Diyarbakır’da eski Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ı tedavi gördüğü Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ziyaret ettik.
2001'den beri "Herediter Derin Ven Trombozu" adlı kalıtsal damar hastalığı ile mücadele eden Demirbaş tahliye edildiği 6 Ekim’den beri tedavi görüyor.
Demirbaş Dicle Nehri kıyısında yapılan Kırklardağı Yaşam Konutları’nda yolsuzluk ve usulsüzlük yapıp, PKK’ye para aktardığı iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 8 Ağustos 2015’te tutuklanmıştı.
Diyarbakır D tipi cezaevinde kalan Demirbaş, tutuklandığından beri tedavi görmek için talepte bulunduğunu, ancak cezaevi yönetiminin duruma karşı duyarlı olmasına rağmen iki ayda sadece bir defa doktora görünebildiğini ifade etti. Zaman zaman cezaevi önüne acil çağrılarak tedavi gören Demirbaş, 6 Ekim’de acil tedavi edilmek üzere hastaneye kaldırılmıştı.
"Ölümden kimsenin kazancı olamaz"
Morali oldukça iyi görünen, sağlığı iyiye giden Demirbaş başlıca sıkıntısının çatışmalı Türkiye gündemi olduğunu ifade etti. “Çatışmadan, hiçbir ölümden, Türkiye’nin istikrarsızlaşmasından kimsenin kazancı olamaz” diyen Demirbaş şöyle devam etti:
“İnsanların ölmesi kadar kötü bir şey yok. Biz ne sivil, ne asker, ne korucu ne de polisin ölmesini istemiyoruz. Her ölüm yüreğimizden parça götürüyor, siyasi amacı ne olursa olsun hepimiz kaybediyoruz.
“Ben bir oğlu yeni askerden dönmüş, diğer oğlu dağda olan bir baba olarak ölüm haberi almak istemiyorum. Ölümden hiçbirimizin kazancı yok. Eğer tutuklanmamız, bin yıl hapis yatmamız ölümleri engelleyecekse ona da varım.”
"Türkiye tarihi bir fırsatı değerlendiremedi"
Çatışmaların barış sürecinin bozulmasıyla başladığını belirten Demirbaş “Türkiye’deki herkes tarihi bir fırsatı değerlendiremedi” dedi. Süreci kimin bozduğunun tartışılmasının olumsuz durumu kabullenmek olduğunu ifade eden Demirbaş “Kimse bu durumu kabul etmek istemiyor, bu bile barışın ne kadar değerli olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
“Dolmabahçe süreci ortaya çıkmışken, neden gereği yerine getirilmedi? Neden bu süreç boşa çıktı? Bu süreçte bizim tutuklanmamızın da dahil olduğu çatışmaların nedeni çözüm sürecinin somutlaşmaması. Benim önerim yeni bir başlangıç.
"Müzakere masasına yeniden oturulmalı"
“Benim dosyam dört yıl önce açılmış. Bugün tutuklanmamızın nedeni sürecin bozulması. Oysa dünyada her zaman çatışmalar arttığında siyasetçilerin rolünün artması istenir. Türkiye’de ise tam tersi. Bunun adı köprüleri yıkmaktır ve bu doğru değil. Türkiye kaybettiklerinden vazgeçip özgürlük ortamını yaratacak duruma gelmeli. Sayın Öcalan ile müzakere masasına oturulması hem Türkiye hem de Ortadoğu’daki gelişmeler açısından çok önemli.”
Demirbaş son olarak da 1 Kasım seçimleri öncesinde iktidara şu mesajı gönderdi:
“Seçim öncesinde iyi niyet girişimi olarak hasta mahpusların serbest bırakılmasını istiyorum. Bazen ağır politik ortamlarda insani bir şey yapmak herkese umut verir.”
Demirbaş sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmişti
Abdullah Demirbaş, 2001'den beri "Herediter Derin Ven Trombozu" adlı kalıtsal damar hastalığı ile mücadele ediyor.
Demirbaş, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) operasyonu kapsamında 26 Aralık 2009'da tutuklandıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle 14 Mayıs 2010'da tahliye edilmişti.
Ancak tedavi için İsveç, Belçika veya Avustralya'da tedavi görmesi gereken Demirbaş’a, "Delilleri karartma ve kaçma şüphesi" olduğu ileri sürülerek yurtdışına çıkış yasağı konulmuştu.
Bu yasak da 7 Mart 2012’de kaldırılmıştı.
Demirbaş, Dicle Nehri kıyısında yapılan Kırklardağı Yaşam Konutları’nda yolsuzluk ve usulsüzlük yapıp, PKK’ye para aktardığı iddiasıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 8 Ağustos 2015’te tutuklanmıştı. (EA)