Engin Çeber davasında bilirkişi olarak mahkemeye rapor sunan Özgür Tekol’un “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve görevi kötüye kullanma” suçlarından yargılandığı mahkeme sonuçlandı. Tekol’a beş ay hapis cezası verildi.
Kameradaki tehdidi “görmedi”
Dudak okuma uzmanı Tekol, Çeber davasında bilirkişi olarak görev yapmıştı. Çeber’in işkence gördüğü Metris Cezaevi’ndeki kamera kayıtlarını inceleyerek dönemin 2. Cezaevi Müdürü Fuat Karaosmanoğlu’nun söylediklerini dudak okuma yöntemiyle tespit etmesi istenmişti. Çeber işkence gördüğünde orada olan tüm tanıklar, mahkemeye verdikleri ifadelerinde, Çeber dövüldükten Karaosmanoğlu’nun sonra diğer mahpuslara dönerek, “Bundan sonra sayıma kalkmayanların sonu böyle olur” dediğini belirtmişti.
Karaosmanoğlu bu davada “işkenceye katılmadığı halde olaydaki sorumluluğundan dolayı” müebbet hapis cezası aldı.
Tekol ise raporuna Karaosmanoğlu’nun bu sözleri söylemediğini yazdı. Aynı akşam da ATV televizyonuna çıkarak kendisine rapor yazması için verilen görüntülerin sunumu eşliğinde raporunu anlattı.
Mahkemeden önce televizyon yayınladı
Böylece bilirkişi raporu mahkemeye sunulmadan bir gün önce televizyonda yayınlanmış oldu. Çeber davasının görüldüğü Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi, avukat Taylan Tanay’ın talebinin ardından suç duyurusunda bulundu.
Tanay, “Davanın tarafları ve mahkeme heyeti daha raporu görmeden, içeriğini televizyondan öğrenmiş oldu. Oysa bilirkişilerin tarafsız olması gerekir” demişti.
Mahkeme de Tekol’un 4-5 Haziran 2009’da görülen duruşma öncesi delillerin kamuoyu önünde tartışılarak adil yargılamanın etkilenmeye çalışıldığını belirtti. Suç duyurusunda şu ifadeler yer aldı:
“Kamuoyunda dikkatle takip edilen Engin Çeber davasında raporun mahkemede okunmasından önce haber programlarına düşmesi, hakimlerin daha tartışmaya fırsat bulmadan değişik platformlarda dava ile ilgili yorumların ortaya çıkmasıyla, Tekol’un eylemi adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs olarak değerlendirildi.”
“Raporu para karşılığı sattı”
Avukat Tanay, Tekol’un hazırladığı raporu televizyon kanalına para karşılığı sattığını söyleyerek ayrıca şikayetçi olmuştu.
Bu davada tanık olarak dinlenen bir başka gazeteci de “Tekol’un kendisine ulaştığını, ellerindeki görüntü kayıtlarını ‘maddi bir bedel karşılığında’ kendisine vereceğini söylediğini” ifade etti. Gazeteci bunu kabul etmediğini, haberin de kendi çalıştığı televizyonda yayınlanmadığını söyledi.
Görevi kötüye kullanmaktan mahkum
Tekol ile dönemin ATV televizyonu Haber Sorumlu Müdürü Selma Yıldız hakkında İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Tekol savunmasında, “televizyonda kanaat açıklamadığını, sadece teknik bilgi verdiğini” iddia etti.
Tekol’un Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 223/2-e ve 257/1 suçlarından yargılandığı davada 4 Kasım’da karar çıktı. Yıldız ve Tekol “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçundan beraat etti. Tutuklu avukat Taylan Tanay mahkemenin bu kararına itiraz edildiğini açıkladı.
Tekol “görevi kötüye kullanmaktan” suçlu bulundu ve beş ay hapis cezası aldı. Hakim Refik Özcan kararın açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verdi.
Ne olmuştu?
Engin Çeber, 28 Eylül 2008'de bir basın açıklamasına katıldığı ve Yürüyüş Dergisi dağıttığı için gözaltına alındı. İstinye Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi'nde ve Metris Cezaevi'nde 7 Ekim’e kadar işkence gördü.
Kaldırıldığı Şişli Etfal Hastanesi'nde 10 Ekim 2008'de hayatını kaybetti. İşkenceyle öldürüldüğü, bilirkişi raporuyla kanıtlandı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 39 gardiyan, üç cezaevi müdürü, 13 polis, dört asker ve bir doktor toplam 60 sanık hakkında dava açıldı.
Metris Cezaevi İkinci Müdürü Karaosmanoğlu, infaz koruma memurları Apaydın, Ergazi ve Kızılkaya işkenceyle insan öldürmek suçundan 1 Haziran 2010'da müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
İşkence yapmak, kasten yaralama, görevi ihmal ve suçu bildirmemek suçlarından da gardiyan Yavuz Uzun ve Murat Çise 7.5 yıl, polis memurları Abdulmuttalip Bozyel ve Mehmet Pek 7.5 yıl, polis Aliye Uçak 2 yıl 6 ay ceza aldı. Cezaevi doktoru Yemliha Söylemez de sahte evrak tanzim etmekten 3 yıl 9 ay hapse mahkum edildi.
Karar, 28 Eylül 2011'de Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce bozuldu. İlk duruşma, karardan 16 ay sonraya, 20 Şubat 2012'ye verildi. Bakırköy'deki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 Ekim 2012’de ikinci kez görülen davanın karar duruşması yapıldı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi kararı 11 Kasım’da onadı. (AS)