Geçtiğimiz yaz Alman bir çocuğun Antalya'da bir İngiliz çocuğa cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla tutuklanması ve halen tutuklu olarak yargılanıyor olması hem Alman hem Türk medyasında geniş yer buldu. Her ne kadar medya böyle bakmasa da, bu dava aslında Türkiye'de çocuk adalet sisteminin işleyişiyle ilgili sorunlara işaret ediyor.
Önceki hafta Ankara'da yapılan Ülke Çocuk Politikası toplantısında uzmanlar aslında kağıt üzerinde bulunmasına rağmen kaynak yetersizliği ve yargı sisteminin çocuğa bakışı nedeniyle sistemin işlemediğini belirtmişti. Benzer bir durumda Almanya'da sistemin nasıl işleyeceğine bakmak için Greifswald Üniversitesi'nden Prof. Dr. Frieder Dünkel'in "Almanya'da Çocuk Adaleti: Sosyal Refah ve Adalet Arasında" başlıklı makalesinden kısaltarak aktarıyoruz.
Almanya'da çocuğun korunmasıyla ilgili ikili bir sistem var: Çocuk Adaleti Yasası ve Çocuk Sosyal Hizmetler Yasası.
Çocuk adalet sistemi 1970'lerden bu yana ciddi bir değişim geçirdi. Bu değişiklik yasayla değil esas olarak hakim, savcı ve sosyal çalışmacıların katkısıyla uygulamada yapılan reformlarla gerçekleşti. Sonuç olarak 1980'lerde çocuklara verilen hapis cezaları büyük oranda azaldı ve onların yerini "toplum hizmeti" cezaları aldı.
Ceza son çare
1990'da çıkan Alman Çocuk Adaleti Yasası, özgürlüğü kısıtlayıcı cezaların nadiren ve son çare olarak kullanılmasını, esas olanınsa eğitici ve disipline edici tedbirler almak olduğunu içeriyordu. Örneğin İngiltere'nin aksine, polisin yetkisini kötüye kullanmasının önüne geçmek için tüm cezaların savcılık ya da mahkeme tarafından verilmesi öngörüldü.
Adalet sisteminde dört farklı yaptırım görülebilir:
- Küçük suçlarda hiç ceza vermeden çocuğu bırakmak;
- Aile, okul gibi yargı sistemi dışındaki kurumlarca uygulanacak yaptırımlar;
- Mahkemenin bir yaptırıma karar vermesi: uyarma, toplum hizmeti (genellikle 10 ila 40 saat), karşı tarafla anlaşma ya da zararın karşılanması, mağdurdan özür dilemek vb.
- Ceza adalet sitemi.
Çocuklar ayrı cezaevlerinde tutuluyor ve Birleşmiş Milletler Pekin İlkeleri gibi standartlar göz önüne alınıyor. İki yıla kadar verilen hapis cezaları ertelenebiliyor ve her halükarda izleme mekanizması devreye giriyor. Denetimli serbestlik süresi bir-iki, izleme süresiyse 2-3 yıl olabiliyor.
İnsan hakları açısından çocuk adaleti
Özellikle sosyal refah modelini takip eden çocuk adalet sistemleri insan haklarını güvenceye almamaları açısından eleştirilir. Yetişkinlere uygulanan ceza usulüyle karşılaştırıldığında çocuklar için savunma hakkına erişim gibi temel insan hakları meselelerinin daha az gelişkin olduğu belirtilir.
Fakat Alman çocuk adalet sistemi bu eleştirilerden birçok açıdan muaf tutulabilir. Çünkü birçok açıdan çocuklar için ceza usulü yetişkinlerle aynıdır. Örneğin çocuğun damgalanmasını önlemek için duruşmalar kamuoyuna kapalı yapılır; bir sosyal hizmet uzmanı mutlaka yargı sürecine katılır; sosyal inceleme raporu hazırlanır; her çocuğa derhal bir avukat atanır. Özellikle soruşturma sırasında çocukların tutuklu kalmaması sağlanır.
Davaların kısa sürede tamamlanması önceliklidir. Bu konu yargılamanın sağlığı açısından olumsuzluklara yol açabilse de, çeşitli ara yöntemlerle –örneğin savcının uygun görmesi halinde mağdurun sürece katılması kısıtlanarak vs.- davalar hızlandırılır.(EÜ)
* Devam edecek