"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya'da yaptığı açıklama ortaya yeni bir şeyin çıktığını değil, varolanın açıktan söylendiğini gösteriyor. Erdoğan muhtemelen başörtüsünün siyasi bir simge olmasında hiçbir zaman sakınca görmedi, şimdi düşüncesini açıkça ifade ediyor."
Prof. Dr. Serpil Sancar, Erdoğan'ın "Başörtüsü siyasi simge deniliyor, simgelere yasak getirebilir misiniz" söylemini bianet'e değerlendirdi. Sancar'a göre başörtüsü sorunu devletin din üzerindeki tekelinden kaynaklanıyor:
"Hem devletçi olacaksınız, hem özgürlük tartışmasına girecek, hem laikliği savuncaksınız... Bu çözülmesi zor bir problem, kaotik bir durum. Aynı alan hem devletle, hem liberal özgürlükle düzenlenemez. Üstelik tartışma üniversite kapısı önüne, kadınların üstüne kuruluyor. Çarpıklık burada. İslam'ın yorumlanma tekeli devletteyken özgürlükten bahsedilemez."
Erdoğan, Madrid’de düzenlediği basın toplantısında türbanın siyasi bir simge olarak takılabileceğini ilk kez dile getirmiş, "Biz sorumluluğumuzun farkındayız. Özgürlükler noktasından çözümüne inanıyorum. En yakında çözeceğiz" demişti.
"Devlet inanca karışmasa, başörtüsü özgürlük problemi olurdu"
Tartışmanın yanlış yere kurulduğunu vurgulayan Sancar, asıl tartışılması gerekenin din insanlarının "Kadınların başını açması İslam'da günah" gibi açıklamalarının laiklikle bağdaşıp bağdaşmadığı olması gerektiğini kaydetti:
"Türkiye'de dini devlet örgütlüyor; tekçi, devletçi bir yapı var. İslam'ın neyi emrettiği konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı din insanları vasıtasıyla bir yaşam biçimi tanımlıyor. Başörtüsü sorunu devlet eliyle yaratılıyor. Din görevlileri 'Başını isteyen örter, isteyen örtmez' deseydi başını örtenin ya da örtmeyenin özgürlük problemi olurdu."
Başörtüsünün her şeyden önce dini sembol olduğunu belirten Sancar, "Siyasal sembol de olabilir; siyasal ya da dini sembol olması yasaklanmasını gerektirmez" dedi. (GG)