Gündem Çocuk Derneği'nin, Mart'ta başlattığı "Ülke Çocuk Politikası Çalışması"nın son ayağında çocuk sağlığı, adalet, eğitim, sosyal hizmetler alanından 74 akademisyen, uzman, uygulamacı, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen çalıştayda buluştu.
Çalıştayda ortaya çıkan öneriler 17 Kasım'daki konferansla kamuoyuyla paylaşıldı. Meclis Başkanı Köksal Toptan, yaptığı konuşmada, çocuk hakları alanındaki sorunların mevzuattan değil uygulamadan kaynaklandığını söyledi. "TBMM hem yasa yapımında, hem anayasa yapımında çocuk haklarıyla ilgilenen bütün sivil toplum örgütlerinin görüşlerine açık olacaktır."
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü öncesinde çalışmanın sonuçlarını açıklayan dernek, Türkiye'nin 1995'te Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni (ÇHS) imzaladığını, fakat bu sözleşmeyi referans alan bütünlüklü bir politika olmamasından dolayı sorunların devam ettiğini söyledi.
"Ülke çocuk politikası gerekli"
Çalıştayda öne çıkan konular şöyle:Anayasa değişikliği: Taslakta yer alan çocuk hakları maddesi sevindirici ama bu madde çocuk hakları temel ilkelerine göre temellendirilmeli. Hükümet, bu konuda çocuk hakları alanında çalışan STK'lerle işbirliği yapmalı.
Bütçe çalışmaları: Çocuklara ayrılan bütçenin azlığının geçerli bir gerekçesi yok. Genel bütçe içinde çocuklara yeterince kaynak ayrılmalı ve bu kaynak görünür kılınmalı .
Sosyal hizmetler: Ulusal düzeyde bütüncül ve kapsayıcı sosyal hizmet ve yardım politikaları geliştirilmeli. Bu politikaların yaşama geçirilmesinde temel sorumluluk kamuya ait olmalı. İlgili mevzuat uluslararası belgeler doğrultusunda iyileştirilmeli. Çocuk koruma politikaları tüm çocukları içermeli. Aile ve çocuk odaklı hizmetler yaygınlaştırılmalı, bölgelerarası farklılıkların giderilmeli. Uzman insan gücü yetiştirilmeli ve istihdam edilmeli.
Sağlık: Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarı Taslağı 18 yaş altında çocuklara anne babanın gelir durumuna göre farklılık göstermeksizin sağlık güvencesi sağlıyor. Üniversite öğrencilerinin geçerli hakları korunmalı. Taslakta ruh sağlığı hizmetleri, diyetisyen danışmanlığı gibi destekleyici hizmetler de güvence altına alınmalı. Aileler haklarıyla ilgili bilgilendirilmeli. "Çocukların Sağlık Hakkı Danışma ve Değerlendirme Kurulu" oluşturulmalı. Medyada sağlık danışmanlığı sistemi kurulmalı. Gıda ve mama reklamlarına yer verilmemeli.
Adalet: Meclis'te daimi Çocuk Hakları Komisyonu ve etkin bir izleme mekanizması kurulmalı. Yargıtay'da bir "Çocuk İhtisas Dairesi" kurulmalı.
Eğitim: Hak temelli veriler toplanmalı. Eğitim bütçesi şeffaf, katılımcı bir yöntemle planlanmalı. Sınav merkezli değil performansa dayalı eğitim anlayışı güçlendirilmeli. Meslek edindirme programları toplumsal ihtiyaçlara göre planlanmalı. Öğretmen yetiştirme programları ÇHS temel alınarak yapılandırılmalı. Kültürel çeşitliliğe olanak sağlayan eğitim anlayışı benimsenmeli. Aile eğitim sürecine etkin bir şekilde katılmalı. Eğitim süreçleri içerisinde ortaya çıkan eğitim hakkı ihlallerinin düzeltilmesine dair mekanizmaların oluşturulması ve işler hale gelmeli.(EÜ)