“Şimdi bilgisayar bilimleri dersinden çıktım, sabahleyin de kuantumla ilgili bir toplantımız vardı” diye söze başlıyor.
Birazdan da başka bir derse gireceği için de hızlıca devam ediyoruz.
“Bölümü Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan alınmam çok önemli değil, arkadaşlarıma yapılan haksızlıklar karşısında bana yapılan büyük bir şey değil. Zaten derslerime devam ediyorum, okula girebiliyorum. Öğrencilerimden ayıramadılar…”
Konuşan kişi Prof. Dr. Cem Say.
Prof. Dr. Say, dekan Dekan Fazıl Önder Sönmez'ın talimatı ile Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden alındı.
Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı görevinden alınma sürecini bianet’e yorumlayan Say, “Bu ana bilim dalı başkanı Türkiye hukukunda mevzuatında seçimle gelinen üniversite içindeki tek pozisyon. Şimdiye kadar daha oralara el atamamışlardı çünkü bayağı seçimle geliyor” diyor:
“Hiç ‘ben Ahmet'i değil Mehmet'i atamasını yapayım’ deme şansı yok kimsenin. Kim seçildiyse onu atamak zorundasın. İlk defa olarak bunlara da bir kulp takmayı deniyorlar.”
“Sanırım bu nedenle de o kadar gereksiz, hukuk dışı, mantık dışı bir gerekçe yazmışlar ki nereden baksanız elinizde kalıyor. Bu hukuksuzluğa karşı dava açıyorsunuz fakat seneler sürüyor. Kendileri de biliyor, hukuksuz bir işlem yapılmış.”
Yersiz şikayette bulunmuş…
Prof. Dr. Say, kararın gerekçesini de paylaştı, ilgili kararda Say’ın “bir öğretim üyesi hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda, haksız isnatlarda ve yersiz şikâyetlerde bulunduğu” iddia ediliyor.
Prof. Say, bunu da gülümseyerek yorumluyor:
“Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı olarak gönderilen paraşüt atamalara itiraz ettim. Asıl suç olan budur. Bu yeterlilikte olmayan iki akademisyeni bölüme atamaktır. Ben aslında işimi iyi yapmışım. Kriterlere uygun olmayan atamalara itiraz edip mahkemeye başvurmuşum. Suçum bu.”
“Bu pozisyonu etkisiz kılmak istiyorlar”
Prof. Say’a göre, Bilgisayar Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı görevi hiçbir yetkisi olmayan bir duruma sokulmak isteniyor. Bu görevden almanın bir nedeni de bu. Prof. Dr. Say’ın itiraz etmesi.
“Ben 2022'de seçildikten sonra başkanlık görevlerini yerine getirdim. Etkisiz eleman olmadım. Bunlar bizim bölümümüze ne zaman bir paraşüt tabir edilen yöntemle bir atama yapmaya kalkarsa çat diye ben ona dava açıyorum. Bunu sadece bölüm başkanı olduğum için değil vatandaşlık görevi olarak da yapıyorum. Bu benim anayasal hakkım. Sanırım bu şekilde 5-10 tane davam var. Çünkü sağ olsunlar bizim bölümü özellikle beğeniyorlar.”
“Belli ki daha fazla dava açılmasın biz de daha çok paraşüt atama yapalım demek istediler. Yani ben bu adamlara bir kelime söylemedim. Bu kişilere hakaret etmedim, gittim dava açtım. Ben yine kapıdan girebiliyorum en azından. Boğaziçi'nin en mazlum insanı sıralamasında böyle ilk yüze bile giremem. Arkadaşlarımıza neler yaptıklarını biliyorsunuz.”
Paraşüt Atamalar hakkında
Güney Kampüs’ün bianet’e geçtiği habere göre, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve mezunları, Haziran 2023’te 30 civarında olan “paraşüt” akademisyenlerin sayısının Ocak 2024’te 70’i geçmesinin ardından, yeni bir liste yayımladı.
