2 Ocak 2015’te AKP’den milletvekili olan Melih Bulu’nun, 1 Ocak 2021 kararnamesi ile göreve geldiği günden itibaren başlayan “kayyım rektör” dönemi, 21 Ağustos 2021’de Resmî Gazete’de yer alan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Mehmet Naci İnci’nin atanmasıyla devam ediyor.
Bu tarihlerden günümüze, Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan antidemokratik değişiklikler akademi alanında da kendini gösteriyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde hiçbir fakülte ve akademik birimin talebi olmadan, görüşü ya da onayı alınmadan, geçerli bir mülakat dahi yapılmadan adrese teslim kadrolarda göreve başlayan akademisyenler, formasyonlarının yeterli olmadığı alanlarda ders vermeye çalışıyor.
Boğaziçi İİBF'yi kapatma planı: "Kayyımların yetkisinin daha çok artacağı bir dönem"
Zorluklar
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve mezunları, Haziran 2023’te 30 civarında olan “paraşüt” akademisyenlerin sayısının Ocak 2024’te 70’i geçmesinin ardından, yeni bir liste yayımladı.
Listeye göre, Mehmet Naci İnci’nin tek imzasıyla göreve başlayan “paraşüt” akademisyenlerin sayısı, birkaç ay içinde 100’ü aşacak.
“Paraşüt” akademisyenlerin açtığı dersler arasında bölümlerin zorunlu derslerinin de bulunması, üniversite öğrencilerinin temel yetkinliklerini kazanırken bile zorlanmasına neden oluyor. Öğrencilerin yaşadığı bu zorluklar ve eğitim kalitesindeki düşüş, okulun kendi düzenlediği memnuniyet anketlerine bile yansıyor.
Öğrenciler, yeterli kontenjan açılmayan derslerde bir de bu akademisyenlerden ders almamak için deyim yerindeyse “köşe kapmaca” oynuyor. Öğrencilerin bu konudaki isteksizliğinin farkında olan okulun akademik birimleri, boş kalan dersleri seçmeleri için öğrencilere e-mail atıyor.
Tek gecede, tek imzayla değil
Tek imzayla göreve başlayan kayyım rektörlerin tek imzayla akademisyen alımından önce, üniversiteye akademisyen alımı uzun ve kolektif bir süreçti ve altı basamaktan oluşuyordu:
- İlgili kurum kişi odaklı alımdan ziyade hangi yönde ilerleyeceğine karar verir ve hangi alanlarda kaç kişilik kadro gerektiğini saptar. Teker teker başvuru almak yerine toplu bir ilân yayınlar.
- Her kadro için birden fazla başvurunun olmasına özen gösterilir. Adaylar özgeçmiş, yayın listesi ve araştırma hedeflerini sunar. Karşılıklı bir kıyaslama yapılır, kişiye özel bir alım ve kıyaslama olmaz.
- Her aday muhakkak araştırmasını anlattığı bir İngilizce sunum yapar ve bu sunum dileyen herkese açıktır. Herkes dilediği soruyu sorabilir.
- Aynı kadroya başvuran adayların değerlendirilmesi için bölüm kurulu toplanır. Öncelikle kuruldaki tüm akademisyenler adayların güçlü ve zayıf yönlerini ve bu yönlerin ilgili pozisyonla olan uyumluluğunu değerlendirir. Değerlendirmede, yayınlar, atıflar, ilgili konferanslar ve dergiler, mezun oldukları okul, mezuniyet yılı, yapılan projeler, kuruma ve topluma hizmet gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Değerlendirmede nicelikten ziyade nitelik esastır. En önemli kriterlerden biri ise adayın sunum performansı, sorulan sorulara verdiği yanıtların tatmin ediciliği ve İngilizce yeterliliğidir.
- Görüşler ifade edildikten sonra her kadro için o kadro seviyesi ve yukarısındaki akademisyenler arasında “kapalı oylama” yapılır. Oylama için en çok oy, eleme tutarı gibi farklı usuller kullanılabilir fakat oylama sonucunda nitelikli oy çoğunluğu (tanıma göre yüzde 66 ya da 75) sağlanmasına özen gösterilir.
- Her kadro için en çok oy alan adayın atama işlemleri başlatılır. (GK/TY)