Şırnak’ın Cizre ilçesindeki bodrumlarda ve operasyon sırasında öldürülenlerle ilgili suç duyurularının tamamı hakkında takipsizlik verildi.
Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı, öldürülen kişilerle ilgili güvenlik güçlerinin “meşru müdafaada bulunduğuna” hükmederek şikayetlerle ilgili kovuşturmaya yer yok [takipsizlik] kararı verdi.
Avukat Ramazan Demir bianet’e yaptığı açıklamada, bodrumlarda bulunan ve yakılarak öldürülen 18 yaşındaki Muharrem Erbek, 17 yaşındaki Yasemin Çıkmaz ve 22 yaşındaki Ramazan Biriman ile ilgili yaptıkları ayrı ayrı suç duyurularına “meşru müdafaa” gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiğini söyledi.
“Örgüt üyesi” olsa bile öldürmek “meşru müdafaa” mı?
dihaber de yine bodrumlarda öldürülen 28 kişi için yapılan suç duyurusuna da takipsizlik kararı verildiğini yazdı. Savcılık, üç bodrumda öldürülen 28 kişinin “örgüt üyesi olduklarını” ileri sürerek, operasyona katılan güvenlik güçlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen “meşru müdafaa” temelinde hareket ettiklerini savundu.
“Meşru müdafaa” sınırının aşıldığına dair herhangi bir delil tespit edilmediği de kararda yer aldı.
“Gizli tanıkların ifadeleri birbirinin aynısı”
Avukat Demir, tüm takipsizlik kararlarında, öldürülenlerin çatışmaya girdiğine dair gizli tanık beyanları olduğunu belirtti.
Demir, dosyalarda tanık olarak gösterilen ve kendi adıyla ifadesi karakolda alınmış olan herkesin, mahkeme sırasında “ifadelerinin işkence altında alındığını” söyleyerek ifadelerini geri çektiğinin altını çizdi.
Ramazan Demir, gizli tanık ifadelerinde dikkat çeken başka bir hususun da “tüm ifadelerin neredeyse kelimesi kelimesine aynılığı” olduğunu belirtti.
Son suç duyurusuna verilen takipsizlik kararında da Cizre’deki sokağa çıkma yasağının ardından ifadelerinin alındığı belirtilen Gümüş, Asya, İskender, Pamuk ve Vatan adlı gizli tanık ifadeleri yer aldı. Bu ifadelere dayanılarak, öldürülen 28 kişinin “örgüt üyesi” oldukları kanaatine varıldığı belirtildi.
Aynı yerde, aynı isimde gizli tanık
Avukat Demir’in bahsettiği gizli tanık ilişkisi, Cizreli Doktor Serdar Küni’nin davasında da yaşandı.
TIKLAYIN - DR. SERDAR KÜNİ’YE “HİPOKRAT YEMİNİNİ UYGULAMAKTAN” DAVA
Cizre’de yaralıları tedavi etmekle yargılanan ve 24 Nisan’daki duruşmada hakkında 4 yıl 2 ay hapis cezası kararı çıkan Dr. Küni’yle ilgili ifade verdiği belirtilen gizli tanığın adı da “Vatan”dı.
Gizli tanık Vatan’ın o dönem Cizre’de olup olmadığı, kim olduğu, ifadesini nasıl, ne şartlarda verdiği, var olup olmadığıyla ilgili dava dosyasında bilgi yer almadı.
“Vatan”ın ifadesine göre Dr. Serdar Küni, “toplumsal olaylarda yaralanan eylemcileri tedavi etmişti.”
İddianamede yer verilen diğer tanıklar da ifadelerinde Dr. Küni’nin “örgüt mensubu yaralıları tedavi ettiğini” söyledi. İlk duruşmada, adıyla açık şekilde tanıklık yapanların tümü, avukat Demir’in de değindiği üzere, karakolda işkence gördüklerini, ifadelerin kendilerine zorla imzalatıldığını ve Küni’yi tanımadıklarını söyledi.
Ancak mahkeme, gizli tanık “Vatan”ın ifadesine dayanarak hapis cezasına hükmetti.
Cizre’de ne olmuştu?
Cizre’de 14 Aralık 2015’te sokağa çıkma yasağı ilan edildi, operasyonlar başladı.
23 Ocak 2016’da aralarında yaralıların da bulunduğu 31 kişi çatışmadan kaçarak Cizre ilçesindeki Cudi Mahallesinde bulunan bir apartmanın bodrum katına sığındı. Binada kalanlar yakıt kazanının içinde suyu içerek hayatta kalmaya çalıştı. 10 gün sonra irtibat kesildi, hayatlarını kaybettikleri günler sonra anlaşıldı.
Bodrumda mahsur kalanlar da dahil ilçede onlarca kişi hayatını kaybetti. Yasak 79 gün sürdü.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi raporunda, “2016 yılının başlarında Cizre’de, aralarında çocukların da bulunduğu 189 kişi haftalarca bodrumlarda sıkışıp kalmış, suya, tıbbi bakıma ve elektriğe ulaşamamış, ardından öldürülmüştü” ifadeleri yer aldı. (AS)
* Fotoğraf: Vecdi Erbay – Cizre / bianet