* Çizim: Ercan Altuntaş
26 Nisan 2021: 28'i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî davası, Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. İzleyiciler 3 arama noktasından geçerek salona alınırken, salonda yüzlerce kolluk gücü görevlendirildi. Sincan Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP'li siyasetçiler duruşmada hazır bulundu, diğer cezaevlerindekiler SEGBİS ile katıldı. Bin 200 avukatın yetki belgesi sunduğu dava için yüzlerce avukat geldi. Ancak avukatların bir kısmı içeri alınmayınca dava gergin başladı. Avukatlar salonu terk etti. Mahkeme heyeti, avukatlar olmadan kimlik tespiti yapmak istedi. Heyet, bu kez de tutuklu siyasetçilerin protestosuyla karşılandı. Uzun süren gerginlikten sonra avukatların tamamı salona alındı. Avukatlar reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti talebi reddederek, bir üst mahkemeye başvurma kararı verdi. Heyet, avukatların protestoları altında 3 bin 530 sayfalık iddianamenin özetini okudu. SEGBİS ile bağlanan HDP'nin eski eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, zaman zaman söz alabilmek için kâğıda yazı yazdı, el kol işaretleri yapmak zorunda kaldı.
Dışarıda ise HDP'lilerin basın açıklaması engellenirken, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı üyelerinin gösterilerine izin verildi.
Duruşmayı izleyen uluslararası delegasyon ise HDP Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyerek, "Bir siyasi tiyatroya tanıklık ettik" dedi.
18 Mayıs 2021: İkinci duruşma aralıksız 3 gün sürdü. Tutuklu siyasetçiler ve avukatları reddi hâkim taleplerini iletti. Talep reddedildi.
19 Mayıs 2021: Tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden SEBGİS ile duruşmaya katılan Selahattin Demirtaş, AİHM kararının uygulanmamasının Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, "Anayasayı tanımayan bir mahkeme heyeti bizi yargılayamaz" dedi. Figen Yüksekdağ ise davayı "hukuk hokkabazlığı" olarak nitelendirdi, "Bu yargılamalar bizim bakımımızdan bir hesap verme, kendimizi savunma hareketi değildir. Hesap sorulmayan ve toplumdan kaçırılan hakikati ifşa etme sürecidir. Bu yargı provokasyonunun amacı HDP'nin hareket kabiliyetini zayıflatarak iktidarlarını sürdürmektir" dedi. Duruşmalar için Kandıra Cezaevi'nden Sincan Cezaevi'ne gelen DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, "İddianameyi okuyunca ne çıkıyor biliyor musunuz? IŞİD'i savunuyor bu mahkeme. Diyorsunuz ki; niye Kobanî halkı ile dayanıştınız?" ifadelerini kullandı.
Görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan Kışanak, hukuk devleti ile kanun devleti arasındaki farka dikkat çekti: "Biri otoriter rejimlerin yöntemidir. 'Şunu as, bunu kes, bunu hapse at' der ve buna bir hukuki kılıf bulur. Kanun devleti bir toplumu faşizme, orman kanununa teslim eder. Ama hukuk devletinin içinde adalet vardır, insan hakları vardır, vicdan vardır. Biz hukuk devleti arıyoruz."
Tutuksuz yargılanan İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, "Dünyanın hiçbir yerinde 6 milyonluk bir terör örgütü yoktur" dedi. Önder, her zamanki esprili konuşmasını savunma yaparken de sürdürdü. Davanın müdahillerine dikkat çeken Önder, "Et ve Süt Kurumu'nun temsilcisi oradaysa sorayım, kardeşim ben size ne yaptım? Etinizi mi yedim, sütünüzü mü döktüm? Siz benim 38 kez müebbetle yargılanmamı isteyen bir davaya niye müdahil oluyorsunuz?" diye sordu.
14-15 Haziran 2021: Üçüncü duruşmada mahkeme heyeti, Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Can Memiş ve Erdal Cihan'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi.
16 Haziran 2021: Duruşma sırasında provokasyon girişimi yaşandı. Duruşma salonuna kadar alınan bir grup, HDP ve Kürtleri hedef alan milliyetçi sloganlar attı. Mahkeme heyeti, yetkisinin mahkeme salonuyla sınırlı olduğunu belirterek, duruma müdahale etmedi. Ara verilince HDP'li tutuklu siyasetçiler, "HDP susmadı susmayacak" sloganı atarak salondan çıktı.
