Çözüm ve Müzakere Sürecinde Liderlerin rolü konferansının sonunda eski Mit müsteşarı Cevat Öneş, Temasve Diyalog Grubu üyesi Osman Kavala, KESK Genel Başkanı Lami Özgen Gazeteci Banu Güven, eski BDP milletvekilleri Akın Birdal ve Ufuk Uras ile Türkiye Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz söz aldı.
Konuşmacılar, sürecin geldiği noktanın umut verici olduğunu belirterek bundan sonraki süreçte çözüm için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Öneş: Barış, düşündüğümüzden yakın
Cevat Öneş, Türkiye'nin tarihi bir sürece girdiğini, demokrat ve insan eksenli bakış için mücadele edenlerin gayreti ve dayanışması ile sorunun çözülebileceğini belirtti:
"Bana göre barış, düşündüğümüzden çok yakın ama çok riskli ve engebeli yolumuz var. Bu noktada Türkiye toplumunun demokrasi desteğini sağlayıcı, koruyucu adımların atılması önem kazanmış durumda."
Kavala: Hükümet, görüşmelerin gereğini yerine getirmeli
Sürecin başarılı olması gerektiğini aksi halde toplumdaki ayrışmanın kolay tamir edilemeyecek şekilde derinleşeceğini belirten Osman Kavala yapılması gerekenleri sıraladı:
"Öcalan'la görüşmeleri başlatmakla önemli adım atan hükümet, bunun gereklerinin yerine getirilmeli. Bu işin merkezinde Öcalan olacaksa onun çalışma şartlarının ve iletişim imkanlarının normalleştirilmesi lazım.
Anayasal değişiklikler sürecin vazgeçilmez parçası olacaksa hükümet bu konuda partilerle görüşmeli.
Sürecin kamuoyunda yarattığı beklentiler, somut bazı adımlara ihtiyaç olduğunu gösterdi. Netleşmemiş yol haritaları süreci değiştirmek isteyenlere imkan verir. Çok kısa zaman içinde müzakerelerin bazı somut sonuçlar ortaya çıkarmasını bekliyoruz"
Birdal: Demokratik kamuoyu ve medyanın rolü önemli
Akın Birdal, barışçıl ve demokratik bir çözüm ile halkların eşit ve özgür şekilde bir araya gelmesine gereksinim duyuluyorsa Öcalan'ın koşullarının değiştirilmesi gerektiğini belirtti ve demokratik kamuoyunun medyanın rolüne değindi:
"Demokratik kamuoyu seyirci olmaktan çıkıp doğrudan bu sürece katılmalı. Örneğin yurtiçi ve yurtdışı izleme kurulları oluşturulabilir. Sürecin manipüle edilmesine izin vermemek gerekir.
"Medya da bu süreçte barıştan yana olmalı. Uluslararası Af Örgütü'nün kuruluş belgesinde 'Savaşın ilk kurbanının gerçek olduğu dikkate alındığında, gerçek seni özgürleştirecektir' sözü yer alır. Gerçek Öcalan'ı özgürleştirecek; onun özgürleşmesi Kürt halkını özgürleştirecek; Kürt halkının özgürleşmesi Türkiye halkalarını özgürleştirecek."
Özgen: Birinci dereceden muhatap Öcalan'dır
Lami Özgen son görüşmenin önemli olduğunu, bu görüşmeyle Türkiye cumhuriyeti devletinin birçok kırmızıçizgisinin ortadan kalktığını düşündüklerini söyledi.
Özgen, Kürt sorununun siyasi, demokratik çözümünde birinci derece muhatabının Öcalan olduğunu belirtti:
"Çünkü tarihsel süreç içindeki rolünün etkisinin, geliştirdiği mücadelenin, Kürt sorununa barışçıl ve demokratik temelde çözüm getirdiğini biliyoruz."
Taraflar arasındaki eşitlik bağlamında Öcalan'ın koşulları geliştirilerek çözüm sürecinin hayata geçmesi noktasında bir yol haritasının hazırlanması gerektiği söyledi.
Güven: Medyanın dili eşitlikçi değil
Banu Güven "umutlu olmak istiyorum" dediği konuşmasında medyadaki barış dilde sorunlar olduğunu belirtti:
"O dilin barış yapılacaksa bunun tarafı olacaklara eşit yaklaşmayan bir tavrı var. Arınç'ın 'Kürtlere haklarını vereceğiz' sözü haberlerde yerini aldı. Bu yaklaşım kalıcı barış için kimseye yardım etmez.
Güven iktidarın izin verdiği kadarının medyada görüleceğini belirterek herkesin kamuoyuna gerçekleri anlatmak için aracı olması gerektiğini vurguladı.
Uras: Adımlar atlanmamalı
Ufuk Uras, "Acılarımız ortak, çözümde de ortak olmak gerekiyor" sözleriyle başladığı konuşmasında şöyle dedi:
"Umut iyi bir kahvaltı, kötü bir akşam yemeğidir derler ama umutlu olma durumundayız. Mandela en yakınındaki vurulduğu zaman barış süreci devam edecek demişti. Paris'te yaşananlardan sonra da böyle olmalı. Öcalan 'barış için kaybedecek zaman yok" dedi. Süreci sabote etmek isteyenlerden daha hızlı davranmamız lazım.
İmralı koşullarının normalleşmesinin Türkiye'yi normalleştireceği sürecinden yola çıkılmalı. Adımları atlamamalı. Birlikte yaşamak isteyenlerin birlikte siyaset yapma iradesini ortaya koymalı."
Tahmaz: Süreçte iki oluşum gerekli
Hakan Tahmaz, 3 Ocak'ta yapılan görüşmenin müzakarelerin kapısındaki kilidi çevirdiği ancak hala kapının açılmadığını düşündüğünü söyledi.
"Açılması için, Kürt sorunun çözülmesini isteyenler olarak bugüne dek oluşan barış fırsatlarının kaçırılma şeklinden doğan kuşkular elimizi bağlamadan kapıyı zorlamalıyız."
Tahmaz, sürecin gelişmesi için iki resmi oluşumun kurulması gerektiğini belirtti:
"Türkiye Hakikatlerle Araştırma Komisyonu ve müzakerelerin herhangi bir nedenle kesilmesi durumunda başka ilişkilerin sürekliliğini sağlamak için 'aracı temas grubu' kurulmalı." (BK/HK)