Haberin İngilizcesi için tıklayın
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Fırat Can, Kırklareli’de tutuklu olduğu dönemde sınavlarına girmesi için İstanbul’a getirildiğinde, Maslak Sevk Bölüğünde jandarmalarca dövüldü. Olayla ilgili yargılanan bir kişiye verilen para cezasında ise hükmün açıklanması geri bırakıldı (HAGB).
Fırat Can, maruz kaldığı durumun cezasızlıkla sonuçlanmasına dair avukatı Ercan Kanar aracılığıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yaptı.
AYM bugün gerekçeli kararını açıkladı, Anayasa'nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan eziyet yasağının hem maddi hem usul yönünden ihlal edildiğine ve Can’a 70 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Ayrıca dosya yeniden yargılama yapılmak üzere Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilecek.
“Kendi gözünde küçük düşürülmesi de kötü muamele”
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, jandarmaların tutuklu öğrenciyi darp etmesine dair şu değerlendirmeler yer aldı:
“…kamuya açık olarak yapılması onun aşağılayıcı ve insan haysiyetiyle bağdaşmayan nitelikte olup olmamasında rol oynasa da bazı durumlarda kişinin kendi gözünde küçük düşmesi de bu seviyedeki bir kötü muamele için yeterli olabilmektedir.”
“Başvurucunun [Fırat Can] vücudunun değişik yerlerinde yaralanmalar mevcut iken ve elleri kelepçeli bir şekilde kamu görevlilerinin gözetimi altında bulunduğu sırada yaralamanın gerçekleştirildiği ortadayken hapis cezası yerine para cezası tercih edilmesinin ve alt sınırdan ceza uygulanmasının failin fiiliyle orantılı ceza almasına ve başvurucu açısından uygun giderimin sağlanmasına hizmet ettiği söylenemeyecektir.
“Devlet görevlileri fiili dokunulmazlıktan yararlanabilir”
Kararda ayrıca, jandarmaya verilen cezanın da ertelenmesiyle birlikte, bu cezasızlığın olası sonuçları da tartışıldı:
“Para cezası tercih edilerek alt sınırdan ceza verilmesi yoluna gidilmesi ve hukuki bir sonuç doğurmamayı ifade eden HAGB kurumunun uygulanması sebebiyle, hükmün, başvurucu açısından mağduriyetinin etkili giderimini sağlayabilecek nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
“Soruşturma, sorumluların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlamaya elverişli olmalıdır. Bu mümkün olmazsa, bazı durumlarda devlet görevlilerinin fiili dokunulmazlıktan yararlanarak kontrolleri altında bulunan kişilerin haklarını istismar etmeleri mümkün olacaktır.”
Ne olmuştu?
Kırklareli E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda “terör örgütü üyeliğinden” tutuklu bulunan Fırat Can, öğrencisi olduğu Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesinin sınavlarına girmesi için İstanbul’a sevk edildi.
Can, sınavlara girdikten sonra tutulduğu Ceza İnfaz Kurumuna götürülmek amacıyla 11 Haziran 2007’de İstanbul Maslak Sevk Bölüğüne getirildi.
Burada maruz kaldıklarına dair aynı gün Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusunda ve ardından verdiği ifadesinde olayı şöyle anlattı:
“Bayrampaşa Ceza İnfaz Kurumunda ring aracına bindirilmeden önce Maslak Sevk Bölüğünde görevli jandarma uzman çavuş ve emrindeki on asker tarafından Bayrampaşa Ceza İnfaz Kurumunun tuvaletine götürülerek dövüldüğünü, hayalarının sıkıldığını, copla boğazına vurulduğunu ve kendisine hakaret edildiğini…
“İsimlerini bilmediği bu kişilerin söz konusu eylemleri kendisinin örgüt üyesi olduğunu iddia etmeleri ve parmağındaki yüzüğü çıkarmak istemeleri sebebiyle yaptıklarını, zorla yüzüklerini aldıklarını, yüzüklerin akıbetini bilmediğini söyledi.”
"İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganı duyuldu
Olayın tanığı olan bir başka tutuklu da ifadesinde, “Fırat Can alyansını çıkarmayacağını söyleyince iki jandarma erinin kollarından tuttuğunu, rütbeli jandarmanın da elindeki copla birkaç defa sırtına vurduğunu, hakaret ettiğini ve daha sonra jandarma görevlilerinin Can’ı zorla sürükleyerek bir başka odaya götürdüklerini, oradan Can’ın ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ şeklinde slogan attığını duyduğunu” anlattı.
Aynı gün olduğu doktor muayenesi sonrası düzenlenen raporda da darp edildiğine dair bulgular yer aldı.
Uzman çavuşa 150 günlük para cezası da ertelendi
Ancak sadece tek bir uzman çavuşa “zor kullanma yetkisinin aşılması suretiyle kasten yaralama” suçundan dava açıldı.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi davada sanık M.N.T., “kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama” suçundan 180 gün adli para cezası ile cezalandırıldı, iyi hal indirimiyle cezası 150 gün adli para cezası karşılığı olarak 3 bin TL adli para cezasına çevrildi. Ayrıca hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Cezasızlıkla ilgili itirazları reddedilen Fırat Can, 8 Ocak 2016’da AYM’ye bireysel başvuru yaptı. AYM’nin gerekçeli kararı bugün açıklandı. (AS)