Listeye göre, Mehmet Naci İnci’nin tek imzasıyla göreve başlayan “paraşüt” akademisyenlerin sayısı, birkaç ay içinde 100’ü aşacak.
“Paraşüt” akademisyenlerin açtığı dersler arasında bölümlerin zorunlu derslerinin de bulunması, üniversite öğrencilerinin temel yetkinliklerini kazanırken bile zorlanmasına neden oluyor. Öğrencilerin yaşadığı bu zorluklar ve eğitim kalitesindeki düşüş, okulun kendi düzenlediği memnuniyet anketlerine bile yansıyor.
Öğrenciler, yeterli kontenjan açılmayan derslerde bir de bu akademisyenlerden ders almamak için deyim yerindeyse “köşe kapmaca” oynuyor. Öğrencilerin bu konudaki isteksizliğinin farkında olan okulun akademik birimleri, boş kalan dersleri seçmeleri için öğrencilere e-mail atıyor.
Tek gecede, tek imzayla değil
Tek imzayla göreve başlayan kayyım rektörlerin tek imzayla akademisyen alımından önce, üniversiteye akademisyen alımı uzun ve kolektif bir süreçti ve altı basamaktan oluşuyordu:
1. İlgili kurum kişi odaklı alımdan ziyade hangi yönde ilerleyeceğine karar verir ve hangi alanlarda kaç kişilik kadro gerektiğini saptar. Teker teker başvuru almak yerine toplu bir ilân yayınlar.
2. Her kadro için birden fazla başvurunun olmasına özen gösterilir. Adaylar özgeçmiş, yayın listesi ve araştırma hedeflerini sunar. Karşılıklı bir kıyaslama yapılır, kişiye özel bir alım ve kıyaslama olmaz.
3. Her aday muhakkak araştırmasını anlattığı bir İngilizce sunum yapar ve bu sunum dileyen herkese açıktır. Herkes dilediği soruyu sorabilir.
4. Aynı kadroya başvuran adayların değerlendirilmesi için bölüm kurulu toplanır. Öncelikle kuruldaki tüm akademisyenler adayların güçlü ve zayıf yönlerini ve bu yönlerin ilgili pozisyonla olan uyumluluğunu değerlendirir. Değerlendirmede, yayınlar, atıflar, ilgili konferanslar ve dergiler, mezun oldukları okul, mezuniyet yılı, yapılan projeler, kuruma ve topluma hizmet gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Değerlendirmede nicelikten ziyade nitelik esastır. En önemli kriterlerden biri ise adayın sunum performansı, sorulan sorulara verdiği yanıtların tatmin ediciliği ve İngilizce yeterliliğidir.
5. Görüşler ifade edildikten sonra her kadro için o kadro seviyesi ve yukarısındaki akademisyenler arasında “kapalı oylama” yapılır. Oylama için en çok oy, eleme tutarı gibi farklı usuller kullanılabilir fakat oylama sonucunda nitelikli oy çoğunluğu (tanıma göre yüzde 66 ya da 75) sağlanmasına özen gösterilir.
6. Her kadro için en çok oy alan adayın atama işlemleri başlatılır
Cem Say hakkında
Eğitim hayatına başladığı günden itibaren bilim ve teknolojiye duyduğu ilgi ile dikkat çekti.
Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra lisansüstü eğitimine devam ederek doktor unvanını kazandı. Akademik kariyerine üniversitelerde öğretim üyeliği yaparak devam etti.
Bilgisayar bilimlerindeki çalışmaları ile özellikle yapay zeka ve kuantum hesaplamalar alanlarında öne çıktı.
Doktora sürecinde TÜBİTAK doktora bursu almış ve uluslararası düzeyde birçok ödül kazanmıştır. Ayrıca Viyana Dil Okulu ve İtalyan Kültür Enstitüsü dil okulu burslarını da kazandı.
2003 yılında profesör unvanını kazanarak bilgisayar bilimleri alanında öğretim üyeliği yapmaya devam ediyor.
(EMK)