* Fotoğraf: Oil and Gas Action Network / Twitter
Glasgow’da gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (COP26) üzerinde uzlaşılan Glasgow İklim Paktı’nın tüm ülkeler tarafından imzalanmasıyla birlikte sona erdi.
COP26’da ülkelerin 2022 sonuna kadar daha iddialı iklim hedefleri ile gelmesi kararlaştırıldı. Kömür kullanımının azaltılması ve fosil yakıtlara teşviklerin sonlandırılması ilk defa resmi müzakere metinlerine geçti. Türkiye, kararlı bir tutum sergileyerek müzakere kararlarının iklim politikasında belirleyici olacağının sözünü verdi.
13 Kasım Cumartesi akşamı yayınlanan COP26 kararı, büyük kirletici ülkeleri önümüzdeki 12 ay içerisinde tüm ekonomi çapındaki politikalarının ve planlarının Paris Anlaşması hedefleriyle nasıl uyumlu olduğunu açıklamaya mecbur tutuyor.
TIKLAYIN - COP26 için final günü: Dünyayı kurtarabilecek miyiz?
İlk kez kömürden bahsediliyor
“Kömür kullanımının azaltılması” hedefinin karar metinde geçmesiyle, Kyoto Protokolü’nün ilan edilmesinden bu yana ilk kez, Paris Anlaşması’nın 198 imzacısı tarafından iklim krizinin nedeni olarak kayıtlara geçti ve COP sonuç bildirgesinde yer aldı.
Bu gelişme olumlu olarak değerlendirilirken, taslak metinlerde “kömür kullanımından çıkış” ibaresinin “azaltma” olarak yumuşatılması da eleştirilere neden oldu.
Ülkelerin atacağı adımlar belirleyici olacak
Climate Action Network tarafından yapılan açıklamada “COP26’nın ne kadar başarılı olduğu önümüzdeki yıl boyunca ülkelerin 1.5℃ hedefine uyumlu adımlar atıp atamayacakları ile belirlenecek; bu, emisyonları 2030’a kadar yüzde 45 azaltmak anlamına geliyor” denildi.
Paris Anlaşmasına taraf olmak konusunda zaman kaybeden Türkiye’nin ise COP26’da kararlı bir tutum sergilediği belirtildi:
“Türkiye delegasyonu kapanış konuşmasında 2022 başlarında Türkiye 2030 ve 2053 yol haritalarını belirlemek için tüm paydaşların katılımı ile bir iklim şurası oluşturacağını, COP26’daki tüm bu kararların Türkiye’nin ulusal ve uluslararası taahhütleri ile uyum için birincil yönlendirici olacağını söyledi ve Türkiye’nin Anlaşmanın uygulanması konusunda bölgesel lider olmaya ve gelecek kuşaklara müreffeh ve yaşanabilir bir gezegen bırakma konusunda kararlı olduğunu belirtti.”
Kayıp ve hasar fonu reddedildi
Climate Action Network, emisyonları azaltmaya yönelik gelişmelere rağmen, COP26’da şu anda iklim krizinden en çok etkilenenler bakımından ilerleme sağlanamadığına da dikkat çekti:
“AB ve ABD, en yoksul ülkelerin iklim krizinden kaynaklı Kayıp ve Hasar için yararlanabilecekleri bir fon yaratmayı reddederek, küçük ada ülkeleri ve iklim kırılganlığı yüksek birçok ülkeyi zor durumda bıraktı ve tepkilere neden oldu.”
COP26 sonuçlarına ilişkin bir değerlendirme de CAN Europe İklim ve Kalkınma Politika Koordinatörü Rachel Simon’dan geldi.
Simon, “Avrupa ve AB’nin iklim krizinde devasa bir tarihsel sorumluluğu olduğunu, yine de bu ülkelerin kırılgan ülkelerin çaresizce ihtiyaç duyduğu Kayıp ve Hasar finansmanını sağlamak için bir araya gelerek üzerlerine düşeni yapmadıklarını” belirtti.
“Türkiye enerji politikalarını gözden geçirmeli”
COP26’nın “kömürün tarihe gömüleceği” toplantı olmasının hedeflendiğini söyleyen CAN Europe Türkiye İklim ve Enerji Politika Koordinatörü Özlem Katısöz toplantıyı şöyle değerlendirdi:
“Kömür belki bu toplantıda tarihe gömülmedi ama ilk defa müzakerelerde kararlara geçti. Resmi müzakerelerin dışında, kömür başta olmak üzere fosil yakıtlara politik ve finansal desteğin sona erdirilmesine dair pek çok platform oluştuğunu gördük. Türkiye’nin şimdilik yer almadığı bu platformlar katılımcılar için temiz enerjiye geçiş için finansal ve teknolojik kaynakların yaratılması ve kalkınma yolundaki ülkelere aktarılması için müzakerelerin yapılacağı mecralar olacak.
“Müzakerelerde iklim eylemi konusunda kararlı bir tutum sergileyen Türkiye, 2030 iklim hedeflerinin iyileştirilmesi için çalışmaya bir an önce başlayacağını ve COP26 kararlarının ülkenin iklim politikasında belirleyici olacağını söyledi. Bunun için Türkiye’nin eve dönüşte atacağı ilk adım enerji politikalarını gözden geçmek, yeni kömür yapmama kararını açıklamak, yenilenebilir enerji hedeflerini yükseltmek ve kömürden çıkış tarihini açıklamak olmalı.”
“2030 öncesi azaltım gözden geçirilmeli”
CAN Europe Direktörü Chiara Martinelli ise COP çıktılarını AB perspektifinden yorumladı ve AB’nin çıktılardaki rolüne dair şunları söyledi:
“COP26 sonuçları bize ülkelere emisyon azaltım hedeflerini gelecek yıla kadar bir 2030 öncesi azaltım programı üzerinden gözden geçirmeleri çağrısı yaparak 1,5°C hedefini hayatta tutmamız için bir platform sunuyor.
“Bu AB’ye Fit for 55 düzenlemelerini tamamlarken 2030’da yüzde 55 yerine en az yüzde 65 azaltımı yakalayacağımız şekilde tasarlamaları için acil bir çağrı. AB’nin iç iklim politikalarının merkezi artık kömür, petrol ve fosil gazdan ve fosil yakıt desteklerinden çıkışı hızlandırmak olmalı.”
Resmi müzakere dışı ittifaklar ve taahhütler
COP26 boyunca iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik ortak eylemleri hedefleyen çeşitli ittifak, anlaşma ve taahhütlere imza atıldı. Türkiye’nin ormansızlaşma ile mücadele ve sıfır emisyonlu araçların yaygınlaştırılmasına yönelik taahhütlerde imzacı olarak yer alması, küresel aktörler tarafından takdirle karşılanırken, özellikle kömürden çıkış başta olmak üzere diğer ittifakların dışında kalmayı seçmesi eleştirilere neden oldu.
* İttifak ve taahhütlere dair ayrıntılı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
(TP)