Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul Gazi Mahallesi’ndeki polis karakolunda işkenceye maruz kaldığını anlatanlar, polisler hakkında “işkence, kötü muamele ve hakaret” suçlamalarından şikayetçi oldu.
Avukat Ezgi Çakır bianet’e yaptığı açıklamada, “sokakta yazılama yapmak, sticker yapıştırmak gibi gerekçelerle gözaltına alınan müvekkillerinin Gazi Mahallesi karakolunda sistematik şekilde işkenceye, hakaret ve küfre maruz kaldığını, tehdit edildiklerini, bu durumun aylardır sürdüğünü” söyledi.
Son olarak bildiri dağıtırken gözaltına alınan üniversite öğrencisi Deniz Aydın ve işçi Taylan Gültekin de Gazi Mahallesi karakolunda dövüldüklerini anlattı.
“Polis ‘Bu daha fragman, seninle film de çekeceğiz’ dedi”
Aynı karakolda gördüğü işkence nedeniyle Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (TİHV) da başvurmuş olan Vedat Doğan’ın hastanede çekilen tomografi raporunda, omurgasının beline denk gelen kemiklerinde kompresyon kırığı olduğu ifade ediliyor.
Vedat Doğan, 3 ay önce karakolda dövüldüğünü, belinin kırıldığını söylemesine rağmen ısrarla beline tekme attıklarını söyledi, gözaltına yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Karakola götürünce bizi bir odaya yüzüstü attılar. 4-5 saat boyunca belimin üstünde zıpladılar, kasıklarımı, böbreklerimi sıktılar. Biri ayakkabısını ağzıma sokmaya çalıştı, başka bir polis ‘Sigarayı gözünde söndüreyim mi’ dedi. Yüzümü koli bandıyla bağladılar. Polislerden biri de ‘Bu daha fragman, seninle film de çekeceğiz’ dedi. Gözaltı muayenesinde doktordan belimin filminin çekilmesini talep ettim ancak kabul etmedi. Savcılıkta da gördüğümüz işkenceyi anlattım ama dikkate alınmadı. 3 aydır çelik korse takıyorum, halen ağrılarım devam ediyor.”
“Bugün spor yapamamıştım sizin üzerinizde sporumu yaptım”
Üniversite öğrencisi Deniz Aydın, düzenledikleri basın toplantısında yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Gazi Mahallesinde karga tulumba gözaltına alındık. Karakola götürülürken araçta erkek bir polis üzerimden hiç inmedi. Araçta sürükleyerek indirildik, binanın üçüncü katına sürükleyerek çıkardılar. Bizi bir odaya yüzüstü, ellerimiz arkadan kelepçeliyken attılar. Vurmaya başladılar. 10’dan fazla polis vardı, yüzlerini görmedik.
“Tekmelediler, bacaklarımızın üst kısmına ‘En çok acıyan yer burasıymış, doğru mu’ diyerek copla vurdular. Orada dört saat kaldık.
“Copla vuran polis, ‘Ben bugün spor yapamamıştım sizin üzerinizde sporumu yaptım’ dedi. O yorulunca başka polis geldi, böbreklerime vuruyordu, inanılmaz acı veren bir hareketti, ‘Aslında yapmam ama çok güzel bağırıyorlar’ diyordu.”
“Birbirlerine ‘Ben yoruldum, biraz sen geç’ diyorlardı”
Deniz Aydın, kendisinin üzerini de erkek polisin aradığını, sonradan çağırdıkları kadın polise de üst aramasını kendisi yapmış gibi tutanak imzalattıklarını anlattı:
“Küfürler, hakaretler edildi. Copu da dik bir şekilde omurga kısmına vuruyorlardı. Birbirlerine ‘Ben yoruldum, biraz sen geç’ diyorlardı.
“Sonra hastaneye götürüldük, hastanede insanların içinde ‘Bunlar terörist’ diye bağırdılar. Ardından İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldük, götürürken araçta polislerden biri ‘Beyaz Toros devri kapandı artık beyaz transitler var, bizi gördüğünüzde kaçın’ dedi.” (AS)