Çizim: Ercan Altuntaş
Kobanî davasının 18. duruşma periyodunun 7. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
TIKLAYIN-Adalet, siyaset ve hukuk: Kobani Davası
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi yargılanıyor.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
TIKLAYIN - “Kobanî davasında mahkeme, kendi yarattığı hukuku uyguluyor”
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
“Soygun düzeni sonsuza dek sürsün istiyorlar”
Dünkü oturumun öğleden sonraki bölümünde ilk olarak Zeynep Ölbeci söz aldı, Kürtçe beyanda bulundu: “Mahkeme heyeti bize düşmanlık taslıyorsa, ona göre biz de tavır alalım. Savcının elinde hiçbir şey yok. 2019 yılından bu yana hakkımda açılan dosyaları getirip bu davaya koymuşlar. Çünkü ellerinde benimle ilgili bir şey yok.”
Önceki dönem HDP Parti Sözcüsü Günay Kubilay da şunları söyledi:
“İddia makamı çağrıyı direkt ‘tahrik suçu’ olarak nitelendirmektedir. Yaşanılan olaylar karşısında bizlerin ‘azmettirici’ olarak yargılanmamız istenilmektedir. Çağrı, cebir, şiddet içermemektedir. Yalnızca Kobani’de IŞİD saldırılarında yaşanılacak vahşete karşı insanların demokratik protesto hakkını içermekte.
“Düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik her türlü keyfi sınırlamanın temelinde statükonun sarsılmasındaki duygu vardır. İktidar bundan kaynaklı bir sansür yasasını devreye sokmaktan geri durmadı. Gerçeklerin üzerine yalanı düşürdü. Birlik siyaseti yerine teklik siyasetini ikame etti. 'Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır' dedi daha ne desin!
“Bu dava HDP’den kurtulma davasıdır; bu dava 6 yıl sonra karanlıkta kalan hakikati ortaya çıkarma davası değildir. Bu dava HDP’nin kapısına zincir vurma davasıdır. Egemen güçler, Millet ve Cumhur İttifakı adı altında safları sıklaşmış durumda. 20 yıl boyunca bir saray saltanatı inşa ettiler. Sonsuza kadar soygun düzeninin gitmesini istiyorlar. Bu soygun düzenine son verecek kim varsa onlara yöneliyorlar. Bugün HDP’yi hedef tahtasına oturtmalarının nedeni de HDP’yi düşman olarak görmeleriyle ilgilidir. HDP bertaraf edildiği andan itibaren sıra onlara da gelecektir. Eski İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce’nin AYM’ye atanmasından da anlaşılacağı gibi çoğunluk sağlanmıştır.”
Mahkemeye: Tahliye etme yetkiniz var mı?
Önceki dönem HDP MYK Üyesi Alp Altınörs, Bartın’ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden patlamasında yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı. Altınörs, şunları söyledi:
“Heyetinizin HDP MYK üyelerini tahliye etmeye yetkisi var mıdır, yok mudur? Öyle bir yetkiniz yok ise açıkça kamuoyuna ilan edin ve iktidarın elinizde yetkileri aldığını söyleyin. Bu dava çöktüğüne göre yetkinizi kullanın. Şimdi değilse bu yetkinizi ne zaman kullanmayı düşünüyorsunuz? İnsanlığa karşı suçları seyretmek suçtur.
“Bu bir cinayet davası değildir. Bu dava düşünce ve siyasi özgürlüğe kast davasıdır. Bugün yapılması gereken siyasi saikle açılan kumpas davasının kapağının kapatılmasıdır. Ellerimizden alınan özgürlüğümüzün iade edilmesini talep ediyorum.”
“Savcı epistemolojik kopuş yaşıyor”
Ardından önceki dönem HDP MYK Üyesi Nazmi Gür iddia makamının mütalaasına dair söz aldı:
“Hukukun üstünlüğü, adil yargılanma, bunların hiçbiri yok. Bütün bunlarda epistemolojik bir kopuş var. Savcı epistemolojik kopuş yaşıyor, tıpkı iktidarın yaşadığı gibi. Hukukun uygulanmaması bu halkta bir kopuş yaşatır. Biz şimdi bedel ödüyoruz, seçime kadar yaşarız, bu iktidara eyvallahım yok.
“En son bir tutsak daha cezaevinde yaşamını yitirdi. Tutuk gerekçelerine baktım aynı. Tipik bir sıralama, tıpkı Savcı Bey'in iddianamesi gibi. Ne TCK 302 yönünden bir somutlama var ne de TCK 214 yönünde bir somutlama var. Savcıyı anladık epistemolojik kopuk yaşıyor, ya siz heyet olarak neden bu kadar kopuksunuz?
“Açık ve gizli tanık beyanlarının tamamıyla yalan olduğunu delillerle ispatlamamıza rağmen bu sizde bir soru işaretine yol açmıyor mu diyeceğim ama demek ki açmıyormuş. Yalan deliller üzerine kurulan bir dava var önümüzde ama siz hala kendinizi savunun diyorsunuz. Üstelik savunmalarımıza da müdahale ediyorsunuz.”
Duruşma bugün devam ediyor. (AS)