Haberin Kürtçesi için tıklayın
“Konumuz, HDP’ye yönelen baskılar kadar hukukun üstünlüğüne dayalı anayasal meşruiyetin yitimi ve demokrasinin tümüyle yok edilmeye çalışılmasıdır.
“Hangi partiden, hangi siyasal çizgiden olursa olsun, demokratik hukuk devletini savunan her kişi ve örgütün; yasal bir parti olan HDP’nin çalışmalarını özgürce sürdürebilmesi, referandum çalışmalarını eşit koşullarda yürütebilmesi, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması için sesini yükseltmesi gerektiğini düşünüyoruz. “
Barış Bloku, Demokrasi İçin Birlik, Diyalog Grubu ve Yurttaş Girişimi, bugün düzenledikleri basın toplantısında yaptıkları ortak deklarasyonda böyle seslendi.
Ayşe Erzan, Levent Tüzel, Oya Baydar ve Zülfü Livaneli’nin konuşmacı olduğu toplantıya HDP milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Hasip Kaplan, Akın Birdal, Necmiye Alpay, Gençay Gürsoy, Levent Tüzel'in de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Zülfü Livaneli'nin okuduğu ortak açıklamada Meclis'in üçüncü partisi olan HDP'nin hukuksuz uygulamalara en çok maruz kalan siyasi kuruluşu ve HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ'ın vekilliğinin düşürülmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtildi.
"OHAL altında referandum"
Açıklama şöyle:
“Ülkemizin yarınlarını, hukuk düzeni ve demokrasimizin geleceğini belirleyecek hayati önemde bir anayasa referandumuna OHAL altında gidiyoruz.
* Muhalefetin ifade özgürlüğü ve propaganda olanakları Kanun Hükmünde Kararname’lerle kısıtlanıyor;
* Muhalif sesler çeşitli bahanelerle, hatta çoğunlukla gerekçe bile gösterilmeksizin susturulmaya çalışılıyor;
* Medya üzerindeki sansür, otosansür ve baskılar yoğunlaşıyor;
* On binlerce kişi tutuklanıyor, yüz binler işlerinden, mesleklerinden atılıyor;
* İçerde ve dışarıda savaş ve çatışma ikliminin sürdüğü bu ortamda yapılacak referandumun meşruiyetini gölgeleyecek adımlara her gün bir yenisi ekleniyor.
"HDP hukuksuz uygulamalara en çok hedef olan"
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üçüncü partisi konumundaki Halkların Demokratik Partisi (HDP), hukuksuz uygulamalara en çok hedef olan siyasal kuruluş.
“Eş Genel Başkanlarından milletvekillerine, seçilmiş yerel yöneticilerden belediye başkanlarına, kadrolarından üyelerine uzanan haksız tutuklama, yaygın baskı ve engellemelerle kampanya örgütleyemez, çalışamaz hale getirilmek isteniyor.
“Son olarak HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi, milletvekillerinin art arda tutuklanması, milyonlarca seçmene sahip olan Meclis’in üçüncü partisinin fiilen kapatılacağı izlenimini doğuruyor.
"Yüksekdağ'ın vekilliğinin düşürülmesi Anayasa'ya aykırı"
"Cumhuriyet tarihinde, 1920’den bu yana ilk kez bir siyasal parti genel başkanının milletvekilliği düşürülüyor. Bu işlem, bir benzeri olmadığı gibi yürürlükteki Anayasa’ya da aykırıdır.
“Anayasa’nın 84. maddesi, milletvekilliğinin kesin hüküm giyilmesi halinde Genel Kurul’a bildirilmesiyle düşeceğini öngörüyor. ’Kesin hüküm giyme’den ne anlaşılması gerektiğini İçtüzük’ün 135. maddesi düzenliyor. Buna göre, ‘seçilmeye engel bir suçtan dolayı hüküm giyen’ milletvekilinin milletvekilliği düşer. Seçilmeye engel durumları düzenleyen 76. Maddede, ‘zimmet, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik’ gibi yüz kızartıcı suçlar sayılıyor ve ‘bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezası’ ile cezalandırma öngörüyor. Figen Yüksekdağ’ın kesinleşmiş hapis cezası 10 ay ve ‘ağır hapis cezası’ değil. Ayrıca, hüküm giydiği suç da propaganda yapmış olmak.
“Figen Yüksekdağ kararında açık bir anayasa ihlali olduğu görülüyor. Yapılan işlemin hukuksal olmaktan çok siyasal nedenlerle gerçekleştirildiği anlaşılıyor. Bu işlemle, bir yandan yasal bir parti olan HDP’nin sadece referandum sürecinde değil, aynı zamanda Meclis’te de saf dışı bırakılması, öte yandan henüz cezaevinde olmayan HDP ve CHP milletvekillerine gözdağı verilmesi amaçlanıyor. Hobbes’ın dediği gibi; 'Korku bir toplumu kontrol etmek için en etkili araçtır.”
"Hayır'larımızı birleştirelim"
“Bugün burada sizler aracılığıyla Türkiye kamuoyuna sesleniyoruz: Konumuz, HDP’ye yönelen baskılar kadar hukukun üstünlüğüne dayalı anayasal meşruiyetin yitimi ve demokrasinin tümüyle yok edilmeye çalışılmasıdır.
“Hangi partiden, hangi siyasal çizgiden olursa olsun, demokratik hukuk devletini savunan her kişi ve örgütün; yasal bir parti olan HDP’nin çalışmalarını özgürce sürdürebilmesi, referandum çalışmalarını eşit koşullarda yürütebilmesi, tutuklu milletvekillerinin serbest bırakılması için sesini yükseltmesi gerektiğini düşünüyoruz.
“Hayır’larımızı, demokrasiyi ‘ama’sız savunma kararlılığımızla pekiştirelim.” (BK)