Prof. Dr. Nilüfer Narlı, hükümetin üniversitelerde başörtüsünün önünü açacak yasal bir değişiklik için harekete geçmesiyle sorunun sivrileceğini, toplumda artan kutuplaşmanın gevşeyeceğini ve kısa bir süre içinde var olan endişelerin gerçek olup olmadığının anlaşılacağını düşünüyor.
Ona göre, bu adım toplumdaki gerginliği azaltacak bir "ara çözüm" olabilir.
"Türbana özgürlüğün sadece üniversiteyle kısıtlı kalıp kalmayacağını göreceğiz. Mezun olan öğrenciler çalışmak isteyecek, kamuya girmek isteyecek. O zaman göreceğiz sonucu."
Narlı'ya göre böylece "türban"a karşı oldukları için "özgürlük düşmanı" olarak yaftalananların endişeleri de, "mağdurluk" üzerinden siyaset yapanların iddiaları da sınanmış olacak.
Buna göre, karşıt kutuplarda varolan toplumsal duyarlılık her halükarda diğerini denetleyebilecek güçte.
"Kürt sorununun, ekonomik krizin üstü örtülüyor"
Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji bölüm başkanı Narlı, 22 Temmuz seçimlerinden güçlenerek çıkan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) Anayasa ve Yüksek Öğretim Kurulu Kanunu'nda önerdiği değişiklilerin iki pratik sonucu olduğunu vurguladı.
Birincisi, Kuzey Irak'a yönelik askeri operasyonların ardından Demokratik Toplum Partisi'nden gelen mesajlar ve oluşan yeni durum üzerine düşünülmemesi.
İkincisi de, "kapımıza dayanan" küresel ekonomik krizin üzerinin örtülmesi. Narlı, AKP iktidarı süresince ekonominin büyümesine rağmen yoksulluğun ve işsizliğin arttığını; yakın dönemde bu sorunun daha da keskinleşeceğini vurguladı.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) de desteğini alan AKP, Anayasanın 10 ve 42. maddeleriyle YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesini değiştirmeyi planlıyor.
AKP seçimlerden güçlenerek çıktı
Önerilen değişikliğin bir "ara çözüm" olduğunu belirten Narlı, hükümetin adım atmasına tabandan -doğrudan olmasa da- gelen baskıların neden olduğunu düşünüyor.
"Tüm itirazlara rağmen Çankaya'ya başı örtülü bir 'first lady' çıktı. İlk döneminde bu konuya girmekten özenle kaçınan AKP, iki seçimin ardından adım atıyor."
Muhafazakarlaşan Türkiye
Türkiye'de son 10 yıldır artan, beş yıldır da yoğunlaşan bir muhafazakarlık olduğunu söyleyen Narlı, araştırmaların bunun yeni bir tür dindarlıktan beslendiğini gösterdiğini söyledi.
"Artık dışavurum, dini semboller önemli. İnsanlar ne kadar dindar olduklarını göstermek istiyor."
"Türban takmanın prim yaptığı düşünülüyor. Bu gerçek olmayabilir ama zaten siyaset algılar üzerinden yapılıyor. Birçok genç kızın rol modeli olarak alabileceği, 'ilham' alabileceği türbanlı kadınlar var artık."
Dini öğelerin uzun zamandır eğitimden, hayatın diğer alanlarına kadar girmesinin sonucunda bu bakışın normalleştiğini belirten Narlı, "Bunların arasından radikalleşenler de çıkıyor o zaman" dedi.(EÜ)