Anayasa'nın Geçici 15. maddesini kaldıran referandumdan "evet" çıkmasının ardından, İnsan Hakları Derneği (İHD) Van Şubesi de darbenin yaşayan üç lideri Kenan Evren, Nejat Tümer ve Tahsin Şahinkaya'nın insanlık suçundan yargılanması için suç duyurusunda bulundu.
İHD adına Şube Sekreteri Sami Görendağ'ın Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği suç duyurusu dilekçesinde, 12 Eylül 1980 ila 24 Kasım 1983 arasında Milli Güvenlik Konseyi (MGK) üyesi olan Evren, Tümer ve Şahinkaya hakkında dava açılması istendi.
Nürnberg Şartı'na ve TCK'ye göre suç
Dilekçede darbe döneminde işkence gören, fişlenen, Sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanan, hakkında idam cezası verilen ve idam edilen, hapse atılan, kuşkulu şekilde ölen, cezaevlerinde öldürülen, yurtdışına kaçmak zorunda bırakılan kişiler ve sakıncalı bulunup yasaklanan yayın ve derneklerin rakamları verildi.
MGK üyelerinin onayıyla Necdet Adalı, Erdal Eren, Mustafa Pehlivanoğlu, Serdar Soyengin'in idamları ile Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklulara tecavüz edilmesi ve dışkı yedirilmesinin insanlık suçu olduğu belirtildi.
Dilekçede MGK üyeleri Evren, Tümer ve Şahinkaya'nın, Birleşmiş Milletlerin (BM) onayladığı Nürnberg Şartı ile yürürlükteki Türk Ceza Kanunu'nun 77. maddesinde düzenlenen "insanlığa karşı işlenen suçlar" kapsamında müebbet hapis istemiyle yargılanmaları istendi.
Zamanaşımı işlemez
BM Genel Kurul ve Adalet Divanı kararlarına göre insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı işletilmediği belirtilen dilekçede, Türkiye'nin altına attığı imzalar nedeniyle bu kararlara uyması gerektiği belirtildi.
Dilekçede ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 7 ve 13. maddelerinde insanlığa karşı suçlar bakımından suç ve ceza kanunlarının geriye yürütülmesine olanak tanıdığı da vurgulandı.
Anayasanın Geçici 15. maddesi ile darbecilere "dokunulmazlık" getirildiği de belirtilerek, 12 Eylül 1980 ile 24 Kasım 1983 tarihleri arasında zamanaşımı sürelerinin işlemesi önünde hukuki ve fiili engeller bulunduğu; sivil hükümetin kurulduğu 24 Kasım 1983 tarihinden itibaren de tüm zamanaşımı sürelerinin işlemesinin durduğu savunuldu.
Dilekçede darbecilerin yargılanmasının bir "insanlık görevi" olduğu anlatılarak savcılar göreve çağırıldı. (SP)