Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın 975. hafta buluşması bugün Galatasaray Meydanı'nda yapıldı.
Hak savunucularından sadece 10 kişinin basın açıklamasına katılmasına izin verildi. Açıklamaya, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Merkez Konseyi Başkanı Metin Bakkalcı da katıldı.
Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Daimi Raportörü Nacho Sánchez Amor da açıklamayı gözlemci olarak takip etti.
Bugünkü açıklamada, 30 yıl önce Urfa, Siverek’te gözaltına alınıp kaybedilen Hüseyin Taşkaya için adalet istendi.
Polis ablukası altındaki Galatasaray Meydanı’nda, barikatların önünde yapılan açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplar Komisyonu Üyesi Sebla Arcan okudu.
Arcan, "Bir kez daha devleti yönetenlere sesleniyoruz: Hakikati bilme ve adalete ulaşma hakkımızı ihlal etmeye son verin. Kayıplarımızın akıbetlerinin açığa çıkartacak, adaleti sağlayacak etkili soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin" dedi.
42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya, Siverek’te yaşıyor ve müteahhitlik yapıyordu. 6 Aralık 1993 tarihinde amcasının Siverek/Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen asker, polis ve Bucak aşiretine mensup korucular Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına aldı. Gözaltını engellemek isteyen akrabaları ağır biçimde darp edildi. Taşkaya askeri araca bindirilerek götürüldü. Ailesi, Hüseyin Taşkaya’yı sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa, valiliğe başvurdu. Ancak tüm girişimleri sonuçsuz kaldı, Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.
Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini açığa çıkartacak etkin bir soruşturma yürütülmedi. Akrabalarının ve tüm mahallenin tanıklığında gözaltına alınmış olmasına rağmen, savcılık konuya ilişkin suç duyurusunu ailenin “soyut iddiası” olarak değerlendirdi ve dosyada Takipsizlik Kararı verdi. Hüseyin Taşkaya’nın akıbeti karanlıkta bırakıldı, failleri cezasızlıkla korundu. Ailesi dört kuşaktır Hüseyin Taşkaya’yı aramayı sürdürüyor.
Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini açığa çıkartacak ve faillerin yargılanmalarını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma ve kovuşturma çağrısı yapan Arcan, “Kaç yıl geçerse geçsin; Hüseyin Taşkaya için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Şerif Taşkaya: Mücadelemiz sürecek
Gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın oğlu Şerif Taşkaya ise şunları söyledi:
"Babamızın akıbetinin ne olduğu öğrenmek için mücadele ediyoruz. 700. haftadan beri bu alan, gözaltında kaybedilenlerin yakınlarına kapatılmıştı. İşkence ve gözaltılarla mücadelemiz engellenmeye çalışıldı. Bugün de buradan babamızı, yakınlarımızı aradığımız tek yer olan Galatasaray Meydanı’nın açılmasını, gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetini öğrenmeyi ve kaybedenlerin de yargılanmasını talep ediyoruz."
Basın açıklamasının ardından Amor'un açıklaması için İHD İstanbul Şubesi'ne gidildi.
Nacho Sánchez Amor, Ekim ayında Avrupa Parlamentosu’nda Cumartesi Anneleri/İnsanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) temsilcileriyle bir araya gelmişti. Görüşmenin ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) Barışçıl Toplanma Özgürlüğü’nün İzlenmesine İlişkin Kılavuzu’nda belirtilen prensipler doğrultusunda Nacho Sánchez Amor’u Türkiye’ye davet etti. Sánchez Amor, insan hakları örgütlerinin bu davetini kabul etti.
Ne olmuştu?
İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı 25 Ağustos 2018'de yapılan Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 700. buluşmasını "herhangi bir bildirimde bulunulmadığı" iddiasıyla yasakladı.
Galatasaray Meydanı'nda toplanan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na saldıran polis 23 kişiyi gözaltına aldı. Ardından 46 kişiye "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla dava açıldı.
1995'te gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın ablası Maside Ocak, darp edilerek gözaltına alınanlar arasındaydı. 82 yaşındaki annesi Emine Ocak da polis şiddetine maruz kaldı.
Maside Ocak, kolluk görevlileri ve amiri hakkında suç duyurusunda bulundu. Ancak Başsavcılığın soruşturmaya yer olmadığı kararı vermesi üzerine başvurduğu İstanbul Sulh Ceza Hakimliği de itirazı kesin olarak reddedince Ocak dosyayı AYM'ye taşıdı.
Yüksek mahkeme, şubat ayında verdiği kararda Anayasa'nın 34. maddesinde düzenlenen "toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal" edildiğine hükmetti. Maside Ocak'a 13 bin 500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Ardından AYM, Cumartesi İnsanları/Anneleri eylemine saldırıp Sebla Arcan'ı darp eden polis memurlarının, kötü muamele ve eziyet yasağını ihlal ettiğine hükmetti. Görevlilerin yargılanması ve Arcan'a 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu iki AYM kararına rağmen, hak savunucularının Galatasaray'da basın açıklaması yapması polis şiddetiyle engellendi. Son haftalarda hak savunucuları gözaltına alınmasa da meydandaki polis ablukası devam ediyor.
(AS/VC)