Birleşmiş Milletler Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Raad al-Hussein, bugünkü açıklamasında Türkiye’ye, güvenlik güçlerinin uyguladığı insan hakları ihlallerinin incelenmesi için bağımsız soruşturmacılara izin vermesi çağrısında bulundu.
Zeid Raad al-Hussein “kendisine, Türkiye’nin güneydoğusundaki güvenlik operasyonları sırasında silahsız sivillerin askeri araçlardaki keskin nişancılarca vurulduğuna dair raporlar ulaştığını” söyledi.
“Türkiye’nin vatandaşlarını şiddet eylemlerinden koruması yönünde bir görevi varken, yetkililerin, güvenlik ya da terörle mücadele operasyonları sırasında her zaman insan haklarına saygılı şekilde davranması çok önemli.”
TIKLAYIN - MAZLUMDER: CİZRE’DE EN AZ 203 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ
Associated Press’in haberine göre BM, Şırnak’ın Cizce ilçesinde güvenlik güçlerince etrafı sarılmış bodrumlarda mahsur kalan 100’den fazla insanın yakılarak öldürüldüğüne dair raporların da araştırılmasını istedi.
Cizre’de ne oldu?
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015’te başlayan sokağa çıkma yasağı devam ederken, İçişleri Bakanı Efkan Ala 11 Şubat 2016’da Cizre’deki abluka operasyonlarının sona erdiğini ifade etti.
Fakat Cizre’deki yasaklar 2 Mart 2016 tarihinde akşamları devam edecek şekilde yeniden düzenlendi ve 2 Mart'a kadar ilçeye giriş-çıkışlar yasaklandı.
Cizre’nin Cudi ve Sur mahallelerinde, sokağa çıkma yasağının sona ermesinin ardından, büyük çoğunluğu 3 binanın enkazından ve civardaki evlerden, sokaklardan 25’i çocuk toplam 177 cenaze çıkarıldı.
Hayatını kaybedenlerden 103 kişinin kimliği tespit edilirken 74 kişi kimliği teşhis edilmeden defnedildi.
TIKLAYIN - CİZRE İÇİN BAĞIMSIZ SORUŞTURMA TALEBİ
Halkların Demokratik Partisi (HDP) raporuna göre, cenazelerin neredeyse tamamı ya yanmış ya da parçalandığı için tanınamaz haldeydi. Bodrumlarda insan kemikleri ve askeri mühimmat atıkları görüldü. Adli Tıp Uzmanları, bodrumlarda çocuklara ait olduğu kabul edilen kemik parçaları buldu.
Raporda, Cudi Mahallesi’nde 75 yaşında bir yurttaş şu tanıklıkta bulundu: “Vahşet bodrumlarını asla unutmayacağız. Çünkü unutursak tarih içinde kayboluruz. Tarihte buna benzer nice kıyımlar ile tekrar karşılaşabiliriz. Bu vahşeti sürekli hatırlamalıyız. Ancak hatırlarsak geleceğimizi sağlam bir şekilde inşa edebiliriz…” (AS)