 gündür açlık grevinde olan Gülmen ve Özakça’nın sağlık sorunları yaşadığını, AKP hükümetinin taleplerine dair somut adım atmadığını belirtti.
“İki eğitimcinin işe iade taleplerinin TBMM bünyesinde oluşturulan OHAL Komisyonu tarafından incelenip sonuçlandırılmasını beklemek, tüm dünyanın dikkatle izlediği açlık grevindeki eğitimcilerin yaşamlarını riske atmaktır. Zaten AKP Hükümetinin yargısız infazla iki eğitimciyi terör örgütü üyesi olarak yaftalaması, yargının verdiği siyasi tutuklama kararı, Gülmen ve Özakça’nın hayatlarını riske atmıştır. Bu bakımdan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin vakit kaybetmeksizin bu olayı her yönüyle incelemesi ve iki eğitimcinin açlık grevine son vermesi için gerekli koşulların oluşmasını sağlamaya çalışması amacıyla Anayasa’nın 98’inci, İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini saygılarımızla arz ve teklif ederiz.”
"Bakanın açıklaması yargıya müdahale"
Ankara Yüksel Caddesi’nde “İşimi istiyorum” eylemi yapan akademisyen Gülmen ve öğretmen Özakça 23 Mayıs’tan beri tutuklu. Semih Özakça'nı ihraç edilen öğretmen eşi Esra Özakça da o günden beri açlık grevinde.
Tanrıkulu’nun Meclis Başkanlığı'na yaptığı başvuruda şu ifadeler öne çıktı:
“Tüm dünyada büyük yankı uyandıran bu olaydan sonra bile AKP Hükümeti, Gülmen ve Özakça’nın işe iade talepleriyle ilgili somut hiçbir açıklama yapmamıştır. Ancak İçişleri Bakanı, iki eğitimcinin tutuklanmasından sonra 25 Mayıs 2017 tarihinde yaptığı açıklamada, haklarında hiçbir yargı kararı olmayan Gülmen ve Özakça’yı DHKP-C mensubu olmakla suçlamıştır. Yıllarca kamu hizmeti yürütmüş olan iki eğitimcinin, haksız yere görevlerinden ihraç edilmeleri üzerine başlattıkları eylemin kamuoyunda ciddi bir yankı uyandırması akabinde teröristlikle suçlanmalarının izah edilebilir hiçbir yanı bulunmamaktadır. İçişleri Bakanının söz konusu açıklaması sadece yargıya yönelik bir müdahale değil aynı zamanda AKP Hükümetinin bu iki eğitimcinin işe iade talebi konusunda herhangi adım atmayacağının da göstergesidir.
“11 Mart’ta başladıkları açlık grevi 131 güne yaklaşan ve çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalan Gülmen ve Özakça’nın cezaevinde tutulmaları, sağlık sorunlarının her geçen gün daha da ciddileşmesi riskini artırmaktadır. Dünyanın hiçbir yerinde, en otoriter, antidemokratik ülkelerde bile dört ayı aşan açlık grevine Hükümetler sessiz kalmazlar. Ancak ne yazık ki AKP Hükümeti, ciddi sağlık riskiyle karşı karşıya bulunan iki eğitimciyi ağır cezaevi koşullarında ölüme terk etmiştir.
“Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinde çoktan kritik eşiği aştığı hekimler tarafından açıklanmış, iki eğitimcinin kalp yetmezliği başta olmak üzere çok ciddi sağlık sorunları yaşadıkları belirtilmiştir.
“Gülmen ve Özakça, tüm çağrılara rağmen işe iadeleri gerçekleşene kadar açlık grevini sürdüreceklerini açıklamışlardır. Her ne kadar açlık grevi tasvip edilmese de, iki eğitimci bu konudaki kararlılıklarını sürdürmektedir. Ayrıca açlık grevindeki Semih Özakça’nın yine KHK ile ihraç edilen eşi Esra Özakça da eşinin talebi karşılanana kadar açlık grevini sürdüreceğini açıklamıştır. Esra Özakça’nın açlık grevi de kritik aşamaya yaklaşmaktadır." (BK)