Zonguldak Karabük yolu üzerindeki Filyos Çayı'nda cansız bedeni bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Dinabongho Ibouanga’nın öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü.
Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Ibouanga ailesini, Dina İçin Feministler grubundan avukatlar temsil etti.
Karabük Savcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre, Dursun A. hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "cinsel istismar" suçlamasından 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Duruşma katibi, davayı takip eden gazetecilerin üstünü aramak istedi, “telefon kullanmayın” dedi. Gazeteciler üst aramasına izin vermedi.
Avukatların kimlik kontrolü yapıldı ve katılma talepleri alındı. Ankara Barosu katılma talebini iletti.
Dursun A.: Polisi aramak aklıma gelmedi
Sanık Dursun A. duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, sanığın kimlik tespitinin yapılmasının ardından duruşma başladı.
Dursun A.’nın sorgusuna geçilmeden önce söz alan Dina'nın avukatları, “Savunma hakkının parçası burada olması. Bizim de hakkımız var. Biz buraya gelmesini istiyoruz” dedi.
Ardından Dursun A.’nın sorgusuna geçildi. Sanık şunları söyledi:
“Ben evimden çıktım. Eşime dedim, ‘ben sigara almaya gidiyorum.’ Sonra ara yola giderken kız önüme atladı. Bana ‘hastane hastane’ dedi. ‘Ne oldu’ dedim. Bana, ‘beni abla dövdü’ dedi. Aracımın arka koltuğuna bindi. Benim amacım hastaneye götürmekti. Büyük hastaneye götürmek istedim. Yolda gidiyordum, Yeşil Mahalle tarafında ışıklarda durdum. Sürekli yabancı konuşuyordu. Benden telefonumu istedi, ‘abi telefon telefon’ dedi. Telefonumu verdim. Konuşmadı telefonla. Yoluma devam ettim. Yüz elli metre gittim arabamın arka kapısını açtı. Yabancı konuşuyordu. Yüzünde ve elinde kan vardı. Arabadan inmeye çalıştı. Sonra durdum. Arabamın kapısını kapatmaya çalıştım, bu sırada kız karşı tarafa geçmişti. Ben yoluma devam ettim. Terminale gelince komiseri aradım. Yeğenimin arkadaşı. Yoluma devam ettim. Amacım komisere, ‘aracıma bir kız bindi, hastaneye gidiyordu’ diye haber vermekti. Sonra yoluma devam ettim. Tekrar karşıma çıkar diye bekledim, sigara yaktım. Gelmedi, görmedim. Evime gittim sonra. Ablam aradı, onun yanına gittim. Ne dediğini anlamadığım için dikiz aynasından baktım, amacım sadece hastaneye götürmekti. Hiç temasım olmadı. Dokunmaya çalışmadım. Sözlü olarak da bir şey söylemedim. Amacım sadece hastaneye götürmekti. Ben de ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ne oldu bu kıza diye.”
Mahkeme başkanının “Neden karakola haber vermedin?” sorusuna ise sanık Dursun A. “Ne olduğunu anlayamadım yoluma gittim. Ne yapacağımı bilemedim. Tekrar polisi aramak aklıma gelmedi” yanıtı verdi.
Mahkeme başkanından sanığa: İfadende çelişkiler var
Sanık Dursun A.'nın "Ben bu kızın öldüğünü televizyondan gördüm. Ancak aracıma binen kız olduğunu anlamadım. Polis kapıma gelince anladım" sözleri üzerine mahkeme başkanı, "İlk ifadende bazı şeyleri söylememişsin. Biraz çelişkiler var" dedi.
Bunun üzerine Dursun A. "Ben vatandaşlık görevimi yaptım, başka amacım yoktu. Onu doktora götürecektim. Ne olduğunu anlayamadım. Ben bu kızın öleceğini tahmin etmedim. Öldüğüne üzüldüm. Ölmesini istemedim, yardım etmeye çalıştım" yanıtı verdi.
Sanık avukatı: Samet Ç. araştırılsın
Dursun A.’nın avukatı Yusuf Çolak ise müvekkiline yönelik suçlamayı kabul etmediğini belirterek, şöyle konuştu:
“Üzgünüz. Belki intihar belki kaza, kim sorumluysa bulunsun. Dina PTT’den telefon göndermek istiyor, bundan dolayı da üzgün. Telefonun yanlış adrese gittiğini söylüyor. Burada yaşadığı problemlerden dolayı psikolojisinin bozuk olduğunu anlıyoruz. Samet Ç. isimli şahıs. Dina’nın kendisinden yardım istediğini biliyoruz. Sonrasında Dina’ya mesaj attığını biliyoruz. Dina biriyle tanıştığını, kendisine cinsel ilişki teklif edildiğini anlıyoruz. Bu kişinin Samet Ç. olduğunu anlıyoruz. Müvekkilime yönelik suçlamayı kabul etmiyoruz. Samet Dina’ya ısrar ediyor. Bu hususun araştırılması gerekiyor.”