17 Haziran 2021: Kobanî davasında provokasyon yaşanmasından bir gün sonra HDP İzmir İl Binasına silahlı saldırı düzenlendi, Deniz Poyraz katledildi. Haberin duruşma salonuna yansıması üzerine yargılanan siyasetçiler ve avukatları, salonu terk etti.
18 Haziran 2021: Tutuklu siyasetçiler, Deniz Poyraz'ın katledilmesine dair konuştu. Gültan Kışanak, "Bu davayı kim kumpas davası olarak önünüze koyduysa, o çetelerin elinden tutup Suriye'de Kürtlere karşı kim savaştırıyorsa, katilin sosyal medyada silahlı fotoğraflar yayınlamasına kim izin verdiyse Deniz'in katilleri onlardır" dedi. Av. Aydın Erdoğan ise "Müvekkilleri mahkûm etme maksadıyla soru soramazsınız. Siz yetmiyorsunuz, buraya devletin her bir kurumu adına toplanıp getirilenlerin de bu soruları sormasına müsaade ediyorsunuz ve tam da 'milli linç' anlamına uygun bir şekilde yargılama yapmaya çalışıyorsunuz. Bu 'milli linç' gayreti Deniz Poyraz gibi masum bir insanın katledilmesi ortamını oluşturuyor" dedi.
21 Haziran 2021: Tutukluların üçüncü dereceye kadar yakınları duruşma salona alınırken, diğer izleyiciler farklı bir salona alındı. Duruşmada konuşan eski milletvekili ve TJA eski sözcüsü Ayla Akat Ata, "Bugün burada olmamızın asıl nedeni anayasal hak olan siyaset yapma hakkımızı kullanmamızdır. Sadece Kürt siyasetçiler değil Türkiye'de özgür, eşit bir yaşamı savunan ve bunun için mücadele eden Kürtlerin dostları da yargı karşısına çıkarıldı" dedi.
22 Haziran 2021: Dönemin MYK üyesi ve akademisyen Beyza Üstün savunma yaptı. Üstün, "Bir kadın siyasetçi ve akademisyen olarak doğayı, bir arada eşit ve özgür yaşamı korumaya kararlıyım. Hukuksuz, delilsiz, usulsüz açılan davalarla, tutuklamalarla özgürlüğümden, özgürlüğümüzden yoksun bırakıyorsunuz. Buna son verin. Asılsız ve siyasi müdahalelere hukuk ve adaleti alet etmeyin" dedi.
Tutuklu HDP MYK üyesi Alp Altınörs ise "Bu iddianame gerçekleri ortaya çıkarmak için mi yoksa örtmek için mi hazırlandı? Bu iddianamede IŞİD'in Kobanî'yi kuşatmasının ardından ortaya çıkan eylemler var ama IŞİD yok. Tarihsel akışın tümüyle çarpıtıldığını düşünüyorum" diye konuştu.
23 Haziran 2021: Av. Cemile Turhallı Balsak, dosyada tek bir ifadede dahi, "HDP'nin çağrısıyla sokağa çıktım, öldürdüm" sözlerinin geçmediğini belirterek, "Öldürenlerin ülkücü gruplar olduğunu kanıtlayan deliller, haberler var. Emrah Demir, Batman'da HÜDA PAR'lılar tarafından öldürüldü. HÜDA PAR'lılar bir tweet attı ve 'gelin leşinizi alın' dedi. Kobanî dosyasında Emrah Demir'in ismi yer almıyor. Nedeni, sanık sandalyesinde oturması gereken HÜDA PAR'lılar gibi kişileri müşteki sandalyesinde oturtmak için. Bu bile yargılamaya bakış açısını gösteriyor" diye konuştu.
Av. Kazım Bayraktar ise "12 Eylül'den daha beter yargılama koşulları var" dedi, yargılamanın gayrimeşru olduğunu söyledi.
24 Haziran 2021: Tutuklu bulunan HDP Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Nazmi Gür, duruşma salonuna gelirken kötü muameleye maruz kaldığını açıkladı. Gür, "Koğuştan dışarıya kadar iki kez X-ray cihazından geçiyoruz. Fakat bugün orada görev yapan bir memur tarafından üst araması yapılırken tacize varan bir uygulamaya maruz kaldık. Düşmanca bir tutumla karşı karşıya kaldık" dedi.
