Danimarka Medya Sekreterliği'nin Roj TV’nin konumuyla ilgili Türk yetkililerine gönderdiği sekiz sayfalık belge davanın görüldüğü Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştı. Sekreterliğin 3 Mayıs 2007 tarihinde hazırladığı belgeye göre, kanal Danimaka’da hukuka aykırı yayın yapmıyor.
Dün (29 Ocak) devam eden yargılamada tutuksuz sanıkları temsil eden avukat Meral Danış Beştaş ve Sezgin Tanrıkulu, müvekillerinin beraat etmesini talep etti.
15 yıl isteyen savcı mütalaa değiştirecek
Ancak Danimarka Medya Sekreterliği'nin gönderdiği yanıt üzerine, daha önce sanıklar için 15 yıla kadar hapis isteyen duruşma savcısı, esas hakkındaki mütalaasında değişikliğe gideceğini açıkladı. Yargılamaya 11 Mart’ta devam edilecek.
Davayla ilgili bianet’i bilgilendiren sanık avukatlarından Muharrem Erbey, “Belediye başkanlarının gönderdikleri mektup değil, ısrarlı bir şekilde Roj TV yargılanıyor. Söz konusu olan politik ve sert bir yargılama. Başında beri Danimarka orijinalinden Türkiye'ye resmi çeviri yapılması yönündeki talebimiz karşılık bulmadı” dedi.
Danimarka: Yayınlar haber niteliğinde ve nefret içermiyor
Danimarka’dan İngilizceye çevrilen, Türk yetkililerinin de bu dilden gayrı resmi şekilde Türkçe’ye dönüştürdükleri Medya Sekreterliği’nin metninde, “Roj TV’nin insanlar arasında kin ve nefreti teşvik ettiği belirtilmektedir. Kurulumuzun vardığı sonuca göre, yayınlar haber niteliğindedir ve halk kin ve nefrete teşvik edilmemiştir” denildi.
“Roj TV’nin insanları mitinglere katılmaya davet ederek kavgayı körüklediği ve bunda rol oynadığı iddia ediliyor. Şiddet konusu bir kısım görüntülerde de şiddetle ilgili olaylar mevcuttur. Ancak bütün şiddet ve zorbalıklar Türk toplumunda ve Kürt bölgesinde mevcuttur. Görüntüler aslında bbu bölgedeki olaylarla ilgili haber niteliğindedir, asılsız değildir. Ayrıca, küçük çlocukların fiziksel, psikolojik gelişmelerine ciddi zararlar verecek yayın yapıldığı iddia edilmektedir. Programların şiddet iiçermediği görülmüştür.”
"Roj TV'nin kargaşaya yol açtığı iddiası kanıtsız"
Ayrıca, “Roj TV görüntülerinde yer alan şiddet, miting ve gösterilerin Türkiye’ye yayın yapan televizyon kanallarından kaydedildiği anlaşılmıştır. Kurulumuzun görüşüne göre, Türkiye ve Kürt Bölgesi’nde yaşanan kargaşanın sebebinin Roj TV olduğu şeklindeki şikayet de belgelenememiştir. Roj TV, Türkiye’nin bahse konu üç şikayetiyle ilgili yasa maddelerinde yer alan temel kuralları ihlal etmemiştir” sözlerine de yer verildi.
Roj TV'nin kapatılmaması için 30 Aralık 2005'te Rasmussen'e mektup gönderdikleri gerekçesiyle haklarında "Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlamasıyla dava açılan belediye başkanları, "terör örgütünün görsel propaganda aracından mahrum kalmasını engellemeye çalışarak örgüte yardım etmek"le suçlanıyor. Sanıklar, Ceza Yasası'nın (TCK) 314/3 ve 220/7 maddeleri uyarınca yargılanıyorlar. (EÖ/TK)