Avukat Çolak ayrıca, Dina’nın ‘psikolojik sorunları olduğunu’ ve erkek arkadaşıyla ‘sorun yaşadığını’ öne sürerek, “Dursun A.’nın Dina’nın ölümüne dahli yok ve aynı zamanda zarar gördüğüne de tanık olmadığını düşünüyoruz” dedi.
Avukatlardan keşif talebi
Dina’nın ailesinin avukatları ayrıca, olay yerinde keşif yapılması talebinde bulundu.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı temsilen bir avukat da davaya katılma talebinde bulundu, “Sanığın siyah kadınlara ilgisi olduğunu söylemesine istinaden, sanığın erkek biri de aracının önünü kestiğinde yardım edip etmeyeceğinin araştırılmasını istiyoruz” dedi.
Katılım taleplerine ilişkin ara karar
Mahkeme heyeti, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın davaya katılım talebini kabul ederken, Ankara Barosu'nun talebini reddetti.
Avukat Aktepe: Soruşturma etkin yapılmadı
Dina’nın ailesinin avukatı Gülyeter Aktepe ise sanığın beyanları arasında çelişkilerin olduğunu belirterek, “Kronolojik aktarımlarında çelişkiler var. Dört kez aynı numarayı aradığını söylüyor. Fakat böyle bir arama yok” dedi.
Avukat Yeter, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yardım isteyen bir kadının hastane tercihi yaptığı iddia ediliyor. Yardım talebi ile aracın önüne atlayan Dina neden araçtan indi? Biz de soruşturmanın etkin yürütülmediğini söylüyoruz. Sanığın bir davranışıyla araçtan inmek istediğini düşünüyoruz, bundan şüpheleniyoruz. Arama kayıtlarında polisi, Cem adlı komiseri aradığına dair bir kayıt yok. Samet Ç. ile Dursun A.’nın aynı yerde olduğuna dair HTS kaydı var ancak buna dair bir tahkikat yapılmamış. Sanığın aracının içinde ne oldu? Sanığın siyah kadınlardan hoşlandığını söylediğini hatırlatıyorum. Soruşturma etkin yapılmadı. Kuvvetli suç şüphesi var. Tutukluluk halinin devamını istiyoruz.”
Tanık: Dina’yı iki kişi bekliyordu
Tercüman aracılığı ile ilk siyahi tanık dinlendi:
“Ben aynı apartmanda değildim. Dina’nın koştuğunu gördüm. Sokağı gören diğer evdeydim. Sadece koşuyordu. Takip eden kimse yoktu. Gabonlu Dina ve arkadaşlarını tanımıyorum. Dina’yı iki kişi bekliyordu. Beni görünce araca binip gittiler.”
Tanık: İki erkeğin koştuğunu gördüm
İkinci tanık ise ifadesinde Dina’nın çığlıklarını duyduğunu, bunun üzerine polisi aradığını, ardından Dina’nın kaçmayı başardığını ancak ardı sıra iki erkeğin koştuğunu gördüğünü söyledi:
“Bodrumu görüyordum. Bir kızın sesinden dışarı çıkmak istediğini anladım. Çığlık atıyordu. Pencereyi açmaya çalışıyordu. ‘Kızı bırakacak mısınız? Yoksa polis mi çağırayım’ dedim. İçerde kaç kişi olduğunu göremedim. Birinin kızı pencere kenarından uzaklaştırdığını gördüm. Bir süre ses kesildi. Sonra yine ses geldi. Ben de bağırdım, ‘bırakın’ dedim. Bırakmadılar. Polisi aradım. Polisi aradığımı balkondan gösterdim, kızı bıraktılar. Sonra karşı apartmandan bizim apartmanın bahçesine inen demirliklerden atladı. Pantolonu yırtıldı. ‘Geleyim mi’ dedim, ‘hayır’ dedi. Yan apartmana geçti. Sokağa çıktı, duraksadı. Ne tarafa gideceğini bilemedi, terlikleri düştü. Koşarak yalınayak uzaklaştı. Karanlıktı, bir kişi geçti. Dina’nın arkasından bir kişi koştu. Beyaz, orta yaşlı bir erkekti. İki erkeğin koştuğunu gördüm. İkisini görsem tanıyamam. Telaş içinde koştular. Polise ihbar ettim gelmesini bekledim.”
Tanık: Annesiyle 30 dakika konuştu
Dina ile aynı apartmanda kaldığını söyleyen üçüncü tanık ise ifadesinde “Dina tek başına eve geldi. Dina beni uyandırdı. Annesini aradı. Annesiyle 30 dakika konuştu. Dina ile sohbet ettik. Telefon şarj etmek için alt kata, Cedric’in evine indi Dina. Bir daha da geri gelmedi” dedi.