Sebahat Tuncel, konuşmasında, "Kürt sorununu mahkeme salonlarına mahkûm edemezsiniz" ifadesini kullandı.
25 Haziran 2021: 10 gün süren 3. duruşmanın sonunda mahkeme heyeti, Emine Ayna, Beyza Üstün, Zeki Çelik ve İbrahim Binici'nin tahliyesine karar verdi.
20 Eylül 2021: Davanın dördüncü duruşması 3 günde tamamlandı. Duruşma başlamadan önce Sincan Cezaevi Kampüsü yolu polis tarafından kapatıldı. Turkuaz basın kartı olmayan gazeteciler, yargılananların yakınları ve partililer salona alınmadı. Yapılan görüşmelerin ardından gazeteciler 2 saat sonra salona girebildi.
Duruşmada konuşan Av. Kenan Maçoğlu, tutuklu iken idari gözetim kararıyla Ankara TEM'e götürülen ve burada 13 gün boyunca ifadesi alınan açık tanık Kerem Gökalp'in ifadesinin dosyada yer almadığını söyledi. Maçoğlu, iddianamenin omurgasını oluşturan bu ifade Kobanî davasında bulunmazken, HDP kapatma dosyasında yer aldığını söyleyerek, "Savcı ve Yargıtay Başsavcısı kendi aralarında belge alıp veriyorlar. Organize bir şekilde bu dosyayı oluşturup HDP'nin kapatılması için faaliyette bulunuyorlar" dedi.
Kürtçe savunma yapmak isteyen Meryem Adıbelli, tercüman bulunmaması nedeniyle savunma yapamadı.
Duruşmanın ardından cezaevi önünde açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Bu meselede HDP yalnız bırakılmamalıdır. O dönemin karanlık güçleri bellidir. Bu meseleyi HDP'nin üzerine yıkarak aklanacaklarını zannediyorlarsa çok büyük yanılıyorlar" dedi.
21 Eylül 2021: Mahkeme heyeti başkanı, Covid-19 temaslı olduğu için duruşmaya geçici bir heyet baktı.
23 Eylül 2021: Geçici heyetin yönettiği duruşmaya avukatların çoğu katılmadı. Tutuklu siyasetçiler tahliye talebinde bulundu.
Sebahat Tuncel, "Her şey oluyoruz ama Kürt olamıyoruz. Başbakan oluyorsun, milletvekili oluyorsun ama Kürt olamıyorsun. Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır. Biz siyasi rehineleriz. Bir de Kürt sorunu var mı yok mu tartışması yapılıyor. Kürt sorunu bu salondadır. AKP, Kürt sorununu mahkeme salonlarına taşıdı" diye konuştu.
18 Ekim 2021: Beşinci duruşmada mahkeme heyeti başkanı Bahtiyar Çolak'ın ameliyat olduğu açıklandı. Bu nedenle yerine başka bir üye başkanlık etti. Önceki duruşmalarda hakkında yakalama kararı verilen kadın aktivist Aynur Aşan'ın dosya kapsamında tutuklandığı açıklandı. Aşan'ın tutuklanmasıyla birlikte davada tutuklu sayısı 21'e yükseldi.
Söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, daha önce dile getirdikleri ve yerine getirilmeyen gizli tanık Ulaş, Mahir ve Kerem Gökalp'in ne şekilde dosyaya dahil edildiklerinin araştırılması talebini yineledi.
Geçici heyet başkanı, Meryem Adıbelli'ye 20 yıl önce yargılandığı dava dosyasını sordu. Adıbelli, "İçeriğini dahi bilmiyorum. 20 yıldır kadın çalışması yürütüyorum. Yaptığım tüm çalışmalar kadınlara yönelikti" yanıtını verdi.
19 Ekim 2021: Tutuklu bulunan RTÜK üyesi Ali Ürküt beyanlarda bulundu. Çözüm sürecine değinen Ürküt, "Çözüm Süreci siyasi yarar sağlandığı sürece mi gündemde tutuluyordu? Tek başına iktidar getirmiyorsa süreçten vaz mı geçmek gerekir? Çözüm Süreci devam etseydi büyük bir kazanım olacaktı. Ama bundan vazgeçilmesinin hepimize büyük faturası oldu" dedi.
