*Fotoğraf: Boğaziçi Akademisyenleri
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Melih Bulu'yu rektör olarak atanmasının ardından başlattığı nöbet eylemi devam ederken, rektörlük nöbete katılan öğretim üyeleri hakkında disiplin soruşturması başlattı.
Şu ana kadar 13 akademisyen hakkında başlatılan disiplin soruşturmasında gerekçe olarak eylemlerin “kanuna aykırı” ve “üniversite işleyişini bozucu nitelikte” olduğu öne sürüldü.
Boğaziçi Üniversitesi yönetimi disiplin soruşturmasındaki “kanunsuzluk” iddialarına dayanak olarak ise Rektörlüğün 1 Haziran 2023 ve 7 Temmuz 2023 tarihli yazılarını gösterdi.
Yazılarda gerçekleştirilen nöbetlerin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu”nun "yasak yerler" başlığını taşıyan 22'nci maddesi uyarınca kanuna aykırı olduğu iddia edildi.
Rektörlük, ayrıca sessiz protestoların üniversite tercih etme aşamasındaki öğrenci adaylarının “tereddüde düşmelerine” neden olduğunu ve eylemlere devam eden öğretim üyeleri hakkında adli, cezai ve idari işlemlerin başlatılacağını belirtti.
TIKLAYIN-Boğaziçi Üniversitesi'nde son bir yılın bilançosu
"Mahkeme kararları görmezden geliniyor"
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak barışçıl protesto hakkımızın anayasamız tarafından güvence altına alınmış olduğunu tekrar hatırlatır, nöbetimizin, hiçbir bildirime, izine, ya da idarenin saat/mekan tasarrufuna tabi olmadığının altını çizmek isteriz.
Nöbetimizin hiçbir idari ve akademik işleyişi aksatması söz konusu olmadığından, asılsız gerekçelerle yasaklanması da net bir şekilde hak ihlali anlamına gelecektir ve hukuksuzdur. İfade özgürlüğünün ve bu özgürlüğün bir görünümü olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının kapsamı ve sınırlanması ile ilgili ölçütler, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından belirlenmiştir.
7 Temmuz 2023 tarihli yazıda ifade edilen yaptırım tehditlerinin ve sınırlamaların hukuka aykırı olduğunu ortaya koyan çok sayıda yargı kararı mevcuttur. Tamamen hukuk sınırları içinde kalarak gerçekleştirdiğimiz barışçıl nöbetimizin, yüksek mahkeme kararları görmezden gelinerek kriminalize edilmesi kabul edilemez.
Bu vesile ile tüm yasaklamalara ve tehditlere rağmen, yapılan hukuksuzlukların takipçisi olmaya ve üniversitemizin içinde bulunduğu yönetim krizine dikkat çekmeye devam edeceğimizi, barışçıl ve hukuki çerçeve içinde kalarak üniversitemizin özgürlükçü, çoğulcu, eşitlikçi yapısını korumaya yönelik itirazlarımızı farklı biçimlerde ifade etmeyi sürdüreceğimizi belirtmek isteriz.”
(RT)