Sanık yakınlarının beyanları
Sanık Dursun A.’nın babası tanık olarak verdiği ifadede, “Üç kişi aynı evde yaşıyoruz. Oğlum bir hava alayım diye dışarı çıktı. Ne zaman geldiğini fark etmedim. Sonraki günlerde olağanüstü farklı bir durum görmedim” diye konuştu.
Sanığın eşi ise “Biz yeğenime iftira gittik. Oradan eve geldik, eşim de sigara almak için dışarı çıktı. 21 gibi çıktı, 23 civarı geldi. Geldiğini gördüm. Dışarıda olanlara dair konuşma olmadı. Sakindi” dedi.
Avukat Eyüboğlu: Keşif yapmak yerine şehir efsanelerini dinlemişsiniz
Dina’nın ailesinin avukatlarından Oya Meriç Eyüboğlu şöyle konuştu:
“Diğer sanıklar yönünden ‘kovuşturmaya gerek yok’ kararı bize tebliğ edilmedi. Buna itiraz edeceğiz. Birçok delilin bu dosyaya konulmadığını gördük.
Bizim de bir tanığımız var. O da farklı açıdan olayı görmüş ve anlatıyor. İki görgü tanığı var. İddianamede bu görgü tanıklarının inandırıcı olmadığı söyleniyor. Ama bunu ispat edecek kanıt sunmamış iddianame.
Biz bir de keşif istiyoruz olay yerinde. İki farklı yerde keşif istiyoruz. Keşif meselesi maddi gerçeğe ulaşmak için önemli. Eksiklikler var. Saç tellerinin de incelenmesini istiyoruz. Keşif yapmak yerine şehir efsanelerini yazmışsınız.”
Bir sonraki duruşma 24 Ocak’ta
Sanık avukatları Dursun A.'nın tahliyesini istedi. Savcı, iki ayrı keşif talebinin kabul edilmesi yönünde görüş bildirdi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Davanın bir sonraki duruşması 24 Ocak 2024’te görülecek.
Dina İçin Feministler: Gerçek adalet istiyoruz
Duruşma sonrasında Dina İçin Feministler açıklama yaptı.
"Dina'nın sesini duyuyoruz etkin soruşturma ve gerçek adalet istiyoruz" diyen kadınlar konuşan Fatmagül Altındağ, “Biz bugün etkin soruşturma talebi ile geldik. Mahkemenin başından itibaren avukatlarımızın sesi kesildi. İddianameyi de yetersiz eksik bulduk. Biz bu meselenin peşindeyiz. Mücadeleyi bırakmayacağız” dedi.
Altındağ’ın ardından konuşan Avukat Meriç Eyüboğlu ise şunları kaydetti:
"Biz İstanbul'dan geldik, yorgunlar ekibiyiz. İçeriyi görebilenler olarak 17 yaşında genç bir kadının öldürülmüş olmasını içimizde hissettik. Dışarıda kalanların öfkesini tahmin bile edemiyorum. Bu davaları takip etmek güç ama biz her seferinde daha güçlü bir şekilde geleceğiz. Erkek şiddeti yaşam hakkımızı elimizden alırken, göçmen kadınlara sözümüz var. Mahkeme salonlarında erkek savcılara, hakimlere karşı mücadele veriyoruz. Bulunduğumuz her alanda bu mücadeleyi örüyoruz. Başka Dina'lar olmasın."
Adliye önünde yoğun güvenlik önlemi
Davayı Dina’nın arkadaşları, Dina için Feministler, Karabük Üniversitesi’nde eğitim gören siyahi öğrencilerin yanı sıra HEDEP İstanbul Milletvekili Özgül Saki ve Eşit Haklar İçin İzleme Derneği Ankara Barosu Mülteci Hakları Merkezi de takip ediyor.
Adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri dikkat çekerken, kadınlar arama noktasından geçirilerek adliyeye alındı.
Dina’nın 26 Mart 2023’te cansız bedeninin bulunması üzerine kadın öğrencinin ‘şüpheli ölümüne’ ilişkin soruşturma başlatılmıştı.
Soruşturma kapsamında güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen ekipler, Dina'nın ana yolda bir otomobilden inip koşarak çalılıklara gittiğini, bir süre sonra araca döndüğünü, ardından otomobilin de çalılığa ilerlediğini tespit etmişti.
Karabük Savcılığı’nın hazırladığı iddianamede Dina'nın, 55 yaşındaki Dursun A.'nın otomobilinden cinsel saldırı sonucu kaçtığı, A.'ın ısrarlı takibi sonucu Dina'nın dereye düştüğü tespit edildi.
Karabük’teki Afrikalı öğrenciler: Dina’nın ailesi Türkiye’deki adaleti görmeli
(EMK)