21 Ekim 2021: Duruşmada söz alan Sebahat Tuncel, Sibel Akdeniz ile birlikte duruşma için Sincan L Tipi Cezaevi'ne getirildiklerini hatırlatarak, savunma hazırlamak için yeterli koşulları bulunmadığını söyledi. Mahkeme heyeti başkanı, bu durumun kendi sorumluluğunda olmadığını belirtti.
22 Ekim 2021: Sibel Akdeniz, Sebahat Tuncel ile birlikte 7 Ağustos günü gardiyanların saldırısına uğradıklarını açıkladı. Diğer tutuklular da cezaevi koşulları nedeniyle savunma hazırlamada yaşadıkları sorunları anlattı.
Ayla Akat Ata ise katıldığı 3 etkinliğin tutuklamaya gerekçe yapıldığını ancak bunların iddianamede yer almadığını belirtti. Ata, "Beni yargılayacaksanız ek iddianame hazırlayabilirsiniz ama olmayan şeyler üzerinden belge topluyorsunuz" dedi.
25 Ekim 2021: Mahkeme heyeti başkanının tutuklulara yönelik sorularına tepki gösteren Av. Şevin Kaya, "Sorularınızla yargılananların aslında nasıl birer siyasi rehine olduğunu gösteriyorsunuz. Siz müvekkillerimizin hiçbirine kanaat açıklamaya dair soru soramazsınız. 'Nasıl yorumluyorsunuz?' diye soru soruyorsunuz. Sizin nasıl ideolojik hareket ettiğinizi gördük" dedi.
26 Ekim 2021: Tanık ifadelerine dikkat çeken Av. Kenan Maçoğlu, "Mahir'in ve Gökalp'in ifadeleri aynı. Demirtaş'ın 2014'de yaptığı Mürşitpınar açıklamasını ezberlemişler ve virgülü virgülüne anlatıyorlar ifadelerinde. Tanıklar nasıl oluyor da 5 yıl önceki açıklamayı unutmamış? De-da yazım yanlışlarına kadar her şeyi aynı söylemişler. Bundan öte kumpasın belgesi olabilir mi?" diye konuştu.
Figen Yüksekdağ, "Yargı üzerinden siyaset yapıyorlar. Biz asıllarıyla muhatap olmak isterdik. Kobanî Davası sürdürüldüğü ve bizler de suçlu ilan edildiğimiz sürece IŞİD terör örgütü cesaretlendiriliyor. Bu intikam operasyonunun birinci derece muhataplarının kim olduğunu herkes biliyor. Bu davanın birinci derece muhatabı Eş Genel Başkan olarak benim. O nedenle arkadaşlarımızın haksız tutukluluk sürecinin sona erdirilmesi gerekiyor" dedi.
27 Ekim 2021: 325 klasörle başlayan ve 6 ayı dolduran davada klasör sayısı bine yaklaştı. Beşinci duruşma 7 günlük periyodun ardından sona erdi. Duruşmada konuşan Selahattin Demirtaş, "Bugüne kadar hiç tahliyemi talep etmedim çünkü beni tutuklayan siz değilsiniz, bırakacak olan da siz değilsiniz. Erdoğan'ın talimatıyla burada tutuklu bulunuyoruz. Biz dimdik onurumuzla direniyoruz. Bu hukuksuzluğun hesabı önce sandıkta, sonra da mahkemelerde verilene kadar direneceğiz. Ne tahliyesi, siz kimsiniz ki bizi tahliye edeceksiniz! Erdoğan ve Bahçeli olduktan sonra. Adam 'Anayasa Mahkemesini kapatın' diyor. Siz gerçekten onurlu olsanız cübbenizi çıkarır 'biz hukukun üstünlüğünü kimseye ezdirmeyiz' dersiniz" diye konuştu.
Avukat Hadi Cin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun hakkında mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını istedi.
TIKLAYIN - Duruşmalara giden yol | 6/8 Ekim 2014 - 25 Nisan 2021
TIKLAYIN - Kobanî davası kronoloji (1-5. Blok Duruşmalar)
TIKLAYIN - Gerçeği ters yüz eden hukuk
TIKLAYIN - Kobanî davası kronoloji (6-9. Blok Duruşmalar)
TIKLAYIN - Avukat Özdoğan: Kararlar adliyede yazılmıyor
TIKLAYIN - Kobanî davası kronoloji (10-11. Blok Duruşmalar)
(DO/SD)